tag:blogger.com,1999:blog-42819856142319919482024-03-21T10:45:39.465+03:00Sağlık KütüphanesiSağlık sorunları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler sunan alternatif sağlık yöntemleri ile bitkisel tedavi yöntemlerinin paylaşıldığı sağlık bilgileri sitesi.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01086145202427328950noreply@blogger.comBlogger22125tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-39521002391779129462019-02-26T17:36:00.001+03:002019-02-26T17:48:36.786+03:00Vajinal Akinti Neden Olur? - Vajinal Akıntı Nasıl Geçer?<div>
<h3>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Merhaba değerli okurlar, bu gün sizlerle vajinal akıntı neden olur?, beyaz vajinal akıntı neden olur?, vajinal akıntı çeşitleri, sarı akıntı neden olur?, vajinada beyaz peynirimsi akıntı, akıntı neden olur nasıl geçer?, kadınlarda akıntı neden artar?, vajinadan su gibi akıntı gelmesi, vajinal akıntı bitkisel tedavi... konularına değineceğiz. </i></b></span></h3>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgbIxsJZwJIv-FABn5URJAmh_EZXXxdwBWwcOEoOJQ6dDwJG9XdEJSLLISrDCRUvtsNSY8YEO-s1-M6CYkp6nCgj8HfqMTtPYf4S5fCI-Z-kCMB02lrTVSg1wtmRT7W34MovTMw6MJWG84/s1600/vajinal-akinti-nasil-gecer.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="280" data-original-width="600" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgbIxsJZwJIv-FABn5URJAmh_EZXXxdwBWwcOEoOJQ6dDwJG9XdEJSLLISrDCRUvtsNSY8YEO-s1-M6CYkp6nCgj8HfqMTtPYf4S5fCI-Z-kCMB02lrTVSg1wtmRT7W34MovTMw6MJWG84/s1600/vajinal-akinti-nasil-gecer.png" /></a></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">V</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">ajina, halk arasında </span><b style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">"Hazne"</b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> olarak da bilinir. Rahim ile vajina kelimelerinin birbirinin yerine kullanılmasına sık rastlarız. Vajina dış dudaklardan rahime doğru uzanan bir tünel gibidir. Latince </span><b style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">"Torba,kese"</b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> anlamındadır. Uzunluğu 6,5-12,5 cm arasında, genişliği 2-3,5 cm arasında, esnekliği bebek başının dışarı çıkmasını sağlayacak mükemmellikte bir organdır. Herkesin, eli, ayağı, kulağı gibi vajinasının boyutları da o kişiye özeldir.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Vajina kendisine özgü salgısıyla ortamı asitleştirerek, mantarların ve zararlı bakterilerin oluşumuna izin vermez. Laktobasiller gibi bir çok mikroorganizma uyum içinde olduğu ve belli oranlarını koruduğu sürece, vajinadaki zararlı bakterileri ve mantarları önler.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>Aşırı yıkamak, sabunlamak, asitlik derecesi uygun olmayan krem, jel veya nemlendiriciler kullanmak, uygunsuz tampon yapmak, sıkı ve dar kıyafetler veya hava aldırmayan sentetik giysiler-çoraplar giymek vajinal asitliği bozarak vücuda zarar verir.</b> Rahatsızlık verici akıntılar başlar. Akıntı ya kokar,ya kaşınır, ya da ikisi birden olur. Kadınlar çamaşırlarındaki yoğunluğun artışından, renginden, ciltlerindeki tahriş,kızarıklık veya kaşıntıdan durumu anlarlar.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>Vajinanın her tür iltihabına <i>"vajinit"</i> denir.</b> Bazen etken bir bakteri, bazen bir virüs, bazen bir kimyasal veya alerjen olabilir. Etkene göre tedavi değişeceği için, ayrıntılı şikayetler, düzgün bir muayene ve tedavi gereklidir.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sık tekrarlayan vajinitler bazen şeker hastalığı gibi metabolik hastalıkların belirtisi de olabilir. Havuz sularındaki aşırı klor gibi çevresel etkenler de kimyasal dengeyi bozarak vajiniti tetikleyebilir. Sık tekrarlayan vajinitlerde, aynı doktorun oluşan her yeni enfeksiyonu görmesini sağlanmalı,aynı etkenden mi yoksa ayrı ayrı etkenlerden mi vajinit oluyorsunuz, ayırt edebilmek adına düzenli olarak doktora gidilmelidir.</span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br />Vajinal akıntı normaldir. Vajinayı temiz ve nemli tutan ve enfeksiyondan koruyan bir sıvı ya da mukusdur. Bazı akıntı türleri normaldir. Diğerleri tedavi gerektiren altta yatan bir durumu gösterebilir. Şimdi vajinal akıntı ile ilgili bilinmesi gerekenleri açıklamaya çalışaçağız… Vajinal akıntı nedir? Vajinal akıntı neden olur? Vajinal akıntı çeşitleri ve vajinal akıntı tedavisi…</span><br />
<h3>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><span style="font-size: large;">VAJİNAL AKINTI NEDİR?</span></i></b></span></h3>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Vajinal akıntı çoğu zaman normal ve düzenli bir durumdur. Vajinal akıntı genellikle eğer endişelenecek bir şey değildir. Bununla birlikte, bir enfeksiyonu belirtebilecek belli tipte akıntılar vardır. Anormal akıntı sarı veya yeşil kıvamda kötü kokulu olabilir. Maya veya bakteriyel bir enfeksiyon genellikle anormal akıntıya neden olur.</span><br />
<h3>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><span style="font-size: large;">VAJİNAL AKINTI ÇEŞİTLERİ</span></i></b></span></h3>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Birkaç farklı vajinal akıntı vardır. Bu tipler renklerine ve tutarlılığına göre sınıflandırılır. Bazı akıntı türleri normaldir. Diğerleri tedavi gerektiren altta yatan bir durumu gösterebilir.<br /><br /><b><i><span style="color: #38761d;">Beyaz akıntı;</span> </i></b>Menstrüel siklusunuzun başlangıcında veya sonunda bir miktar beyaz akıntı normaldir. Bununla birlikte, akıntı kaşıntı ile birlikte geliyorsa ve kalın, süzme peynir benzeri bir kıvama veya görünüme sahipse, bu normal değildir ve tedaviye ihtiyaç duyar. Bu tip bir akıntı mantar enfeksiyonu belirtisi olabilir.<br /><br /><b><i><span style="color: #38761d;">Yumurta akı renginde ve sulu akıntı;</span></i></b> Bu akıntı tamamen normaldir. Ayın herhangi bir saatinde gerçekleşebilir. Egzersizden sonra özellikle ağır olabilir. Genelde 3 temel nedeni olabilir.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br />– Yumurtlama döneminde: Adet bitiminin 14. gününe denk genel dönemde yoğunlaşma olur.<br />– Hamilelik döneminde: Hamilelik hormonlarının etkisiyle artış görülür.<br />– Cinsel uyarılma esnasında: Kan damarlarının genleşmesiyle birlikte vücuttan atılan bu akıntı sayesinde cinsel ilişki kolaylaşır. Tamamen normaldir.<br /><br /><b><i><span style="color: #38761d;">Kahverengi ya da kanlı akıntı;</span></i></b> Kahverengi veya kanlı akıntı genellikle normaldir, özellikle adet döneminiz sırasında veya sonrasında meydana gelirse. Döneminizin sonunda bir akıntı, kırmızı yerine kahverengi görünebilir. Ayrıca dönemler arasında az miktarda kanlı akıntı yaşayabilirsiniz. Buna lekelenme denir.<br /><br />Eğer lekelenme periyodunuzun normal döneminde gerçekleşirse ve kısa bir süre önce korunmadan seks yaptıysanız, bu hamilelik belirtisi olabilir. Nadir durumlarda, kahverengi veya kanlı akıntı endometriyal veya servikal kanser belirtisi olabilir. Fibroidler veya diğer anormal büyüme gibi başka problemler olabilir. Bu yüzden yıllık bir pelvik muayene ve Pap smear yaptırmak önemlidir. Jinekologunuz bu işlemler sırasında servikal anormallikleri kontrol edecektir.<br /><br /><span style="color: #38761d;"><b><i>Sarı veya yeşil akıntı;</i></b> </span>Özellikle kalın hoş olmayan bir kokunun eşlik ettiği sarı veya yeşil akıntı, normal değildir. Bu tip bir akıntı, enfeksiyon trikomonasisinin bir göstergesi olabilir. Genellikle cinsel ilişki yoluyla yayılır.</span><br />
<h3>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><span style="font-size: large;">VAJİNAL AKINTI NEDENLERİ</span></i></b></span></h3>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Normal vajinal akıntı sağlıklı bir bedensel işlevdir. Vücudunun temizlik ve vajinayı koruma şekli. Örneğin cinsel dürtü ve yumurtlama ile birlikte akıntı olması normaldir. Egzersiz, doğum kontrol haplarının kullanımı ve duygusal stres de akıntıyla sonuçlanabilir.<br />Bununla birlikte anormal vajinal akıntı genellikle bir enfeksiyondan kaynaklanır.<br /><br /><b>Bakteriyel vajinozis;</b> Bakteriyel vajinozis oldukça yaygın bir bakteriyel enfeksiyondur. Bazı durumlarda hiçbir belirti vermese de, güçlü, kötü ve bazen de balık kokusuna sahip olan vajinal akıntının artmasına neden olur. Birden fazla cinsel eşi olan kadınlar bu enfeksiyona yakalanma riskini artırmaktadır.<br /><br /><b>Trikomonas;</b> Trichomoniasis başka bir enfeksiyon türüdür. Bu protozoan veya tek hücreli bir organizma tarafından neden olur. Enfeksiyon genellikle cinsel temasla bulaşır, ancak banyo malzemelerinin (havlu, bornoz) ortak kullanımı enfeksiyonu yayabilir. Kötü bir kokuya sahip sarı veya yeşil akıntıya neden olur. Ağrı, iltihaplanma ve kaşıntı da yaygın belirtilerdir, ancak bazı kişilerde herhangi bir semptom görülmez.</span><br />
<h3>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><span style="font-size: large;">MANTAR ENFEKSİYONU</span></i></b></span></h3>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bir mantar enfeksiyonu, yanma ve kaşıntı hislerine ek olarak beyaz, süzme peynir benzeri akıntı üreten bir mantar enfeksiyonudur. Vajinadaki mantar varlığı normaldir, ancak büyümesi belirli durumlarda kontrol dışına çıkabilir. Aşağıdakiler maya enfeksiyonları olasılığınızı arttırabilir:<br />– Stres<br />– Şeker hastalığı<br />– Doğum kontrol haplarının kullanımı<br />– Gebelik<br />– Antibiyotikler, özellikle 10 gün boyunca uzun süreli kullanım</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<b style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;"><i>Gonore ve klamidya;</i></b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> Gonore ve klamidya, anormal akıntıya neden olabilen cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardır (STIs). Genellikle sarı, yeşilimsi veya bulutlu renklidir.</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /><b><i>Pelvik inflamatuar hastalık (PID); </i></b>Pelvik inflamatuar hastalık (PID) sıklıkla cinsel temasla yayılan bir enfeksiyondur. Bakteri vajinaya ve diğer üreme organlarına yayıldığında ortaya çıkar. Ağır, kötü kokulu bir akıntı oluşturabilir.<br /><br /><b><i>İnsan papilloma virüsü (HPV) veya rahim ağzı kanseri; </i></b>İnsan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonu cinsel temasla bulaşır. Servikal kansere yol açabilir. Herhangi bir semptom olmamasına rağmen, bu tip bir kanser hoş olmayan bir kokuya sahip kanlı, kahverengi veya sulu bir akıntı oluşturabilir. Servikal kanser, yıllık Pap smear ve HPV testi ile kolayca taranabilir.</span><br />
<h3>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-size: large;"><b><i>VAJİNAL AKINTI TEDAVİSİ</i></b></span></span></h3>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Vajinal akıntı tedavisi ilk olarak vajinal muayene yapılarak değerlendirilmesi sonucunda başlamaktadır. Daha sonra akıntının rengi, kokusu, kıvamı ve miktarı öğrenilmelidir. Bu şekilde akıntının çeşidi için tanı koyulur ve belirlenir. Tanı koyulduktan sonra akıntının çeşidine göre tedavi uygulanmaktadır.<br /><br />Akıntı hakkında kesin bir karar verilemez ise kültür testi yapılmaktadır. Bu test sonucu sonrasında tedavi uygulanmaktadır. Akıntının nedenine göre ilaç tedavi başlatılmaktadır. Eğer gerekli olursa ek olarak vajinal florayı dengelemek amaçlı vajinal fitiller verilmektedir.<br /><br />Kendi alacağınız basit ve küçük önlemlerle vajinal akıntı oluşumunu engelleyebilirsiniz. İşte anormal akıntıya yol açabilecek vajinal enfeksiyonları önlemek için bazı ipuçları:<br /><br /><b>– Vajinanızı düzenli olarak nazik bir şekilde temizleyin ve kuru tutun.<br />– Kimyasal içeren kokulu sabunlar, diş macunu, köpük ya da kadınsı spreylerden uzak durun.<br />– İdrara çıktıktan sonra vajina temizliğini önden arkaya doğru yapın.<br />%100 pamuk iç çamaşırı tercih edin, sentetik ürünlerden kaçının.<br />– AVM, dinlenme tesisi, cami, okul, hastane gibi sürekli insan sirkülasyonun olduğu yerlerdeki tuvaletleri kullanmadan önce ve kullandıktan sonra mutlaka sifona basın.</b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><br /></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Zor ve inatçı enfeksiyonlarda, vajinal kültürlerle enfeksiyon tanısını koyulur. Çünkü vajinal ortamda pek çok zararlı bilinen bakteri aşırı çoğalmadığı sürece vücuda zarar vermeden yaşayabilir. Yani vajinal kültürlerde koloni sayısının aşırı olduğu belirtilmediği sürece her tür bakteri kültürde üreyebilir. Bu durumda hekimler özellikle belli bakteriler veya virüsler için daha spesifik, etkene özel kültürleri tercih ederler. Hiçbir sorun veya şikayet yokken bazen smear testinde vajinit veya bakteri saptanması,enfeksiyon olduğunuz anlamına gelmez.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Vajinanın torba şeklindeki yapısı sebebiyle,kadın, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara daha yatkındır. Erkek cinsel organı yapısı gereği akıntıyı daha kolay atarken,kadında vajina spermi içerde tutmak için mikrobik etkenleri de dışarıya atmakta zorlanır. Dolayısıyla korunmasız bir cinsel ilişkide bir kadının hastalık taşıyan bir erkekten hastalık kapması daha kolaydır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Vajinal akıntınız kokulu, kaşıntılı, tahriş ediciyse, kasık ağrısı veya idrar yanması varsa doktorunuza başvurunuz. Spiral veya tampon kullanıyorsanız, akıntılara karşı daha dikkatli olunuz. Havuz, hamam, sauna gibi ortamlar, ıslak mayo, dar pantolon-tayt, naylonlu ve sentetik iç çamaşırı kullanıyorsanız mantar enfeksiyonlarına karşı tedbirli olunuz.</span><br />
<h2>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: x-large;"><b><i>Vinal Akıntı Bitkisel Tedavi</i></b></span></h2>
<span style="color: #6aa84f; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><b>1- Doğal Yoğurt</b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Doğal yoğurt, vajinal florada bulunanlara benzer canlı kültürlerini içerir. Bu nedenle, sıvıların üretimini artıran enfeksiyonlara karşı etkili bir çözümdür.<br />Probiyotikler doğrudan enfeksiyöz ajanlara etki eder. Böylece, büyümelerini engeller ve vajinanızın doğal ortamını geri kazandırır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /><b>Nasıl kullanılır?</b><br />Bir kaç yemek kaşığı doğal, sade yoğurt alın ve vajinanın dış kısımlarına sürün.<br />Durulamadan kurumaya bırakın ve bu uygulamayı günde 2 veya 3 kez tekrarlayın.<br />Tedaviyi tamamlamak için günde bir kap yoğurt yiyin.<br /><br /><b><span style="color: #6aa84f; font-size: large;">2. Aynısefa infüzyonu</span></b><span style="color: #6aa84f;"><br /></span>Aynısefa çiçeklerinin anti enflamatuar ve antibiyotik özellikleri, kötü koku, tahriş ve bol akıntı üreten iç enfeksiyonlar için alternatif bir ilaç olarak kullanılabilir.<br />Bileşikleri vajinanın hassas derisinde tahriş yaratmaz, hatta aksine kızarıklık ve kaşıntıyı azaltır.<b><br /></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>Nasıl kullanılır?</b><br />Aynısefa çiçeklerinin konsantre bir infüzyonunu hazırlayın, soğumaya bırakın ve özel bölgenizi günde iki kez yıkamak için sıvıyı kullanın.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><span style="color: #6aa84f; font-size: large;">3. Ada çayı infüzyonu</span></b><br />Ada çayı, vajinal florayı dengelemeye, aşırı akıntı ve kötü kokuları azaltmaya yardımcı olan özelliklere sahiptir.<br />Ada çayı yaprakları ile hazırlanan bir infüzyon, tahriş olmuş cildi tazeler, mantar ve bakteri enfeksiyonlarını azaltır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>Nasıl kullanılır?</b><br />Bir litre ada çayı infüzyonu yapın ve özel bölgenizi durulamak için bu sıvıyı kullanın.<br />Sorun çözülene kadar tedaviyi günde iki kez tekrarlayın.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><span style="color: #6aa84f; font-size: large;">4. Sarımsak infüzyonu</span></b><br />Sarımsak, özel bölgeyi etkileyen enfeksiyonlara karşı alternatif bir tedaviolarak kullanılan güçlü bir antibiyotiktir.<br />Aktif bileşikleri, maya ve bakterileri yok ederken, aşırı vajinal akıntı üretimini de yavaşlatır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><br /></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>Nasıl kullanılır?</b><br />İlk önce 2 veya 3 diş sarımsağı bir havanda ezin.<br />Daha sonra bir litre kaynar suya atın ve 15 dakika boyunca kaynatın.<br />Bu bölüm bittikten sonra infüzyonu boşaltın.<br />Ardından, soğumasını bekleyin ve etkilenen alanı yıkamak için bu sıvıyı kullanın.<br />Bu işlemi bir hafta boyunca her gece tekrarlayın.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><span style="color: #6aa84f; font-size: large;">5. Elma sirkesi</span></b><br />Bunlara ek olarak, elma sirkesinde bulunan doğal asitler vajinal pH’daki dengesizlikler için bir ilaç olarak kullanılabilir.<br />Bu maddeler, vajinal floranın sağlıklı bakterilerini besler ve zararlı mikroorganizmalarla savaşmaya yardımcı olurlar.<br /><br />Öte yandan, mantar önleyici ve mikrop öldürücü özellikleri kötü kokuları ve salgıları kontrol etmeye yardımcı olur.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>Nasıl kullanılır?</b><br />İlk olarak, bir bardak elma sirkesinin yarısını banyo suyunda seyreltin.<br />Ardından özel bölgenizi yıkayın.<br />Bu tedaviyi en az bir hafta boyunca günde iki kez yapın.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /><b><span style="color: #6aa84f; font-size: large;">6. Sodyum Bikarbonat</span></b><br />Son olarak, sodyum bikarbonattaki (karbonat) organik bileşikler, aşırı vajinal akıntı ve kötü koku için bir çözüm olarak kullanılabilmesinin sebebidir.<br />Vajinal bölgenin pH’ını geri kazanmaya, zararlı mantarlar ve mikroplara karşı koruyucu bir bariyer oluşturmak için sağlıklı bakterilerin üretimine yardımcı olurlar.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>Malzemeler</b><br />1 çay kaşığı karbonat (5 g)<br />1 bardak su (200 ml)</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /><b>Nasıl kullanılır?</b><br />İlk olarak, bir çay kaşığı karbonatı bir bardak suya karıştırın ve günde bir kez için.<br />Daha iyi sonuçlar için, ılık suya yarım fincan bikarbonat ekleyin ve özel bölgeyi 5-10 dakika yıkayın.<br />Tedaviyi bir hafta ya da sıvılar normale dönene kadar tekrarlayın.<br /><br />Gördüğünüz gibi, aşırı akıntı ve diğer yakın enfeksiyon belirtilerini kontrol etmek için birçok doğal seçenek var.<br />Önerileri içinde size uygun olduğunu düşündüğü olanı seçin ve uygulayın. </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sağlıklı günler diliyorum...</span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01086145202427328950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-44188088504914755262019-02-24T20:25:00.000+03:002019-02-24T20:25:18.020+03:00Vajina Temizligi ve Bakimi Nasil Yapilir?<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><u><span style="color: #990000;">Sorular:</span></u></b> <b><i>Vajina temizliği ve bakımı, ilişkiden sonra vajina temizliği, tuvalet sonrası vajina temizliği, vajina temizliği için kullanılan ürünler, vajinanın güzel görünmesi için, vajinada kıl temizliği, rahim ici nasil yikanir?, vajinal bölge görüntüsü... v.b.</i></b></span><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMG9hRLwa4jLUfuoajrFg724fJ45be3tpaArvHDgx2UHDB8t1yU4wAfgMnJ8byEH9vERpcgWko13L1Zar2jdWaPlVNdMxsM94FGpXySS3femrPDSyLqp6autYHIJTA6ej1Z1YQFGKq60Q/s1600/vajina-temizli%25C4%259Fi-ve-bakimi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="300" data-original-width="600" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMG9hRLwa4jLUfuoajrFg724fJ45be3tpaArvHDgx2UHDB8t1yU4wAfgMnJ8byEH9vERpcgWko13L1Zar2jdWaPlVNdMxsM94FGpXySS3femrPDSyLqp6autYHIJTA6ej1Z1YQFGKq60Q/s1600/vajina-temizli%25C4%259Fi-ve-bakimi.jpg" /></a></div>
<div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;"><b><i>Vajina Temizliği ve Bakımı Nasıl Yapılır?</i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> Vajinada hijyenin sağlanması, kadın ve üreme sağlığının korunmasındaki en önemli faktördür. Kadınlarda genital bölge cinsel ilişkilerle ve genital organların kalın bağırsağa yakın olması sebebiyle mikrobik etkenlere maruz kalmaktadır. Ayrıca adet döneminde kullanılan tamponlar, iç çamaşırlardaki kimyasal kalıntılar ve temizlik amacıyla kullanılan ürünler de vajinada hem tahrişlere hem de enfeksiyona sebep olabilir.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Vajinanın en önemli özelliği zararlı bakterilere karşı kendini savunabilmesidir. Laktobasil denilen bu bakteriler, vajinanın asit ortamında ürerler ve enfeksiyona yol açan bakterilerin çoğalmasına engel olurlar. Ancak bazı durumlarda vajinanın asit ortamı bozulur ve laktobasiller azalır. Bunun sonucunda da enfeksiyon oluşabilir. </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><b><i>Vajinanın asit ortamını bozan durumlar;</i></b></span><br />
<br />
<ul>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Vajinaya uygun olmayan kimyasal maddelerin girmesi (duş jelleri, sıvı temizleyiciler, alkali sabunlar)</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Östrojen hormonunun azalması,</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Güçlü antiseptik maddelerin uzun süreli kullanımı.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Kadın genital organının anatomik yapısı, bakteri gibi zararlı maddelerin <a href="https://saglikkuthuphanesi.blogspot.com/2016/11/vajina-kararmasi-nasil-gecer-vajina-bayazlatma-islemi.html" target="_blank"><b>vajina</b></a> içine girmesine engel olmaktadır. Çünkü vajinanın dış kısmındaki kapak, üretradan mesaneye geçişi önlemektedir. Dış genital bölgedeki mantar ve bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlar daha sık görülmektedir. Özellikle genital bölge temizliğine dikkat edilmeyen durumlarda bu durumun tekrarlaması kaçınılmazdır.</span></li>
</ul>
<br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>Genital Bölge Temizliği ve Bakımı İle İlgili Uyarılar ve Önlemler:</u></i></b></span><br />
<br />
<ul>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Genital bölge temizliği için uygun olan ve vajinanın asit düzeyini koruyan temizleyiciler kullanılmalı,vücut sabunları ile genital bölge temizliği yapılmamalıdır.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Tuvalet sonrası temizlik önden arkaya doğru yapılmalıdır.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Genital cilt bölgesi nemden uzak, kuru tutulmalıdır.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Kullanılan tuvalet kağıdı, parfümsüz ve renksiz olmalıdır</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Genital bölgenin fazla yıkanması koruyucu bakterilerin azalmasına sebep olur. Bundan kaçınmak gerekir.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Tuvaletlerde tek kullanımlık klozet kağıtlarının kullanılmasına özen gösterilmelidir.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Tuvaletlerdeki kirli suyun genital bölgeye sıçraması tehlikeli olduğu için, dezenfektan klozet tabletlerinden kullanılmalıdır.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Sık iç çamaşırı değiştirilmeli ve iç çamaşırları yıkandıktan sonra ütülenmelidir.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">İç çamaşırları pamuklu olmalıdır.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Dış genital bölgenin epilasyonu amacıyla kullanılan ağda, jilet gibi malzemelerin temiz olmasına dikkat edilmelidir.Temizliğe dikkat edilmemesi bakteriyel enfeksiyonlar oluşabilir. </span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Bazı kişilerin cilt yapısından dolayı,tahrişe bağlı egzamalar, kıl batmaları oluşabilir. Tekrarlayan kıl batmaları ciltte kalıcı renk değişikliklerine sebep olabilir. Böyle durumlarda epilasyon için, genital bölge için tasarlanmış epilatörler kullanılmalı ya da lazer epilasyon tercih edilmelidir. Tahrişlere en sık sebep olan yöntem ağda kullanımıdır. Alerjik cilt yapısına sahip kişiler ağda yöntemini tercih etmemelidir.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Dış genital bölgenin temizliği için kolanya, parfüm, deodorant, antiseptik losyonlar, vb kullanılmamalıdır. Bu maddeler derinin bütünlüğünü bozarak kolay tahrişe sebep olur. Genital bölge temizliği için özel hazırlanmış ve asit ortamını bozmayan ürünler tercih edilmelidir.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Cinsel ilişki ile bulaşabilecek hastalıklardan korunmanın en iyi yolu prezervatif kullanmaktır. Bazı kişilerde prezervatifin yapısındaki lateks maddesine karşı alerjik reaksiyonlar oluşabilir.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Genital bölgede en sık görülen enfeksiyonların başında mantarlar gelmektedir. Sık iç çamaşır değiştirilmemesi, vajinal akıntılar, nemli ortam, terleme, fazla kilolu olmak, sentetik iç çamaşırı kullanmak, dar ve sıkı kıyafetler giymek, sürekli oturarak çalışmak, şeker hastalığı mantar hastalığı oluşumuna sebep olur. Bu durumda mutlaka bir jinekoloğa başvurulması gerekir. </span></li>
</ul>
<br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>Adet Kanaması Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar:</u></i></b></span><br />
<br />
<ul>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Kullanılan pedler sık değiştirilmelidir.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Parfümsüz ve kokusuz pedler kullanılmalıdır.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Dar ve sıkı kıyafetler giyilmemelidir.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Ayakta duş şeklinde banyo yapılmalıdır.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Bazen kullanılan pedlerden kaynaklı ciltte kaşıntı, kızarıklık, kabarıklık olabilir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında farklı marka pedler denenmelidir.</span></li>
</ul>
</div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01086145202427328950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-52335904851192012022019-02-24T16:27:00.001+03:002019-02-24T16:27:14.261+03:00Gebelikte Mide Bulantısını Artıran 8 Besin<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><span style="color: #660000;"><u>Sorular:</u></span> <i>Hamilelikte mide bulantısına ne iyi gelir kadınlar kulübü, hamilelikte mide bulantısı ne kadar sürer?, hamilelikte mide bulantısına ilaç, hamilelikte mide bulantısı nasıl geçer?, hamilelikte mide bulantısı ve kusmaya ne iyi gelir?, hamilelikte mide bulantısı cinsiyeti belirler mi?, hamilelikte mide bulantısına karşı gece yoğurt yiyin, hamilelikte mide bulantısı ne zaman geçer?</i></b></span><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgATDopkPCoATaubkf1hHzk3PIw6gatnXClQA_rw7lCk_pFUNX5gG5C207ZoW0fKapqxvhT9nLtUJoRcxhiC0dQwZ6l_T5gSFWQpIIuPzGQ3nOmwET03xIKbX4ZWXwbvHUJA26bkUH0VI4/s1600/Hamilelikte-mide-bulant%25C4%25B1s%25C4%25B1-cozumu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="hamilelikte mide bulantısına çözüm" border="0" data-original-height="320" data-original-width="620" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgATDopkPCoATaubkf1hHzk3PIw6gatnXClQA_rw7lCk_pFUNX5gG5C207ZoW0fKapqxvhT9nLtUJoRcxhiC0dQwZ6l_T5gSFWQpIIuPzGQ3nOmwET03xIKbX4ZWXwbvHUJA26bkUH0VI4/s1600/Hamilelikte-mide-bulant%25C4%25B1s%25C4%25B1-cozumu.jpg" title="gebelikte mide bulantısı" /></a></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Beslenmede bazı noktalara dikkat edildiğinde mide bulantıları azaltabilmektedir. Gebeliğe bağlı bulantı ve kusmalar, kişiden kişiye farklılık gösterirken; kadınların yarısından fazlasında görülür. Hamilelikte mide bulantısı, özellikle gebeliğin başlangıç dönemlerinde yaşanırken; tam olarak nedeni bilinmemektedir. Etkileyen faktörlerin arasında psikolojik etkenle, </span><b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">"gastrointestinal"</b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> etkenler plasental gelişim ve hormonal değişimler bulunur.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Hamileliğe bağlı bulantı ve kusmaların oluşumunda farklı <b>"gastrointestinal"</b> etkenler de rol oynar. Örneğin; gebelik sırasında midedeki düz kaslar gevşer ve bu durum midedeki besinlerin geç boşalmasına neden olur. </span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Besinlerin öğütülmesindeki bu gecikme gastrik asidi azaltır ve mide ile ösafagus arasındaki ilişki bozulur, reflü meydana gelir. Hamile kadınlarda tat ve koku almada aşırı duyarlılık görülüp; şiddetli yeme isteği yanında tiksinme duygusu da metabolik değişikliklerle açıklanmaktadır. Beslenmede bazı noktalara dikkat edildiğinde mide bulantıları azalabilmektedir.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<b><i><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;">1. Yağlı ve Şekerli Yiyeceklerden Kaçının</span></i></b><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Kızartılmış besinler yerine haşlanmış, buharda pişmiş, ızgara besinleri tercih edin. Krema, margarin, mayonez içeriği yüksek olan besinlerden uzak durun. Tüketeceğiniz besinde zeytin yağı gibi sağlıklı bir yağ çeşidi kullanacaksanız bile miktara dikkat etmekte fayda var. Yağ içeriğinin az olmasına özen gösterin; fazla yağ alımı mide bulantısını arttırır. Pasta, börek, çörek gibi yüksek oranda yağ ve şeker içeren besinleri tüketmeyin.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;"><b><i>2. Kafein ve Kafeinli Besinler Tüketmeyin</i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Kesin olmamakla birlikte; yapılan bazı araştırmalarda kafein'in mide bulantısına sebep olabileceği görülmüştür. Kafein zaten hamilelikte kontrollü alınmalıdır; dolayısıyla tüketeceğiniz içecek ve yiyecekleri kafeinsiz tercih edin.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;"><b><i>3. Alkol Kullanmayın</i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Alkol kullanımı, hamilelik sağlığı için büyük risk taşıdığından kullanılmamalıdır. Mide bulantısını arttırabildiğinden uzak durulmalıdır.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;"><b><i>4. Yüksek Tuz Tüketiminden Kaçının</i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Yapılan araştırmalarda; beslenmelerinde yüksek oranda tuz tüketen gebeler, daha fazla kusma yaşarlar. Tuz alımını kontrol edin.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;"><b><i>5. Baharatlı Yiyeceklerden Uzak Durun</i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Baharatların aroması kokusu özellikle sabah bulantısı olmak üzere hamilelikte mide bulantılarını arttırabilir. Yemeklerde kullandığınız baharatlarını miktarını azaltın; duruma göre hiç koymayabilirsiniz.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;"><b><i>6. Susuz Kalmayın</i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Susuz kalmak, mide bulantısını tetikleyici etkiye sahiptir. Yeterli miktarda su içtiğinizden emin olun. Az az, sık sık su içmelisiniz. Birden bire kocaman bir bardak su içmek, mide bulantınızı arttırabilir.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;"><b><i>7. Sebze ve Lifli Gıdaları Dengeli Tüketin </i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Yapılan çalışmalarda, mide bulantısı yaşayan gebelerin sebzeleri <b>"tiksinti verici"</b> buldukları saptanmıştır fakat gebelikte sıklıkla görülen kabızlık şikayetlerini yaşamamak için sebze ve salata tüketimi çok önemlidir. Fazla miktarda salata ve sebze tüketilmesi mide bulantısına sebep olabileceği gibi az miktarda tüketilmesi de kabızlık gibi sindirim sistemi bozuklukları yaşatabilir.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;"><b><i>8. Asitli Yiyecek ve İçecekler Uzak Durun</i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Portakal, limon, ananas, sirke gibi asit içeriği yüksek olan besinler tahriş edici etkiye sahip olabildiği için tüketiminden mümkün olduğunca uzak durun.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<b><i><span style="color: #990000; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;">Hamilelikte Mide Bulantısına Ne İyi Gelir?</span></i></b><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>1.</b> Yaşam kaynağımız su, susuz kalmayın<br /><b>2.</b> Kokusu ve lezzetiyle şifa kaynağı zencefil için<br /><b>3.</b> Doğal sakinleştirici olarak limon koklayın<br /><b>4.</b> Sindirim dostu rezene çayı için<br /><b>5.</b> Hafif bir egzersiz yolu olarak yürüyüş yapın<br /><b>6.</b> Hafif ve kuru atıştırmalıklar yeyin( ceviz, badem v.b)<br /><b>7.</b> Bol ve salaş kıyafetler giyin<br /><b>8.</b> Hafif yiyecekleri tercih edin<br /><b>9.</b> Az ve sık beslenin<br /><b>10.</b> Her gün 1 elma tüketin<br /><b>11.</b> Midenizi bulandıran kokulardan uzak durun.</span><div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>12.</b> Gece yatmadan önce yiyeceğiniz <b><i>yoğurt</i></b>, süt, meyve suyu ve kraker gibi hafif yiyecekler sabah bulantısını azaltır.</span></div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01086145202427328950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-6582093349109012162017-05-01T13:50:00.000+03:002017-05-01T13:51:54.997+03:00Skolyoz Hastalığı ve Tedavisi<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYdHAwhEeHpe2zq0OjqcVLPbL6cHBRp0p8y87oNLiIWKhnNj14HREKRTcmyKKKjkL3sqHgds-MY66TlxASh9GCFnOQd4gkWbFVjDLokdiousdbZ6d3ZSTyfqXJlgbnT9L-f1o6WOQNe4Q/s1600/skolyoz-hastaligi-ve-tedavisi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Skolyoz Hastaliğinin Tedavisi" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYdHAwhEeHpe2zq0OjqcVLPbL6cHBRp0p8y87oNLiIWKhnNj14HREKRTcmyKKKjkL3sqHgds-MY66TlxASh9GCFnOQd4gkWbFVjDLokdiousdbZ6d3ZSTyfqXJlgbnT9L-f1o6WOQNe4Q/s1600/skolyoz-hastaligi-ve-tedavisi.jpg" title="Skolyoz Hastaliği ve Tedavisi" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: small;">Skolyoz Hastaliği ve Tedavi Yöntemleri</span></td></tr>
</tbody></table>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div>
<b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i>Skolyoz organın sağa veya sola doğru eğrilmesi sonucu oluşan bir omurga bozukluğudur.Yeni doğan çocuktan ileri yaşa kadar her yaşta görülebilir!..Sıklıkla herhangi bir nedene bağlı olmaksızın,başka hiçbir sağlık problemi olmayan 10-15 yaş gelişim dönemindeki çocuklarda ortaya çıkar.Bu tür skolyoz tıbbi olarak Adölesan İdiyopatik Skolyoz (AİS) olarak isimlendirilir.</i></b></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /><b><i>Adölesan,büyümekte olan ergenlik çağındaki çocuk; İdiyopatik ise nedeni halen bilinmeyen anlamında kullanılır.</i></b><br />Skolyoz,sıklıkla sırt ve bel omurlarında gelişir.Bu nedenle omurgada ki eğriliğin derecesine göre,omuzlarda seviye farkı,kalçanın sağa veya sola kaymış görüntüsü ve sırta kaburgaların dönmesi ile paket görünümü veren yükseklik olur.<br /><br />İdiyopatik skolyozlu çocuklarda genellikle başka bir sağlık problemi bulunmaz.Sırt ve bel ağrısı şikayeti de oldukça nadirdir.Bu nedenle kolaylıkla gözden kaçırılan bir durumdur.Erken tanı için aileler tarafından,çocuğun omurgasının belirli aralıklarla kontrol edilmesi gereklidir.</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>Skolyoz Eğilme Testi Nasıl Yapılır?</u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Belden yukarısı soyunuk olarak çocuğun tüm omurgasına arkadan bakılmalı ve çocuk dizlerini bükmeden öne doğru eğildiğinde sırtında, sağ yada sol tarafta herhangi bir yüksekliğin olup olmadığı kontrol edilmelidir.</span><br />
<div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg82RFJQsnSzuTEWklXqRbF9Bk3-yQ15tSHmPUBIIinmbZKjUT_rYHoLbe7i5scoU1wv657nQE-yGpSoetQtCmtuCjMbZgJ9pRLiBBQDRV5AlVM2z1x3Yfnoc0727YW7snX1V6qRKJdWBw/s1600/skolyoz-egilme-testi.png" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Skolyoz hastalığı Eğilme Testi" border="0" height="267" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg82RFJQsnSzuTEWklXqRbF9Bk3-yQ15tSHmPUBIIinmbZKjUT_rYHoLbe7i5scoU1wv657nQE-yGpSoetQtCmtuCjMbZgJ9pRLiBBQDRV5AlVM2z1x3Yfnoc0727YW7snX1V6qRKJdWBw/s400/skolyoz-egilme-testi.png" title="Skolyoz Eğilme Testi" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: small;">Skolyoz Eğilme Testi Görseli</span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="color: #666666; font-family: sans-serif; font-size: 14px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><span style="font-size: large;">Skolyoz Neden Olur :</span></u></i></b></span><br />
<ul>
<li><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Doğuştan olabilir. Bu durum omurgadaki bir kusura veya birbirine kaynamış kaburgalara bağlıdır.</span></li>
<li><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Çocuk felci, beyin felci veya kas erimesi gibi durumlara bağlı olarak kasların felci sonucunda oluşabilir.</span></li>
<li><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Daha önce düzgün olan bir omurgada, bilinmeyen bir nedenle ortaya çıkabilir.</span></li>
</ul>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Skolyozun görülme sıklığı ülkeler ve etnik durma göre farklılıklar gösterir.Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri verileri dikkate alındığında büyümekte olan adolesan bireylerde skolyoz sıklığı %2,5 ile 5 arasında değişmektedir.Bu sayıları ülkemiz için uyarlarsak her 100 çocuktan 3'ünde skolyoz olduğunu ve hastalığın en sık görüldüğü 9-15 yaş gurubu dikkate alındığında bu yaş gurubunda ki yaklaşık on milyon çocuğun iki yüz yetmiş bininde skolyoz olduğunu söyleyebiliriz.</span><br />
<div>
<br /></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><span style="font-size: large;">Skolyoz Hastalığı Kız çocuklarda Daha Çok Görülür :</span></u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Türkiye’de görülen skolyoz, kız çocuklarda erkek çocuklara göre, yaklaşık 9-12 kat daha sık görülür. Çocukluk skolyozunda ilerleme (eğriliğin artması,ilerlemesi) görülebilir. Tedavi ve özellikle cerrahi tedavi kararını vermede ne kadar ilerleme olacağını tahmin edebilmek çok önemlidir. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Eğrilik derecesi,yaş, ilk adet tarihi, sekonder seks karakterleri, kemik yaşı gibi verilere bakılarak tahmin yürütülmeye çalışılır.Dünyada halen skolyoz hastalığına daha erken tanı koyulabilmesi ve her hasta için en iyi tedavinin belirlenebilmesi için bazı testler geliştirilmeye çalışılıyor.</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /><b><i><u><span style="font-size: large;">Skolyoz Hastalığının Türleri :</span></u></i></b></span><br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>İdiopatik skolyoz:</u></i></b> Skolyozun en fazla görülen şekli “idiopatik”tir. Genetik etmenlerin rol alabileceği düşünülen bu skolyozun nedeni bilinmediği için "idiopatik" yani (sebebi bilinmeyen) olarak isimlendirilir. İdiopatik skolyozun, ergenlerin yüzde 2 ile 3'ünde var olduğu düşünülür. Bu grubun 500'ünden birinde aktif tedavi gerekir. 5 bin skolyozlu kişinin birinde, eğrilik cerrahi yöntem gerektirecek dereceye kadar ilerler. Küçük dereceli skolyozlarda kız ve erkek çocuklar eşit oranda etkilenirken, ilerleyici eğrilik gelişme olasılığı erkeklere kıyasla kızlarda 8 kat daha fazladır.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Nöromusküler skolyoz:</u></i></b> En yaygın görülen ikinci skolyoz “nöromusküler”dir. Bu skolyoz türünün altında yatan bir sinir kas hastalığı olabilir. Sinir hastalıkları beyin veya omurilikten kaynaklanabilir. Örneğin; çocuk felci, beyin felci</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">, meningomyelosel, travmaya bağlı omurilik yaralanması ve felç olan çocuk hastalar. Kas hastalıkları, çocukluktan itibaren veya daha geç ortaya çıkabilen hastalıklar da bu duruma örnektir.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Konjenital skolyoz:</u></i></b> Üçüncü sıklıkla görülen skolyoz türüdür. Çocuğun anne rahminde gelişimi sırasında meydana gelir.Omurga anomalilerine bağlı olarak ortaya çıkar. Doğuştan başladığı için ilerleme özelliği var.</span></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sağlık alanında yapılacak her türlü korunma ve tedavi programında hastalık ve sorunların toplumun ne kadar kısmını etkilediğinin bilinmesi son derece önemlidir.Hastalık prevelansı olarak tanımlanan bu verinin geniş çaplı taramalarla hastalığın belirlenmesini sağlayacak örneklem sayıları ile ortaya konulması gerekir.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Türkiye de adolesan bireylerde skolyoz sıklığını ortay koymak için Sağlık Bakanlı Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğü ile birlikte yürütülen bu araştırmada 40 ilde 86 orta öğrenim okulunda yaklaşık 30 bin öğrencinin omurgası kontrol edilecektir.<br /><br />Bu çalışma ile Türkiyede AİS sıklığını saptayarak sağlık istatistiklerine,böylece sağlık politikalarında yapılacak planlamaya katkıda bulunulmuş olacaktır.Ayrıca AİS konusunda toplumda,okul çağı çocuklarında,ailelerinde ve öğretmenlerinde farkındalık artmış olacaktır.AİS,konservatif olarak tedavi edilebilir bir sağlık sorunudur.<br /><br />Skolyozda kabul görmüş ve etkinliği kanıtlanmış konservatif tedavi yöntemleri skolyozdaki eğriliğin yerleşimine spesifik korse uygulamaları,skolyoza spesifik fizyoterapi ve egzersizlerdir.</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>Skolyoz Hastalarına Genel Tavsiyeler :</u></i></b></span></div>
<div>
<ul>
<li><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Düzgün, deforme olamamış (bozulmamış) yatak kullanınız. </span></li>
<li><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sırtüstü veya dizlerinizi hafif bükerek, uygun yastıkla yan yatınız. </span></li>
<li><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Asla yüzüstü veya kıvrılarak yatmayınız. </span></li>
<li><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Yumuşak yerde oturmayınız, otururken belinizi destekleyiniz, dik oturunuz. </span></li>
<li><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Dik durunuz ve karnınızı daima içinize çekerek yürümeyi öğreniniz. </span></li>
<li><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Uzun süre ayakta kalmanız gerekiyorsa, yerden 20-25 cm yükseklikte bir basamak (tabure) bir ayağınızı koymak için kullanınız. </span></li>
<li><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Kollarınızdan birisiyle destek alarak oturmayınız. </span></li>
<li><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Yerde oturarak veya ayakta durarak ders çalışmayınız. </span></li>
<li><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Masa ve sandalyede dik oturarak çalışınız. </span></li>
</ul>
</div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /><b><i><u><a href="https://saglikkuthuphanesi.blogspot.com/" target="_blank">Skolyoz</a></u></i></b> tedavi edilmediğinde oluşan deformite,postüral bozukluğa,piskososyal sorunlara ve özürlülüğe yol açmaktadır.Deformitenin cerrahi tedavisi de oldukça zor ve maliyetlidir.<br /><br />Yapılacak tarama ile olguların erken tanı ve tedavi şansları olacaktır.Erken tanı eğriliğin progresyonunu kontrol etmede, konservatif tedavinin başarısını arttırmada önemli bir katı sağlamaktadır.Böylece oluşabilecek özürlülüğün önüne geçilmiş ve yüksek maliyet gerektiren cerrahi uygulamalarının oranı azalmış olacaktır.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>Skolyoz Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?</u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>İzlem Tedavisi :</u></i></b> 25 derecenin altında skolyozu olan hastalar, müdahale edilmeden 4‐6 ay aralarla takip ediliyor. İskelet yapısı tam gelişmiş, büyümesi tamamlanmış kişilerin takibi daha seyrek yapılabiliyor. <br /><br /><b><i><u>Korse Tedavisi :</u></i></b> 25‐30 derece eğrisi olan ve eğriliği artan hastalarda, 20‐29 derece arasında eğrisi olan ve önünde en az iki yıl büyüme süresi olan hastalarda korse uygulaması tercih ediliyor. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Korse kullanımında başarı iki temel noktaya dayanıyor. Birincisi, sorumlu doktor ve ortopedi teknikeri tarafından hastaya en uygun korsenin hazırlanması. İkincisi hastanın korseyi kullanma süreleri ve şekillerine disiplinli şekilde uyması. Genelde 40 dereceye kadar olan skolyozu olanların korse kullanımından fayda gördüklerine dair bilgi bulunmakla beraber daha yüksek derecelerdeki skolyozlarda da korse kullanılabilir. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Cobb açısı 20 derece olan ancak hızlı ilerleme bekleyen hastalarda ergenlik döneminin başındakiler ve ergenlik döneminin sonuna gelmiş ancak 40 derece skolyozu olan hastalarla bir senede 20 dereceden fazla kötüleşme kaydeden hastalar, korse adayları arasındadır. </span></div>
<div>
<br style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;" />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Teknolojik Modelleme ile Korse Tedavisi :</u></i></b> Skolyoz tedavisinin kullanılmaya başlandığı yıllarda Milwaukee tipi korse tercih ediliyordu. Daha sonra Cheneau, hafif ve fonksiyonel bir korse üretti. Ancak bu korseyle sırtta aşırı düzleşmeler meydana geldi. Rigo bu düzleşmeleri indirgemek için Cheneau korsesini yeniledi ve Rigo‐Cheneau sistemini kullanmaya başladı. Halen korse yapılmadan önce alçıyla bir nevi korsenin negatifi çıkarılıyor ve korse bu negatif üzerinden yapılıyor. Teknolojinin gelişmesiyle bilgisayar destekli modellemeler de kullanılabiliyor. Bu şekilde daha kesin sonuçlara ulaşılıyor. Korseler kişi üzerinde fiziksel ve psikolojik yük oluşturuyor. Alışma evresinde korse günde 23 saat takılamayabilir. Aralarda korsenin bantları 15‐20 dakika gevşetilerek derinin üzerinde basınç bölgeleri oluşması engellenebilir</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /><b><i><u>Egzersiz Tedavisi :</u></i></b> Bobath, Vojta, Katharina Schroth teknikleri gibi tekniklerin yanında klasik germe ve güçlendirme egzersizleri de uygulanabiliyor. 15 derecenin üzerinde skolyozu olan çocuklara ve 40 derecenin üzerinde skolyozu olan erişkinlere egzersiz tedavisi verilebiliyor. Çalışmalar, 60 dereceye kadar olan skolyozlarda egzersiz tedavisinin başarılı olduğunu gösteriliyor. <br /><br /><b><i><u>Cerrahi Müdahale :</u></i></b> 45 derece ve üzerinde eğrisi olan, eğrisi artan hastalara cerrahi girişimler öneriliyor. </span></div>
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Skolyoz Hastalığında Vida ve İple Tedavi </u>:</i></b> Skolyoz ameliyatlarından sonraki en önemli sorunlardan birisi omurganın sabitlenip belli kısımda omurga hareketliliğinin ortadan kalkmasıdır. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Omurga cerrahlarının ve profesörlerin sabitleme işlemi yapmadan, omurganın büyümesine ve hareketli kalmasına izin verecek bir düzeltme tekniğiyle ilgili ameliyat gerçekleştirme çalışmaları hala sürüyor. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Omurgasında skolyoz olup, halen büyüme potansiyeli olan hastalarda <b><i>“gerdirme yöntemi” </i></b>olarak adlandırılan bir yöntemin ilk sonuçları ümit verici bulundu. Bu yöntemde sırt eğriliklerinin dış bükey tarafına kameralı girişimle yandan vida koyulur ve bu vidalar kalın bir iple bağlanıp gerdirilerek bir miktar düzelme sağlanıyor. Böylelikle eğriliğin dış bükey tarafının büyümesi yavaşlatılıyor. İç bükey tarafı hızlı büyümeye devam ederken dış bükey tarafının büyümesi vidalara bağlı ip sayesinde yavaşladığı için zaman içinde eğrilik kendiliğinden düzelebiliyor. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu yöntemin diğer avantajı da vidaları tutan yapının bir platin değil ip olması ve böylelikle ameliyat edilen kısmın hareketliliğinin devam etmesi oluyor. Bu yöntem dondurma yapılmaksızın düzelme sağlıyor, hareketi yok etmiyor ve büyümeyi bozmuyor. Klasik arkadan düzeltme tekniğine göre bir diğer avantajı ise ameliyat izinin daha küçük ve vücudun yan tarafında olması.</span><br />
<div>
<br />
<b><i><u><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;">Skolyoz Ameliyatında Felç Riski Var mı?</span></u></i></b><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Geçmişte ameliyat sırasında yapılan müdahalelerin omurilik üzerine etkileri anlaşılamazdı. Ancak ameliyatın sonuna doğru hastalar uyandırıldığında felç olup olmadıkları kontrol edilirdi. Bu işlem hem kişi için sıkıntılıydı hem de ameliyatın sonunda yapıldığından müdahale için geç kalınırdı. Ameliyat sırasında sinirlerin işlevlerini devamlı olarak gösteren <b><i>“nöromonitorizasyon”</i></b> işlemi bugün yaygın olarak kullanılıyor. Böylelikle ameliyat sırasında sinir yaralanmasına neden olabilecek herhangi bir işlemin yarattığı etki anında anlaşılır ve gerekli müdahale yapılır. Nöromonitorizasyon tekniği daha önceleri zaman zaman felç ile sonlanabilecek bu ameliyatların emniyetini ciddi oranda artırmıştır.</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /><b><i><u>Dip Not :</u></i></b> Tarama programımıza desteklerinizi bekliyor ve taramaya destek veren tüm kurumlara hekimlere ve sağlık persenolimize şükranlarımızı sunuyoruz!..</span></div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01086145202427328950noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-58283696150122106652017-04-05T19:53:00.000+03:002017-04-05T20:04:18.662+03:00Sakal Kırandan Nasıl Kurtuldum?<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiI930hXuljX-ivIY9s4MvbtD_UDsCc_RFVCxfMmwroxqy0dpSEd0hTk72xZnuR2jwuKzxK1vnhuIRs5Eiy2e9HQtziY6w5kNdG7fn76lLlfBg1Q5hBsPNyIrtQ64glL_G39c9tBdzQNA8/s1600/sakal-kiran-tedavisi-kesin-cozum.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="sakal kıran tedavisi kesin çözüm" border="0" height="282" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiI930hXuljX-ivIY9s4MvbtD_UDsCc_RFVCxfMmwroxqy0dpSEd0hTk72xZnuR2jwuKzxK1vnhuIRs5Eiy2e9HQtziY6w5kNdG7fn76lLlfBg1Q5hBsPNyIrtQ64glL_G39c9tBdzQNA8/s320/sakal-kiran-tedavisi-kesin-cozum.jpg" title="sakal kıran tedavisi " width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: small;">İleri Safha Sakal Kıran Hastalığı Görrseli</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Yazımıza başlamadan önce şunu belirtelim;Şu anda bu sorunu yaşıyorsanız</span><b style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;"><i> "İçiniz rahat olsun Sakal Kıran hastalığı tedavisi olan bir hastalıktır."</i></b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu yazıyı okuduktan sonra sakal kıran sorunundan tamamen kurtulacaksınız!..</span><br />
<br />
<b><i><u><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: x-large;"> Sakal Kıranın Belirtileri Nelerdir?</span></u></i></b><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sakal kıranın belirtileri;belirli bir bölgede toplu iğne başı büyüklüğünde sık aralıklarla dökülmeler gözlenir,bu küçük dökülmeler birleşerek sakalda bozuk para büyüklüğünde dökülme oluşturur.</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: x-large;"><b><i><u>Sakal Kıran Nedir,Sakal Kıran Neden Olur?</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sakal kıran latince adıyla Alopesi areata;</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> erkeklerde sakal bölgesinde toplu iğne başı büyüklüğünde dökülmelerle başlayıp bozuk para büyüklüğü görünümündeki dökülmere yol açan bir kıl kökü hastalığıdır.İlerleyen safhalarda sakalın belirli bölgelerine sıçrayıp birden fazla bozuk para şeklinde dökülmelere neden olan ve mevcut dökülmüş bölgelerde de genişlemelere neden olup yayılmaya başlayan bir hastalık çeşididir.<b><i><u>Sakal kıran bulaşıcı değildir!..</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sakal kıran erken fark edildiğinde tedavisi çok daha kolay bir hastalıktır,sakal kıran müzmin bir rahatsızlıktır tedavi süreci uzundur ve <b><i><u>sakal kıran sorununun en büyük sebeplerinden biride stres ve sıkıntıdır.</u></i></b></span><br />
<br />
<b><i><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: x-large;"><u>Sakal Kıran Sorunu Yaşayanlar Ne Yapmalı? </u></span></i></b><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sakal kıran erkeklerin en büyük kabuslarından biridir,bazı durumlarda sorun öyle vahimdir ki psikolojinizin bozulmasına sebep olur,fakat en tehlikeliside budur çünkü sakal kıran stresle (beslenir)doğru orantılı olarak artan bir hastalıktır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Siz psikolojik olarak onu kafanıza taktığınız sürece stres ve sıkıntınız artar,stres arttıkça <b><i><u><a href="https://saglikkuthuphanesi.blogspot.com/" target="_blank">sakal kıran</a></u></i></b> diğer bölgelere sıçramaya başlar yani çoğalmaya devam eder yada mevcut dökülen bölgede daha fazla sakal dökülmeye başlar,dökülen bölge genişler,kısacası bu durum sizi kısır bir döngü içine alır ve tedavi süreciniz uzar hatta uygulanan tedavi işe yaramaz hale gelir.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu yüzden sakal kıran sorunu yaşayan kişilerin ilk yapmaları gereken şey öncelikle bir psikiyatriste gitmeleridir.Psikiyatrisin verdiği ilaçlar hastayı rahatlatacak stres sorununu ortadan kaldıracaktır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu aşamadan sonra hasta hemen bir Cildiye-Dermatoloji Deri Hastalıkları Uzmanına giderek ilaç tedavisi görmelidir,ilaçlarını düzgün bir şekilde aksatmadan kullanmaya başlamalıdır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu tedavi sürecinde kortizonlu sakal kıran merhemleri,<b><i>sakal kıran olan bölgeye</i></b> sakal kıran için iğne tedavisi uygulanabilir,<b><i>(Dip Not: Bazı doktorlar sırf bazı firmalarla anlaşmalı olduğu için saçma sapan şeyler yazabilirler örneğin;sadbe sakal çıkarıcı,minoksil,bioxcin forte,</i></b></span><b><i><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">minoxidil,</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">rogain,rogaine solüsyon</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> veya</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Eeose Sakal Serumu vb. şeyler,bu gibi durumlarda temkinli olun verdikleri şeyleri araştırmadan almayın lütfen çünkü paranız çöpe gider!..Siz ne demek istediğimi anladınız zaten ;)</span></i></b><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Tüm bunları yaptığınız halde 2-6 ay içerisinde sakal kıran sorununda veya sakalın döküldüğü yerlerde beyaz veya sarı tüylenme başlayıp sakal çıkmıyorsa tedavi başarısız oldu deyip hiç paniğe kapılmıyorsunuz çünkü başında da söylediğimiz gibi sakal kıran sorunu çözümsüz bir hastalık değil,sakal kıran çaresi olan bir hastalık yeter ki doğru doktorlara,doğru yöntemlere,doğru bilgilere ulaşarak tedavi olun.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Baştada söylediğimiz gibi mutlaka geçecek çünkü bu hastalığı yaşayan binlerce insan var ve hepside bir şekilde bu illetten kurtulmuştur,kimisi doktor ve ilaçlar sayesinde kimisi psikolojik destekle kimisi de doğal yöntemlerle,kimisi koca karı ilaçlarıyla...</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Hangi yöntem olursa olsun sonuçta sakal kıran sorunundan kurtulacaksınız,tek yapmanız gereken yılmamak,stres yapmamak,araştırmak ve tedaviyi düzenli bir şekilde sabırla uygulamaktır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Psikiyatriste gittiniz,Cildiye-Dermatoloji Deri Hastalıkları Uzmanına gittiniz ilaçlarınızı düzenli bir şekilde aksatmadan kullandınız aylar geçti ama düzelme olmadı ise sakal kıran sorunu için doğal ve bitkisel yöntemlere başlayabilirsiniz.Hatta bazılarının küçümsediği o koca karı ilacı denen yöntemlere baş vurulacak<b><i>(Bu arada dip not geçmeden edemeyeceğim,koca karı ilacı diye küçümsenen yöntemleri öğrenmek için elin Amerikalı yabancıları,araştırmacılar,doktorlar,Anadolu köylerini ziyaret edip köyün en yaşlılarından bu yöntemleri öğrenmeye ve kendi ülkelerinde geliştirip uygulamalar yaptıklarını belirtmek isterim)</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><br /></i></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><span style="font-size: x-large;">Sakal Kıran Tedavisi Kesin Çözüm;</span></u></i></b></span><br />
<div>
<b style="color: #444444; font-family: arial, helvetica, sans-serif;"><i>- En çok fayda edecek olan şey, bayan kuaförlerinin saç boyama işlemlerinde kullandığı hidrojen peroksittir. Eczanelerde yüzde 3’lük hidrojen peroksit hazırlatacaksınız. Bir kulak çöpüyle buna batırıp, sabah, öğle ve akşam, yani günde üç defa süreceksiniz. Yalnız,stresten de uzak durulması şarttır. </i></b></div>
<span style="color: #444444; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Başka ne yapılabilir? Önce yüzde 3’lük hidrojen peroksiti yüzünüze günde 2-3 kere sürün. Ve arkasından da 1 tatlı kaşığı soğuk pres susam yağı ile 3-4 damla yine soğuk pres sarımsak yağını karıştıracaksınız, yüzünüze süreceksiniz. Bunu bir hafta kadar yapacaksınız.Bu uygulamayı sadece biz değil İbrahim Saraçoğlu da doğrulamış ve fayda sağlanacağını belirmiştir!..</i></b><br /><br /><b><i><u>Yukarıdaki işlemi denedik,geçmedi mi işte sakal kıran için bir diğer etkili yöntem; </u></i></b><br /><br /><b><i>- Günde 1 defa akşamları veya gece,1 diş sarımsağı ortadan ikiye bölüp tuza batırıyoruz ve sakal kıran olan bölgeyi o sarımsakla ovamaya başlıyoruz.Yalnız yumuşak şekilde değil sert bir şekilde sarımsağı tuzlayıp suyu çıkana kadar sakal kıranlı bölgeye yedirerek ovarak sürüyoruz.<br />- Tabi bu işlem biraz canınızı yakacak ve o bölge kızarıp tahriş olacak ama önemli olanda o bölgenin tahriş olup gözeneklerinin açılması ve kıl köklerini harekete geçirmesi.</i></b></span><br />
<span style="color: #444444; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>-Ardından küçük bir kaba 1 çay kaşığı limon suyu,1 tatlı kaşığı vazelin,1 yemek kaşığı ardıç katranı koyup güzelce karıştıracağız ve sakal kıran olan bölgeye bu karışımı sürüp üzerine o bölgeyi saracak kadar bir parça lahana yaprağı koyuyoruz,lahana yaprağı antiseptik özelliğe sahiptir.<br />Bu uygulamayı her gece yada her akşam 7-10 gün boyunca yapacaksınız!..</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><span style="color: #660000;">NOT: </span><span style="color: #444444;">Lahana yaprağı koymasanız da olur ama yaprak o bölgenin hava almamasını ve karışımın cilde iyi yedirilmesini sağlayacaktır.Ayrıca yatarken yastığınızın batmamasına ve karışımın dağılmasına engel olup bir yere bulaşmamasına da sebep oluyor yani bir nevi yara bandı vazifesi görüyor.</span><br /><br /><u><span style="color: #660000;">Dip Not:</span></u><span style="color: #444444;"> Ardıç katranına hiç bir şey katmadan direk sürme imkanınız varsa(yani ardıç katranının bıraktığı kahve rengi lekeden rahatsız olmazsanız)vazelin ve limon katmadan sadece ardıç katranı sürmek çok daha faydalı olacaktır.</span><br /><br /><span style="color: #444444;">-Tüm bu uygulamalardan sonra orası kabuk bağlayacak kabuk döküldükten sonra tüylenme başlayacak sarı tüyler ve beyaz tüyler görünmeye başlayacak ve beyaz sakallar çıkmaya başlayacak...</span><br /><br /><u style="color: #444444;">Bu yöntemde mi işe yaramadı ki işe yarayacak merak etmeyin, ama biz yaramadığını farz edelim ve bir uygulama daha paylaşalım..İşte Sakal Kıran için bir diğer yöntem;</u><br /><br /><span style="color: #444444;">- En son çare sirke ruhudur bu çok acı veren bir yöntem olduğu için en son çare olarak uygulamanızı tavsiye ederim,gerçi yukarıdaki yöntemleri uyguladıktan sonra sirke ruhuna gerek kalmayacak ama çok ileri safhalarda ve inatçı olanlarda uygulanması gerekebilir.</span></i></b></span><br />
<b><i><span style="color: #444444;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="text-decoration: underline;">NOT:</span> Sirke ruhunun nasıl uygulanacağını yazmadım</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> çünkü yukarıdaki uygulamalar sayesinde sakal kırandan zaten kurtulacaksınız,sirke ruhunun nasıl kullanılacağını yazmamamın bir diğer sebebi de sirke ruhunun oranının iyi ayarlanamadığı ve seyreltilerek kullanılmadığı durumlarda deride kalıcı hasarlara yol açması ve zehirli olmasından dolayı uzman kişilerce ve doktor kontrolünde kullanılmalıdır!..Çünkü </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">sirke ruhu basit bir madde değildir bildiğiniz </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">"asetik asit" tir.</span></span></i></b><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: x-large;"><b><i><u>Sakal Kıran Kendiliğinden Geçer mi?</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sakal kıran kendiliğinden de geçer fakat bu çok uzun zaman alır (2-3 yıl), ayrıca bu zaman zarfında stressiz ve sıkıntısız bir hayat sürmeniz gerekir,müdahale edilmeyen sakal kıran yüzün her yerine yayılır bu sizi görüntü olarak ve psikolojik olarak rahatsız etmiyor ise çok geniş ve rahat bir yapıya sahipseniz hiç bir şeyi kafaya takmıyorsanız,maddi ve manevi açıdan hayatınız dört dörtlükse bir süre sonra kendiliğinden geçebilir.Tabi ki kimsenin hayatı yukarıda saydığım gibi toz pembe olmadığı için sakal kıranın kendiliğinden geçmesi çok zordur.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<div>
<b style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;"><i><u><span style="font-size: x-large;">Sakal Kıran Ne Zaman Geçer?</span></u></i></b></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sakal kıran inatçı bir hastalıktır kısa sürede geçmez sakal kıranın doktor tedavisi ve bitkisel uygulamalar sayesinde 1,5-6 ay arasında geçer.İlk safhalarda müdahale edilirse 3 ay gibi bir sürede ileri safhalarda sakalın bir kaç bölümüne sıçramış ve sakalda geniş yer kaplamış ileri derece safhalarda iyileşme süreci 6 ay bile sürebilir.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sakal kıran hakkında ekşi sözlükte ve diğer sözlüklerde yazılmış çok saçma yorumlar var hatta bazıları bu konu hakkında dalga geçip saçma sapan önerilerde bulunmuşlar,sakın ola bu yorumları kafanıza takmayın ve kendinizi üzüp stres yapmayın,bu hastalığı yaşamayan bilemez bu yüzden abuk sabuk yazıları ve sakal kıran hakkında yorumları okuyup canınızı sıkmayın,yukarıda yazılanları harfiyen uyguladığınızda emin olun ki en fazla 6 içerisinde sakal kırandan eser kalmayacak!..</span></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<b><i><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">D</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">erdini veren Allah şifasını da veriyor inşallah,moralinizi bozmayın şimdiden geçmiş olsun!..</span></i></b><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Editörün Notu:</u></i></b> <b><i><span style="color: #660000;">Lütfen sakal kıran hastalığına yakalanan,bu hastalıkla mücadele eden ve bu hastalıktan kurtulan kişiler aşağıda yorum kısmında bildiklerini,yaşadıklarını,tedavi sürecinde yaşadıkları tecrubelerini,çektikleri sıkıntıları ve nasıl iyileştiklerini yazarlarsa hem yazdığımız yazıya katkı sağlamış olacaklar hemde bu makaleyi okuyup sakal kıran sorunundan muzdarip olan hastalara moral ve fayda sağlamış olacaktırlar.Unutmayın yazacağınız 3-5 kelime insan hayatına ve montivasyonuna fayda sağlayabilir!..</span></i></b></span></div>
</div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01086145202427328950noreply@blogger.com40tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-28866124128147004692017-03-18T16:52:00.002+03:002017-03-18T16:52:28.911+03:00Tirnak Mantarlarina Bitkisel Yağlarla Kesin Çözüm<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNGECl3iRkPXvbn9-2pXo9O8coP3ZYcotSVLcvtMPvL_yfe06egB3Me-7Tt0lZ3sHxt95CfCAnGnYx5ZwjJoftBGrL9CJqvooj4QHFAXaU7P2YsE1Etr5OpZS6tyPqjOGc5BJGaPDg1vg/s1600/tirnak-mantarlarina-bitkisel-yaglarla-kesin-cozum.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Tirnak Mantarlarina Bitkisel Çözüm" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNGECl3iRkPXvbn9-2pXo9O8coP3ZYcotSVLcvtMPvL_yfe06egB3Me-7Tt0lZ3sHxt95CfCAnGnYx5ZwjJoftBGrL9CJqvooj4QHFAXaU7P2YsE1Etr5OpZS6tyPqjOGc5BJGaPDg1vg/s1600/tirnak-mantarlarina-bitkisel-yaglarla-kesin-cozum.jpg" title="Tirnak Mantarlari" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Tırnak Mantarı</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Ayak ve el tırnaklarında rastladığımız,tırnağın yapısını ve rengini değiştiren rahatsız edici bir görüntü veren <a href="https://saglikkuthuphanesi.blogspot.com/" target="_blank"><b><i>tırnak mantarı</i></b></a>,aslında genel adıyla </span><b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i>"Candida"</i></b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> dediğimiz vücudumuzda hali hazırda var olan ama fazla üremesiyle insan vücudunda bazı rahatsızlıklara sebep olan bir mantar hastalığıdır,tıptaki ismi </span><b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i>"Onikomikoz"</i></b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> dur.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Candida mantarının bir çok farklı çeşidi vardır ama en yaygın olanı <b><i>"Candida albicans" </i></b>dır.Normalde bağırsaklarımızda ve sindirim sistemimizde sindirime yardımcı olsun diye belli oranda bulunması gerekir.Fakat ne zaman ki bu oranın dengesi bozulur ve bu mantar çok fazlalaşır işte o zaman barsaklardan barsak çeperini geçerek kana karışır ve hastalıklara ve beli başlı rahatsızlıklara sebep olur,bu rahatsızlıkların başındada <b><i>"tırnak mantarları" </i></b>gelir.</span><br />
<br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>Peki neden bozulur bu denge ve Candida vücudumuzda neden çoğalır?</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Artık hepimizin çok aşina olduğu vücudumuzda yani sindirim sistemimizde bulunan ve yine sindirime yardımcı olan dost bakteriler vardır,ayrıca birde hastalık yapan bakteriler vardır.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Dost bakteriler işte bu mantarların vücutta belli oranda kalmasını sağlayan bakterilerdir ama ne zaman ki antibiyotiklerle kötü bakterileri öldürmeye çalışıyoruz işte o zaman maalesef ki o dost bakterileri de öldürmüş oluyoruz.Çünkü <b><i><u><a href="https://saglikkuthuphanesi.blogspot.com/2017/02/antibiyotik-yerine-kekik-kullanami-basladi.html" target="_blank">Antibiyotik</a></u>ler dost yada düşman bakteri ayrımı yapamıyor bu yüzden dost yada düşman ayrımı yapmadan bütün bakterileri öldürüyor,böylece vücudumuzda ki yararlı bakterilerde yok olmuş oluyor,işte bütün sorunlar bundan sonra başlıyor çünkü yararlı bakterilerin ölmesiyle vücudun dengesi alt üst oluyor,bağırsak florasının dengesi bozuluyor ve böylece bir takım rahatsızlıklar nüks etmeye başlıyor </i></b>bunların en başında en bilindik olanı da mantar hastalıklarıdır.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Yalnız şunu unutmamak gerekir <b><i>bağırsak florasındaki dengenin bozulmasına </i></b></span><b><i><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">sadece antibiyotikler değil</span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">,</span></i></b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>dengesiz beslenmekte sebep olabiliyor.</i></b>Sebep her ne olursa olsun iyi bakteriler azalınca Candida mantarları fazla üremeye başlıyor ve bunun sonucu vücutta bir çok farklı noktada mantar enfeksiyonları görülmeye başlıyor.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Mantar denildiğinde akla ilk gelen tırnak ve ayak mantarları oluyor ama maalesef ki çok daha rahatsız edici ve vücudun çeşitleri yerlerinde oluşan mantar hastalıkları baş gösteriyor.Bunlar <b><i>"saç dipleri,ağız içi,tırnaklar,el ve ayak parmakları ve parmak araları mantarları,bayanlarda vajina mantarları ve en şiddetli olanlardan biri saç dökülmesine sebep olan seboreik dermatitler olarak karşımıza çıkıyor.Bu yazımızda konumuz tırnak mantarları olduğundan genel olarak "Tırnak Mantarları ve Tedavi Yöntemleri" hakkında bilgiler paylaşacağız!..</i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><span style="color: #660000;">Burada seboreik dermatit konusu başlı başına komplike bir sorun olduğu için bu sorunu ayrıca ele alıp seboreik dermatitin neden olduğunu,soboreik dermatitten nasıl kurtulabileceğinizi daha detaylı bir şekilde </span>"seboreik dermatit"<span style="color: #660000;"> başlığı adı altından sizlerle paylaşacağız!..</span></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Mantar hastalıklarının sebebi çok net ve belli bir şey olduğu için öncelikle barsak floramızı düzenleyici önlemler almalıyız,bunların en başında probiyotikler ve bitkisel yağlar yer alıyor...</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><b><i><u><br /></u></i></b></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI :</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Cocos Nucifera,son zamanlarda en çok gündemde olan yağlardan biri Hindistan Cevizi yağının içeriğinde bulunan çok özel yağ asitlerinden Kaprik Asit,KAprilik Asit ve LAurik asidin bulunmaktadır.Bunlar omega adını verdiğimiz esansiyel yağ asidleridir ve vücudumuzun üretemediği ama besinlerle mutlaka dışarıdan alınması gereken yağ asitleridir.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">İşte bu yağ asitleri candidanın fazla üremisini durduruyor,bu durum bilimsel makalelerde ve klinik deneylerde ispat edilmiştir.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu sebeple aromaterapide hindistan cevizi yağını,kaşıntılı ve pul pul döküntülü deride mutlaka kullanmanızı tavsiye ediyoruz.Bakın bakalım o kaşıntıdan ve deri dökülmesinden eser kalacak mı?</span><br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3_A1E39SMtZcTbiYJoBef8Hrs4aaLBcQzGah272-j1Hv2lwbZ2yCD-gbZAftQN2v8FJ4Nm41ZFpo-s316YLKMJ2tunwdpy2qm9mrRQa-IHnzUOYagev49AtZQZrvejGE2kTGFHusbWmY/s1600/tirnak-mantarina-hindistan-cevizi-yagi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="mantar hastaligina hindistan cevizi yagı" border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3_A1E39SMtZcTbiYJoBef8Hrs4aaLBcQzGah272-j1Hv2lwbZ2yCD-gbZAftQN2v8FJ4Nm41ZFpo-s316YLKMJ2tunwdpy2qm9mrRQa-IHnzUOYagev49AtZQZrvejGE2kTGFHusbWmY/s400/tirnak-mantarina-hindistan-cevizi-yagi.jpg" title="mantar için hindistan cevizi yagı" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Hindistan Cevizi Yağı</span></td></tr>
</tbody></table>
<b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><span style="color: #660000;">Özellikle kepek sorunu olanlara ve saçlarında seboreik dermatit rahatsızlığı olan kişilere sesleniyoruz;</span>Saçınıza gece yatmadan önce Hindistan Cevizi Yağını sürüyorsunuz sabah kalktığınızda saçınızı yıkayın kepekten eser kalmayacak,seboreik sorunlarının sebep olduğu kaşınma ve kızarıklık şikayetlerinden kurtulacaksınız.</i></b><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Ayrıca ağız içi ve sindirim borusunda yani yutakta konumlanmış Candinanın(mantarların) yok etmek için ve buralarda <b><i>mantar oluşumunu engellemek için hafta 1-2 defa 1 kaşık hindistan cevizi yağını ağızda bir kaç dakika çevirerek ve yapabiliyorsanız bir kaç kez gargara yaparak tükürmek suretiyle uygulayabilirsiniz.Bakın bakalım ağız içi mantarlardan eser kalacak mı?..</i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu uygulamaya sosyete kesim ve pahalı bakım merkezleri <b><i>"Oil Pulling" </i></b>denir,olarak adlandırıyor.Bu uygulama için yüzlerce lira ücret ödemenize gerek yok bakın size nasıl yapacağınızı anlatıyoruz;</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>10 ml Hindistan cevizine 1 damla Nioli damlatarak sizde evinizde kendinize Oil Pulling uygulaması yapabilirsiniz!.. Bu kadar basit...</i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Candida tırnağa girip yerleşmiş ve orada bize kendini Tırnak Mantarı olarak göstermiş olabilir,ama başlangıç yerinin sindirim sistemi olduğunu biliyoruz o yüzden önce kaynağını kurutup ardından <b><i>"Ekstremite"</i></b> dediğimiz,en son gidip konumladığı yerdeki lezyonu tedavi etmek biraz zaman alabiliyor.Burada da imdadımıza<b><i> "Tamanu Yağı"</i></b> yetişiyor.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>TAMANU YAĞI (Callophyllum ınophyllum) :</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzqy6RZ_xczFPW5rUDElhpZ5jifx-WSBM2oqfwfHKNv7Ixb1Sm0eHGoAdLXCjS_bWteH50ubjlCyVcXua8f39XkQM3pF5pED1-My1GxPlduk_3emATZNYT57OzEgZ9-m4QKSc8ykUKuSE/s1600/Tamanu-yagi-mantar-hastaligi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="mantar hastaligi için tamanu yagi" border="0" height="290" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzqy6RZ_xczFPW5rUDElhpZ5jifx-WSBM2oqfwfHKNv7Ixb1Sm0eHGoAdLXCjS_bWteH50ubjlCyVcXua8f39XkQM3pF5pED1-My1GxPlduk_3emATZNYT57OzEgZ9-m4QKSc8ykUKuSE/s400/Tamanu-yagi-mantar-hastaligi.jpg" title="mantar hastalıgi tamanu yagi" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Tamanu Yağı</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Koyu yeşil renkte ,</span>Tahiti<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> fındığından elde edilen yapısında sadece </span>tamanuda<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> bulunan en özel yağ asitlerinden biri olan </span><b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i>"callopyllonic"</i></b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> asidi içerir.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Ayrıca doğal güneş koruma etkisini içerisinde ki <b><i>"SC Glucan" </i></b>dan alır.Ciltte ve dokularda oluşan enflamasyonlarda hem siklooksijenaz(COX2) enzimini inhibe ederek,hemde pro enflamatuar sitokinleri ve tumor nekroz faktörü inhibe ederek etki gösterir.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Mantar enfeksiyonlarında ve diğer bütün enflamatuarlı enfeksiyonlarda etkileri çoktur.Histamini baskılayarak yaptığı kaşıntı giderici etkisi bilimsel olarak olarak kanıtlanmıştır.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>Uçucu yağlardan "Nioli,Limon ve Palmarosa" Mantar enfeksiyonlarında özellikle tırnak mantarlarında en etkili olanlardır!..</i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>NİOLİ :</u></i></b></span><br />
<br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Melaleuca Viridiflora içeriği 1.8 sineolden ve limonen den dolayı;hem çok güçlü bir antifungal(mantar düşmanı) hemde bağışıklık güçlendiricidir.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDTpD80iXFrxEEu3TfRUP_KaormKkptW4q3KivSs2IHQY6nV-JXCmusJU7lBT5cCkatR4eY8REIsn_m6TzE9Z7mQIaCDYHCMkIYoodqckHRy82DmgwabZjZlQ7iybVmC3hgH-yn0cDDr8/s1600/nioli-tirnak-mantari.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="tırnak mantarı için nioli yagi" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDTpD80iXFrxEEu3TfRUP_KaormKkptW4q3KivSs2IHQY6nV-JXCmusJU7lBT5cCkatR4eY8REIsn_m6TzE9Z7mQIaCDYHCMkIYoodqckHRy82DmgwabZjZlQ7iybVmC3hgH-yn0cDDr8/s1600/nioli-tirnak-mantari.jpg" title="nioli tırnak mantari için" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Nioli</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;"><i><u>PALMAROSA :</u></i></b><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Cymbopogon Martinii içerdiği Geraniol,citral,limone den dolayı hem antibakteriyel hem antifungal etkileri çok güçlüdür.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Özellikle Patojenik barsak florasına çok etkilidir,yani hani diyoruz ya kötü bakteriler;mesela onlardan Koli Basillus ve Eberth basillusa karşı çok etkilidir Palmarosa yağı.Böylece antibiyotiğe gerek kalmadan antibakteristik özellikler gösterir.Ama antibiyotiğin yaptığı gibi iyi bakterileri öldürmez!..</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Uçucu yağların en önemli özelliklerinden biri seçici olabilmeleridir.</span><br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTRTZ75tDBXDeMosYLiQ1NN7SLnz3JhbLWDp410mdUDpBHDDYJmM-0_3tktCC8NyA4fNhmRJPrAaHY13KEecSphXOOtm84jYE7bLAms3TlkfMdCjsm1wBnkxFI5hcJhHBMGX6QYR27L7s/s1600/palmarosa-yagi-t%25C4%25B1rnak-mantari.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="mantar hastaligi icin palmarosa bitkisi yagı" border="0" height="142" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTRTZ75tDBXDeMosYLiQ1NN7SLnz3JhbLWDp410mdUDpBHDDYJmM-0_3tktCC8NyA4fNhmRJPrAaHY13KEecSphXOOtm84jYE7bLAms3TlkfMdCjsm1wBnkxFI5hcJhHBMGX6QYR27L7s/s400/palmarosa-yagi-t%25C4%25B1rnak-mantari.jpg" title="tırnak mantari palmarosa bitkisi yagı" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Palmarosa Bitkisi Yağı</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>LİMON :</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Citrus Limon.Yani bildiğimiz her evde hemen hemen her zaman kullandığımız limon.Limonen,Mirsen,Linalol içerikleri sayesinde diğer bir çok enfeksiyon da olduğu gibi mantar enfeksiyonunda da etkilidir hem önleyici hem tedavide rol oynar.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgI_1qxQYYrjiigUw6rSgc5fITcF-8wZlVLjXS6DM5Dk9U_Xflpde2PL_3QJ3X5V6ftYFxXnY2CtEFaGkvCBoRuccROQHm3-SYFOM6c0jmgwteCgInwgdWCb2fSPG899ZQw9hmRUHuuhPw/s1600/tirnak-mantarina-limon.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="tirnak mantari tedavisi için limon" border="0" height="247" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgI_1qxQYYrjiigUw6rSgc5fITcF-8wZlVLjXS6DM5Dk9U_Xflpde2PL_3QJ3X5V6ftYFxXnY2CtEFaGkvCBoRuccROQHm3-SYFOM6c0jmgwteCgInwgdWCb2fSPG899ZQw9hmRUHuuhPw/s400/tirnak-mantarina-limon.jpg" title="tirnak mantarina limon" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Tırnak Mantarı Tedavisi İçin Limon</span></td></tr>
</tbody></table>
<b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><u>TIRNAK MANTARLARLARINA BİTKİSEL YAĞLARLA KESİN ÇÖZÜM :</u></i></b><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: #660000; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>- Hindistan cevizi yağı</i></b></span><br />
<span style="color: #660000; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>- TAmanu Yağı</i></b></span><br />
<span style="color: #660000; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>- Nioli Uçucu Yağı</i></b></span><br />
<span style="color: #660000; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>- Palmarosa Uçucu Yağı</i></b></span><br />
<span style="color: #660000; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>- Limon Uçucu Yağı ile hazırladığımız karışımı Sabah ve akşam olmak üzere tırnaklarınıza sürün.Mantar çok inatçı ve yoğun ise sadece uçucu yağları (Nioli-Palmarosa-Limon) eşit oranda karıştırılır ve tırnağın üzerine direkt olarak sabah ve akşam olmak üzere sürülür.</i></b></span><br />
<span style="color: #660000; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>Emin olun ki tırnak mantarlarınızdan eser kalmayacak!..</i></b></span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01086145202427328950noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-4429493372645446982017-02-12T17:31:00.000+03:002017-02-12T22:26:48.406+03:00Antibiyotik Yerine Kekik Kullanamı Başladı<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Şimdi sizlere antibiyotik kadar etkili ve antibiyotiğin zararlarının hiç birisine sahip olmayan bir bitki var,adı da kekik desem inanırmısınız?...</i></b></span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Dünya sağlık örgütü açıkladı; Artık antibiyotikler fayda sağlamıyorlar bu yüzden yeni bir antibiyotik çeşidi üretilene kadar hastaların Kekik bitkisi kullanmaları konusunda uyarıda bulundular!..Ayrıca doktorların kekik bitkisinin,çayından,yağından ve suyundan faydalanma yöntemlerini hastalara anlatmalarını istediler.</i></b></span><br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibWVexMdZs2qVvwx2ki_ltsMfb2v65EFASjDdnizAGa5outinl9dPiPBITeYiBXZ7HCkrhtGMjfY_WqYA8Jck48imEliyqJiOdW00fVSswTKcE8NGa05PpnqFTu-hrNzN3ykaCvDyu-54/s1600/dogal-antibiyotik-kekik.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="antibiyotik-yerine-kekik-kullanabilirsiniz" border="0" height="267" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibWVexMdZs2qVvwx2ki_ltsMfb2v65EFASjDdnizAGa5outinl9dPiPBITeYiBXZ7HCkrhtGMjfY_WqYA8Jck48imEliyqJiOdW00fVSswTKcE8NGa05PpnqFTu-hrNzN3ykaCvDyu-54/s400/dogal-antibiyotik-kekik.jpg" title="dogal-antibiyotik-kekik" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: small;">Antibiyotik Yerine Doğal Çözüm;Kekik</span></td></tr>
</tbody></table>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Evet,malesef artık antibiyotiklerin işi bitti ve bakteriler antibiyotiklere karşı direnç sağladığı için antibiyotikler hastalıklara karşı fayda sağlamıyor,tıp dünyası çaresiz çünkü yeni bir antibiyotik çeşidi üretilmezse bir çok insanın ölebileceğini söylüyorlar...<br /><br />Bu konumuzda artık bir çok bakteri ve hastalığa karşı etkisiz kalan,yan etkilerinin ve zararlarının saymakla bitmediği atnibiyotiklerin yerine,antibiyotiklerden daha etkili; Antimikrobik, antioksidan, antikansorejen, antidiyabetik, antikolestremik, antispazmodik, antiromatizmal etkilere sahip olan kekik bitkisinden bahsedeceğiz!..<br /><br /><b><i>Kekik tam bir tabiat harikası ve Türkiyede bolca bulunuyor,üstelik en çok çeşidi de Türkiyede mevcur. Vücudu adeta bir zırh gibi koruyan ve aynı zamanda da iyileştiren kekik Türk halkı için doğal bir ilaç ve hatta bir nimet. Peki,hayat kurtaran ve artık antibiyotiklerin yerini alacağı için,evimizden eksik etmemiz gereken kekiği nasıl almalı ve nasıl kullanmalıyız?</i></b><br /><br /><b><i><u><span style="font-size: large;">Kekik Bitkisinin Etken Maddeleri?</span></u></i></b><br /><br /><b><i>Kekik eterli uçucu yağ; Thymol (%50 civarında), Carvacrol, Borneol, Cymol, Pimen, Tanen ve flavonlar içerir.</i></b><br />Türkiye'de Origanum, Thymus, Thymbra, Saturaje, Sideritis ve Salvia cinsi kekikler yoğun olarak yetişmektedir, bu kekik çeşitleri sağlık açısından en çok faydalı olanlarıdır<br /><br />Bakteriyel enfeksiyonlar için özel olarak tasarlanan antibiyotikler, doktorların alanına giren sorunların çoğuna karşı gözde ilaçlardandır. Ancak kekik yağının faydaları zararlı yan etkileri olmaksızın bazı antibiyotiklere üstünlük sağlıyor . <br /><br />Ne yazık ki, çoğu tıp doktorunun öngördüğü antibiyotiklerin bugün antibiyotik direncine neden olması, iyi bakterilerin yok edilmesi (probiyotikler), vitamin emiliminin azaltılması ve sızdırmaz bağırsağa neden olan sindirim astarına zarar verilmesi gibi bir çok tahrip edeci yan etkileri bulunmaktadır.<br /><br /><b><i>"Antibiyotiğin geniş spektrumlu olarından kullanmak, birkaç düşman hedefini ortadan kaldırmak için özel bir operasyona keskin nişancı ekibi göndermek yerine bir şehre nükleer bomba atmaya benzer."</i></b><br /><b><i>İyi haber şu ki, antibiyotiklere alternatif olarak inanılmaz doğal bir yöntem var ve bu da kekik özü yağı (keklik yağı olarak da adlandırılmaktadır). Kekik yağları, güçlü anti-bakteriyel ve anti-fungal özelliklere sahip iki güçlü karvakrol ve timol bileşiği içerir.</i></b><br /><br /><b><i>Geçtiğimiz Ağustos ayında, Wall Street Journal muhteşem bir yazı yayınladı: </i></b>Antibiyotiklerin aşırı kullanımı ve ihtiyaç duyulmadığında geniş spektrumlu ilaçların reçetelenmesi, bir dizi probleme neden oluyor. Antibiyotikler dirençli enfeksiyonların büyümesini teşvik ederek, ilaçların tedavi edilmesi planlanan bakterilere karşı daha az etkili olmasını sağlayabilir ve vücudun gıdaları sindirmek, vitaminler üretmek ve diğer işlevlerin yanı sıra enfeksiyonlardan korunmaya yardımcı olan iyi bakteri (probiyotikler) de yok ediyor.<br /><br /><b><i>Antimikrobiyal Kemoterapi Dergisinde Temmuz ayında yayınlanan bir çalışmada, Utah Üniversitesi'ndeki araştırmacılar ve CDC, hekimlerin % 60'ının antibiyotik reçete ettiğini ve geniş spektrumlu olanları seçtiklerini tespit ettiler.Tabiki bu veriler Amerika kaynaklı verilerdir,malesef Türkiyede bu oran %80 civarındadır.</i></b><br /><br />2011 yılında Pediatrics dergisinde yayınlanan çocuklarla ilgili benzer bir araştırmada, antibiyotiklerin reçete edildiği zaman, reçete edilmesinin sebebinin çoğunlukla solunum yolları enfeksiyonundan dolayı olduğu görülmüştür,bu oranın % 50 olduğu tespit edilmiştir.<br />Her iki çalışmada,antibiyotiklerinin yaklaşık% 25'inin, viral enfeksiyonlar gibi koşullar için kullanılamadığı ortaya çıkmıştır.<br /><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsvOtQj_hRTXiMfYKjAt12SEv2hVya24Wyy6ytXEFEzX_fkjvvrTBV92a5ndSn6OAdhDwsPsIAeWePSJ8UeVe6xNRILvSRPfUmligkBVY7x1QrRPCCFM9RucHAsIryOGpVvjoJHAA9QEU/s1600/antibiyotik-yerine-kekik-kullanabilirsiniz.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsvOtQj_hRTXiMfYKjAt12SEv2hVya24Wyy6ytXEFEzX_fkjvvrTBV92a5ndSn6OAdhDwsPsIAeWePSJ8UeVe6xNRILvSRPfUmligkBVY7x1QrRPCCFM9RucHAsIryOGpVvjoJHAA9QEU/s400/antibiyotik-yerine-kekik-kullanabilirsiniz.jpg" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Kekik Suyu Görseli</td></tr>
</tbody></table>
<b><i><u><span style="font-size: large;">Keklik Suyu ve Kekik Yağı Antibiyotik Yerine Reçete Edilebilir!..</span></u></i></b><br /><br />Nane ailesi ( Labiatae ) yağı kokusunun bir üyesi, pizza sosuna koyduğun şey değildir. Akdeniz'de bulunan tıbbi nota kekik, uçucu yağı çıkarmak ve şifa veren bileşiklerini korumak için damıtılır.<br /><br /><b><i>Kekik suyu olarak bilinen, kekiğin damıtılması ile elde edilen suyun faydaları neler?</i></b><br />Damıtma sırasında yağın altında biriken damıtık su, "kekik suyu" olarak kullanılır. Kekik suyunun son yıllarda kullanımı yaygınlaştı, marketlerde bile satılmaya başlandı.Kekik suyu özellikle mide-bağırsak sorunlarında iyi gelmektedir; ağrıları giderir, safra salgılanmasını artırır, hazmı kolaylaştırır. Kolesterolü, kan şekerini düşürür. Tansiyonu dengeler. Kanseri önler. Mikropları öldürür.<br /><br />1 kilo kekik yağını üretmek için 1000 kilo yabani kek kullanılması gerekir,halk tıbbında dünyanın 2,500 yılı aşkın bir zamandır en çok kullanılan değerli bir bitkisidir.<br />İyileştirici bileşik olan karvakrol(carvacro), tartışmasız kekik yağının bu kadar güçlü olduğunu açıklayan en önemli bileşendir.<br /><br />800'den fazla çalışma, araştırmanın tedavi kapasitesini oldukça desteklediğini vurgulayan, bilimsel kanıta dayalı literatür için dünyanın 1 numaralı veritabanı olan PubMed'deki carvacrol'ı referans gösteriyor. Ne demek istediğimi anlamanız için, carvacrol'un nelere iyi geldiği aşağıdadır;<br /><span style="font-size: large;"><br /><b><i><u>Kekik Yağının Faydaları Nelerdir,Kekik Hangi Hastalıklara İyi Gelir?</u></i></b></span></span><br />
<ul><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">
<li><b><i>Bakteriyel enfeksiyonlar</i></b></li>
<li><b><i>Mantar enfeksiyonları</i></b></li>
<li><b><i>Parazitler</i></b></li>
<li><b><i>Virüsler</i></b></li>
<li><b><i>Iltihaplanma</i></b></li>
<li><b><i>Candida</i></b></li>
<li><b><i>Alerjiler</i></b></li>
<li><b><i>Tümörler</i></b></li>
<li><b><i>Böbreklerde ve mesanedeki mikropları öldürür.</i></b></li>
<li><b><i>Bağırsak iltihabını iyileştirir.</i></b></li>
<li><b><i>Bedeni kuvvetlendirir</i></b></li>
<li><b><i>Hazmı kolaylaştırır.</i></b></li>
<li><b><i>İştahsızlığı giderir.</i></b></li>
<li><b><i>Sinirleri kuvvetlendirir.</i></b></li>
<li><b><i>Kalp çarpıntılarını keser.</i></b></li>
<li><b><i>Salgı bezlerinin düzenli çalışmasını sağlar.</i></b></li>
<li><b><i>İdrar söktürür.</i></b></li>
<li><b><i>Adet düzenleyicidir.</i></b></li>
<li><b><i>Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardım eder.</i></b></li>
<li><b><i>Afrodizyak özelliği vardır. </i></b></li>
<li><b><i>Hastalıklara karşı direnme gücünü artırır.</i></b></li>
<li><b><i>Çocuklarda görülen kansızlığı giderir.</i></b></li>
<li><b><i>Kan dolaşımını düzenler.</i></b></li>
<li><b><i>Müzmin öksürük, astım, bronşit ve zatüreede faydalıdır. Grip, nezle ve anjinde şikayetlerin azalmasına yardımcıdır.</i></b></li>
<li><b><i>Kekik suyu ile banyo romatizma ağrılarını dindirir.</i></b></li>
<li><b><i>Kandaki şeker miktarını azaltır.</i></b></li>
</span></ul>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">
<b><i><u><span style="font-size: large;">Kekik Bitkisi Bizi Hangi Hastalıklardan Koruyor?</span></u></i></b><br /><br />Kekik mikrop öldürücü özelliği ile antiseptik, antimikrobik bir bitkidir. Ayrıca içeriğindeki maddelerle vücutta hücre koruma sistemlerini güçlendirmesiyle antioksidan, kanser oluşumunu engellemesiyle antikanserojen, her türlü karın ağrısı ve gaz giderici özelliği ile antispazmodik, romatizmal hastalıkları iyileştirmesiyle antiromatizmal, diyabet hastalığını engellemesiyle antidiyabetik ve vücuttaki kolestrol oranını ayarlamasıyla antikolestremik özellikler taşımaktadır. Bu özellikleri ile <b><i><a href="https://saglikkuthuphanesi.blogspot.com/" target="_blank">kekik</a></i></b>, yaşlılığı geciktirmekte, tümör oluşumunu engellemekte, şeker hastalığına iyi gelmekte ve gıdaların bozulmasını doğal yollarla engellemektedir <br /><br /><b><i><u><span style="font-size: large;">Kekik Yağının Gücü!</span></u></i></b><br /><br />Geçen Aralık ayında Journal of Medicinal Food , 5 farklı türde kötü bakterilere karşı kekik yağının antibakteriyel etkisini değerlendiren bir çalışma yayınladı. Anti-bakteriyel özellikleri değerlendirdikten sonra kekik yağı bu zararlı 5 türede önemli bir anti-bakteriyel özellik sağladığı görülmüştür.İlginçtir ki, en yüksek aktif özelliğe sahip E. Coli'ye karşı bile anti-bakteriyel özellik sağlamıştır; bu da, mide bağırsak sağlığını geliştirmek ve ölümcül gıda zehirlenmesini önlemek için düzenli olarak kekik yağının kullanılması gerektiğini gösteriyor.<br /><br />İki yıl önce, Pakistanlı araştırmacılar, Reveasta Brasileira de Farmacognosia dergisinde benzer sonuçlar yayınladılar,ayrıca kekik yağının çeşitli türdeki <b><i><u><a href="https://saglikkuthuphanesi.blogspot.com/2016/09/kansere-kesin-cozum-kanser-otu-yapiskan-andiz-otu.html" target="_blank">kanser</a></u></i></b> hücrelerini öldürme kabiliyetlerini kanıtlıyorlardı !<br /><br />Birçok sağlık araştırması için bir kaç düzine çalışmada, kekik yağının zararlı antibiyotikler yerine kullanılabileceği doğrulanmaktadır. Araştırmalar sonucunda ulaşılan veriler kekik yağının doğal bir antibiyotik olduğunu kanıtlamıştır.<br /><br />Örneğin, geçen yılın sonlarında , Avrupa Tıbbi ve Farmakolojik Bilimler Dergisi'ndeki bir araştırma,sıçanlarda metotreksat toksisitesine karşı koruma sağlamak için uygulanan karvakrolün dünyanın en tehlikeli bazı ilaçlarının yan etkilerini önlediği görüldü!<br /><br />Mesela,Metotreksat (MTX), kanserden romatoid artrite geniş bir dizi sorunu tedavi etmek için yaygın olarak kullanılan bir ilaçtır. Tehlikeli yan etkilere sahip olduğu bilinen Türk araştırmacılar ve doktorlardan oluşan bir ekip, oregano'nun bu faktörleri tutma kapasitesini değerlendirdi, çünkü antioksidanlar ve anti-inflamatuar ilaçlar MTX'e karşı tam koruma sağlamada etkisiz kaldı.<br /><br /><b><i>Farelerde siyatik sinirdeki çeşitli belirteçleri değerlendirerek,karvakrinin, MTX ile tedavi edilen farelerde pro-inflamatuarı ilk kez azalttığı gözlemlendi. Araştırma dünyasında nispeten yeni bir konsept olarak, "çığır açan" bu araştırmanın öneminini anlamanız için,bu sonuçları test eden daha bir ok araştırmayı örnek gösterebiliriz!.. Benzer şekilde Hollanda da araştırmacılar, kekik yağının "oral demir tedavisi sırasında kalın bağırsakta aşırı büyümeyi ve kolonizasyonu önleyebileceğini" de göstermiştir. Demir eksikliği anemisini tedavi etmek için kullanılan oral demir tedavisi, Mide bulantısı, ishal, kabızlık, mide ekşimesi ve kusma gibi gastrointestinal sorunlardan oluşan bir seri yan etkidir.</i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"></span><br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">
<b><i><span style="font-size: large;"><u>Kekik Alırken Nelere Dikkat Etmeliyiz Kekiğin Yan Etkileri Var mıdır?</u></span></i></b><br /><br />Kekik alırken; yeni mahsül ve dalında kurutulmuş demet halinde satılanlar tercih edilmelidir. Kurutulurken sağlıklı ortamda kurutulup kurutulmadığını rengi ve kokusundan anlayabilirsiniz. Rengi canlı, kokusu keskin olmalıdır.Güneş görmeyen yerde, Koyu renkli şişelerde, serin bir ortamda saklanmalıdır.<br /><br />Önerilen dozlar aşılmadığında bilinen hiçbir yan etkisi yoktur.Fakat alerjik bünyeli kişilere önerilmez.Tiroid bezinin işlevini arttırabilir. Bu nedenle guatr hastalarının kekik yağını kullanmaması tavsiye edilmektedir.<br /><br /><b><i>Kekik yağı ve kekik suyu en fazla 2-3 hafta boyunca kullanılır,ardından 15 gün ara verilip terar kullanmaya başlaya bilirsiniz.Kurutulmuş kekik otu, gebe kadınlar için gayet iyidir ancak kekik yağını kullanırken hamile kadınların dikkatli olmaları ve bunu doktorun talimatı olmadan asla kullanmamaları gerekir.</i></b><br /><br /><b><i><u><span style="font-size: large;">Kekik Çayı Nasıl Hazırlanır ve Nasıl Kullanılır? </span></u></i></b><br /><br /><b><i>Kekik çayı, içerisindeki en etkili madde olan eterli uçucu yağın (Thymol) yitirilmemesi için hiçbir zaman kaynatılmaz! Yarım veya bir tatlı kaşığı kurutulmş, ince kıyılmış kekiğin üzerine, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar su dökülür, üstü kapatılarak 8-10 dakika demlendirilir ve süzülür. Günde 2-3 bardak yeni demlenmiş olarak, aç karnına veya öğün aralarında, soğutulmadan ve yudumlanarak içilir.</i></b> Çayının yapımı çok kolay ve ferahlatıcı bir etkisi var, sinirleri yatıştırıcı, mideyi rahatlatıcıdır. Boğaz tahrişi, öksürük, gribal enfeksiyonlarda kullanılmanızı şiddetle tavsiye ederim. <br /><br />Sabahları bir bardak kekik çayını içtiğinizde vücudunuzda iyi ve güzel şeylerin harekete geçtiğini hissedeceksiniz. Özellikle soğuk havalarda şifa niyetine hasta olmasanız da içmenizi öneririm.</span></div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01086145202427328950noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-62789965355007977872017-02-10T16:02:00.000+03:002017-02-10T16:09:14.429+03:00Ekinezya Hangi Hastalıklara İyi Gelir?<b><i><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Türkiyede kış çayı olarak bilinen genel adıyla ekinezya,bilimsel adıyla (3 tür ekinezya vardır)Echinacea Angustifolia,Echinacea Purpurea,E. Pallida olarak adlandırılırlar.</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Ekinezya kırmızı ayçiçeği, Brauneria angustifolia, Brauneria pallida, tarak çiçeği, Kansas otu, kirpi çiçeği, Hint başı ve koni çiçeği olarak da bilinir.</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Asteraceae familyasındandır.Kökünden yaprağına kadar bitkinin tamamından faydalanılır.Doğal yetişme alanı Orta ve Kuzeydoğu Amerika olarak kayıtlara geçmiştir.</span></i></b><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Herhangi bir güneşli bitki bahçesi,kökenlerini Kuzey Amerikadan alan,gürbüz ve kendine has bir kır çiçeği olan ekinezya olmadan tamamlanmış sayılmaz.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Ekinezyanın çiçeklerinin lavanta renkli ortası dikenli ve kubbemsidir ve tek katmanlı taç yapraklardan oluşmaktadır.Bilinen ismi mor koni çiçeği ismi burdan gelmektedir.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu türe koni denmesi çok uygundur çünkü echinacea Yunanca echinos "konimsi" kelimesinden gelir.Avrupalı istilacılar Kuzey Amerikaya gelmeden yüzyıllar önce yerli topluluklar ekinezyanın en az üç türünü tıbbi amaçla kullanırlardı.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu bitki geniş düzlüklerde yaşayan yerliler ve komşu bölgeler için evrensel düzeydi bir ilaçtı.</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Ekinezya, Great Plains Hindistan kabileleri tarafından geleneksel bitkisel ilaçlarda kullanıldı.</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Şifa için kullanılan bitkiler arasında en çok kullanılan bitkilerden biriydi.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Ekinezya günümüzün bitkisel tıbbında en çok araştırılmış bitkilerden biridir.En çok bilinen özelliği Soğuk algınlığının şiddetini ve süresini azaltmasıdır.</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bağışıklık sistemine sayısız etkisi vardır,bunların arasında antikor tepkisinin artması,virüslere karşı interferon seviyesinin yükselmesi ve enfeksiyona karşı beyaz kan hücrelerinin uyarılması sayılabilir.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Ekinezyanın bazı kimyasal bileşenleri bitkinin türüne,bitkinin bölümüne ve özütleme tekniğine göre değişiklik gösterir.</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Polisakkaritler,glikoproteinler ve alkilamitler bağışıklık sistemini canlandıran virüsleri ve bakterileri baskılayan tıbbi etkiye sahiptir.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Ekinezya özü içeren kremlerin mantar,egzama,seboreik dermatit gibi cilt hastalıklarının tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br />Ekinezya çayı içmek A, B kompleks ve E vitaminleri ile kalsiyum, magnezyum, demir, potasyum ve sodyum gibi mineralleri için iyi bir kaynak olduğundan sizi dinç tutacaktır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br />Bazı laboratuvar çalışmaları ekinezyanın eklem ve kas ağrılarını dindirme, migren ağrılarını hafifletme ve iltihabı azaltmak için bazı aktif bileşenlere sahip olduğunu ortaya koymaktadır. </span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Çay formunda ya da harici krem olarak kullanıldığında idrar yolu enfeksiyonları, Candida (vajinal mantar) enfeksiyonları, kulak enfeksiyonları (otitis media olarak da bilinen), ayak mantarı, sinüzit, saman nezlesi (alerjik rinit de denir) gibi hastalıklara iyi gelmektedir.</span><br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgI2A4ahMfLSyyIUoTBMcuqbPKHQ9Xu_s58oz85NKkltulOAiw9Ei8PElxnpTqkxJE3LZWo7UWHD9Xf1t8-mw6J4PCAx1T2ewOr4dzhksMT5Lry5KdcqKJlUoRe6iB3AB9JWAlaP0M_ktA/s1600/ekinezya-hangi-hastaliklara-iyi-gelir.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="ekinezya bitkisi hangi hastaliklara iyi gelir" border="0" height="297" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgI2A4ahMfLSyyIUoTBMcuqbPKHQ9Xu_s58oz85NKkltulOAiw9Ei8PElxnpTqkxJE3LZWo7UWHD9Xf1t8-mw6J4PCAx1T2ewOr4dzhksMT5Lry5KdcqKJlUoRe6iB3AB9JWAlaP0M_ktA/s400/ekinezya-hangi-hastaliklara-iyi-gelir.jpg" title="ekinezya hangi hastaliklara iyi gelir" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Ekinezya bitkisine ait bir görsel!..</td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: x-large;"><b><i><u>Ekinezyanın Faydaları :</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Soğuk algınlığına iyi gelir<br />- Ekinezya çayının antiseptik özelliği vardır<br />- Boğaz ağrısına iyi gelir<br />- Kuru öksürük şikayetini geçirir<br />- Boğaz şişkinliğini giderir<br />- Kas ve eklem ağrılarına iyi gelir<br />- Kansere karşı korunma amacıyla kullanılır<br />- Hemoroid tedavisinde kullanılır<br />- Doğal Ateş düşürücüdür<br />- Hafif ve Orta dereceli enfeksiyonların tedavisinde kullanılır<br />- Bağışıklık sistemini güçlendirir<br />- İdrar yolu enfeksiyonlarına karşı kullanılır<br />- Saman nezlesine iyi gelir<br />- Migren nedeniyle oluşan baş ağrısını hafifletir<br />- Alerjiyi hafifletir</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><br /></i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>"Omaha ve Ponca yerlileri ekinezyayı diş ağrısı için kullanırlardı,taze ekinezya köklerini çiğneyerek diş ağrısı problemlerini çözerlerdi."</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><br /></i></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>"Ekinezya bitkisinin köklerinin sıvısıyla yıkanmak yaralara ve yanıklara iyi gelirdi,ayrıca vücut bu sıvıyla silinerek ateşli hastalıklarda ateşin düşmesi için kullanılırdı"</i></b></span><br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>"Diğer topluluklar ekinezyayı soğuk algınlığı,öksürüğe,koliğe ve hatta çıngıraklı yılan sokmalarına karşı kullanırlardı."</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><br /></i></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>"1800'lerin sonlarında Amerikan tıbbi bitkilerini tedavi amacıyla kullanan bir çok seçme doktor,ekinezyayı solunun yolu enfeksiyonlarına ve deri hastalıklarına karşı kullanmışlardır"</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><br /></i></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>"Ancak 1930'larda yani ilaç endüstrisinin hızla yayıldığı dönemde(antibiyotik kullanımı artmaya başladığında) Amerikada revaçtan düşmeye başlayan ekinezya avrupada özelliklede Almanyada popülaritesini hızlı bir şekilde arttırmaya başlamıştır.Günümüzde ekinezya Avrupada hala bir çok hastalığın tedavisinde kullanıldığından revaçta olan bir bitkidir."</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><br /></i></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>"Bitki uzmanları ekinezyanın soğuk algınlığının ve gribin süresini kısalttığını ve ateş,öksürük,boğaz ağrısı gibi rahatsızlıklar için kullanılacak en uygun bitki olduğunu söylemektedirler.</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><br /></i></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>"Ekinezya aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirmek ve vücudun enfeksiyonlara karşı direncini arttırmak amacıyla da kullanılmaktadır."</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><br /></i></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>"Ekinezya,herpes, HIV / AIDS, insan papilloma virüsü (HPV), kan dolaşımı enfeksiyonları (septisemi), tonsillit ,streptokok enfeksiyonları, sifiliz , tifo , sıtma , kulak enfeksiyonu , Domuz gribi , siğiller ve difteri adı verilen burun ve boğaz hastalıklarına karşıda kullanılmaktadır. "</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /><b><i>"Ekinezya, terapötik etkilerinde rol oynayan çeşitli kimyasal maddeler içerir. Bunlara polisakkaritler, glikoproteinler, alkamitler, uçucu yağlar ve flavonoidler dahildir.<br /><br />Kökte bulunan kimyasallar, bitkinin üst kısmındaki kimyasallardan oldukça farklıdır. Örneğin bitkinin yer üstü kısımları daha fazla polisakkarit (bağışıklık sisteminin aktivitesini tetiklediği bilinen maddeler) içeriyor ise, kökler yüksek uçucu yağ konsantrasyonlarına (kokulu bileşikler) sahiptir. Araştırma toprak üstü kısmının düşündürmektedir da bu aktif maddelerin kombinasyonu, Echinacea faydalı etkilerinden sorumlu olan Echinacea purpurea en etkili yöntemdir.<br /><br />Almanya'da (otlar hükümet tarafından düzenlenir), Ekinezya purpureasının yeryüzündeki kısımları soğuk algınlığı, üst solunum yolu enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları ve yavaş iyileşen yaralar için onay almıştır. Kök Ekinezya pallida bitki aynı zamanda grip benzeri enfeksiyonların tedavisi için onaylanmıştır."</i></b></span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>"Şimdilerde dünyanın dört bir yanındaki insanlar ekinezya ile ilgilenmeye başladı çünkü bazı antibiyotikler bazı bakterilere karşı eskiden olduğu kadar fayda sağlamıyor."</i></b></span></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;"><i>"Tıbbi tedavide ekinezya köklerinden,gövdesine,koni çiçeklerine ve yapraklarına kadar bütün olarak kullanılır"</i></b></div>
<div>
<br />
<b><i><u><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;">Ekinezyanın Çay Olarak Kullanım Şekli: </span></u></i></b><div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>- 2 Çay kaşığı ekinezya yaprağını/çiçeğini bir bardak kaynar suya koyun 10 dk. bekletip günde 3 defa içebilirsiniz.Yada kökünden 1 Çay kaşığı alıp 2 bardak suda 10 dk. kadar kaynatın ılıyınca içebilirsiniz!..</b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><br /></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>- 2 adet ekinezya kökünü,1 tutam nane yaprağı,1 tutam çördük otu,1 tutam kekikle karıştırın.Bu karışımdan 2 yemek kaşığını 2 bardak kaynar suda 15 dk. demleyin süzün ve için,soğuk algınlığı belirtileri baş gösterdiğinde bu karışımı günde 3 defa için nezle ve grip olmaktan kurtulun.</b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><br /></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Not:</u> Ekinezya çayını düzenli olarak 10-15 gün tükettikten sonra mutlaka 1 ay ara verin,1 ay sonra yine kullanıma devam edilebilir.</i></b></span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Ekinezayı aç karnına alınmaz. Bunun yerine, yiyecek ya da büyük bir bardak su ile birlikte alın.</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><br /></i></b></span>
<b><i><u><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;">Ekinezyanın Tentür Olarak Kullanım Şekli:</span></u></i></b><b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Ekinezyanın kökünü veya taze üst kısımlarının suyunu sıkıp saf alkolde 20 gün bekletin s</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">oğuk algınlığı baş gösterdiğinde,her iki saatte bir,1ml veya 2ml olmak üzere doğrudan yada sulandırarak için.Nezle,grip ve gribal enfeksyona bağlı ateş gibi sorunlardan tamamen kurtulun.</span></b><br />
<b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><br /></i></b>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><span style="font-size: large;">UYARILAR:</span></u></i></b><b style="font-style: italic;"> Otoimmün rahatsızlığı olan kişiler ekinezya gibi bağışıklığı canlandıran bitkileri kullanmadan önce dikkat etmelidir!..</b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b style="font-style: italic;">Ekinezya belirli karaciğer enzimlerini baskılayabilir.Mantar enfeksiyonunda kullanılan itraconazole'le,kolesterolü düşürmek için kullanılan lovastatin'le ve alerji için kullanılan fexofenadine'le bir arada kullanımda teorik olarak kan seviyesini arttırdığından dolayı ekinezya bu ve içeriğinde bu tarz olan ilaçlarla ve doğum kontrol haplarıyla beraber alımına dikkat edilmesi gerekir!..</b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b style="font-style: italic;">Asteraceae(papatya) familyasındaki bitkilere alerjisi olanlanlarda nadiren alerjik reaksiyonlara yol açabilir!..</b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Bazıları çok hafif mide bozulması yada baş dönmesi deneyimlemişlerdir!..</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Ekinezyanın yüksek dozda kullanılması mide bulantısı ve kusmaya yol açabilir!..</i></b></span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Ağız yoluyla alındığında, ekinezya dilde geçici uyuşma ve karıncalanmaya neden olabilir.</i></b></span><br />
<b><i><u><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></u></i></b>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><span style="font-size: large;"><u>Editörün Notu </u>: </span></i></b><span style="color: #990000;"><b><i>Sağlık ve sağlıklı beslenme ürünlerinin saflığını test eden bağımsız bir firma tarafından yapılan araştırmada, test için satın alınan 11 markanın sattığı ürününden sadece 4 tanesinde has ve doğal ekinezya içerdiği tespit edilmiştir.</i></b></span></span><br />
<b><i><span style="color: #990000; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu firmaların ürettiği poşet çaylarda ve kapsüllerin içeriğinde yaklaşık % 10'unda hiçbir şekilde ekinezya bitkisine rastlamamıştır. </span><span style="color: #444444; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu kandırmacayı en basit deneyimle öğrenmek isterseniz,Türkiyede satılan poşet bitki çaylarını örnek gösterebiliriz.Mesela bir markete girip en bilindik firmaların ıhlamur çaylarından alacağımızı farz edelim; lütfen birini seçiniz ve kutunun arkasında ki </span><span style="color: #990000; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">"içeriği"</span><span style="color: #444444; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> kısmını okuyunuz,neredeyse hiç bir firmanın ürününde %100 ıhlamur içerir yazmaz,hepsi demiyorum ama genelinde aşağı yukarı % 60 ıhlamur,%10 tarçın,%30 dut yaprağı yazdığına şahit olursunuz.Maalesef bu bir kandırmacadır,siz şifa için ıhlamur içtiğinizi sanırken içeriğinde </span></i></b><b><i><span style="color: #444444; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">%60 ıhlamur içeren </span></i></b><b><i><span style="color: #444444; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">o %60'ında </span></i></b><b><i><span style="color: #444444; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">ıhlamur çiçeçiğinin neredeyse hiç olmadığı ve neredeyse tamamiyle ıhlamurun yapraklarından elde edilmesiyle oluşmuş çayı yumdular,kullanır ve maalasef hiç bir fayda göremezsiniz.</span></i></b><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxqfS482H58TFuQmBQhARPF6mkn_40ALOMRN5jd4ZT4qAQtqF7cCe2-uI19QyS3NrcuuoiYjPKcw4wO2my07vpEYJrXcwnddDcnbUXTltnTbmMFyVKPUZWzx3_EPX-uAZuC1Y0qWQbd3I/s1600/poset-caylarda-yapilan-dolandiricilik.jpg" imageanchor="1"><img alt="poset-caylarda-yapilan-hile" border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxqfS482H58TFuQmBQhARPF6mkn_40ALOMRN5jd4ZT4qAQtqF7cCe2-uI19QyS3NrcuuoiYjPKcw4wO2my07vpEYJrXcwnddDcnbUXTltnTbmMFyVKPUZWzx3_EPX-uAZuC1Y0qWQbd3I/s400/poset-caylarda-yapilan-dolandiricilik.jpg" title="poset-caylarda-yapilan-dolandiricilik" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgROfi2fc-P1Ozt7VzG5WXsRv9jp21RsCiI5mO0YS2RHn0OoElzxe_AogvCzN5uTtHP0Syfl7gy3uc5v7PtHonPgnWG2nUkkz4JjbcbD07315u2X4aWtED-3JdN1ypCSMWK2Jh8UIBsmIE/s1600/poset-caylarda-yapilan-hile.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="poset-caylarda-yapilan-dolandiricilik" border="0" height="117" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgROfi2fc-P1Ozt7VzG5WXsRv9jp21RsCiI5mO0YS2RHn0OoElzxe_AogvCzN5uTtHP0Syfl7gy3uc5v7PtHonPgnWG2nUkkz4JjbcbD07315u2X4aWtED-3JdN1ypCSMWK2Jh8UIBsmIE/s400/poset-caylarda-yapilan-hile.jpg" title="poset-caylarda-yapilan-hile" width="400" /></a></div>
<b><i><span style="color: #444444; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Resimde gördünüz gibi siz sadece zencefil-yeşil çay-limon karışımlı poşet çay içmek istiyorsunuz ama içeriğinde limon yerine limon otu olduğunu,aramo verici,meyan kökü,stevya gibi belkide içmek istemediğiniz belkide bunlara karşı alerjinizin olduğu katkılar mevcut.</span></i></b><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><span style="color: #990000;">Bu yüzden size tavsiyem paketlenmiş yada firmalar tarafından hazırlanmış bitkisel ürünleri kullanmayınız,bitkiyi kullanmadan önce iyice araştırıp,tanıyıp aktara gidip görerek aldığınız ürünü veya kendiniz toplayıp kurutup muhafaza ettiğiniz bitkiyi kullanmanızı ısrarla tavsiye ederim!..</span></i></b></span><br />
<b><i><span style="color: #990000; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Lütfen paketlenmiş yada kapsül halde satılan ekinezya alırken güvenilir şirketler tarafından üretilen ürünleri satın alınız!..</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #990000; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Dip not;Maalesef Türkiyede ki en güvenilir ve en çok reklamı yapılan markalarda bile durum yukarıda yazdığım gibi...üzgünüm...</span></i></b></div>
</div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01086145202427328950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-90430669792886337942017-01-15T17:24:00.001+03:002017-01-15T17:50:28.481+03:00Palm Yaği(Nutella Yaği) Kanserojen mi?<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Bu günkü konumuz palmiye yağı;bir diğer adıyla palm yağı(Palm oil)</i></b>.Yapılan son araştırmalar palmiye yağının(hurma yağının) kanserojen içeriğe sahip olduğunu söylüyor.Eğer bu doğruysa durum gerçekten çok vahim çünkü <b><i>palmiye yağı bebek mamalarında da kullanılıyor!..</i></b></span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Kısacası palm yağının kullanılmadığı yer yok,çıkan haberlerde nutellanın öne çıkarılması herkesin kullandığı meşhur bir çikolata markası olmasından kaynaklanıyor!..</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Nutella ve benzeri bir çok ambalajlı üründe ucuz diye tavsiye edilen bu yağ,nutella bağımlılarını çok üzdü.Fakat bize göre üzülmesi gerekilen şeyin bu yağın bebek mamalarında kullanılıyor olması bu durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor!..</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bazıları bu haberin,yani palmiye yağının kanserojen içeriğe sahip olduğu haberlerinin ortaya atılmasının tek sebebinin Nutellayı bitirmek amaçlı olduğunu düşünüyorlar,hal böyleyken ve bu konuda kafalar bu kadar karışmışken bizlerde eğrisi ve doğrusuyla bu konuyu sizler için araştırmaya karar verdik.<b><i>Bu makalede;palm yağı nedir?,nutella yağı kanserojen mi,palmiye yağı <u><a href="https://saglikkuthuphanesi.blogspot.com/2016/12/kansere-care-asi-kubadan-geldi.html" target="_blank">kanser</a></u> yapar mı,palmiye yağı nedir,nutella neyden yapılıyor,palmiye yağının içeriği nedir,palmiye yağının faydaları ve zararları nelerdir,palm yağı nerelerde kullanılır,hurma yağı(palm yağı) kansorejen mi... vb. soruların cevaplarını bulabilirsiniz!..</i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgi22AP3RcNPzXpCsXFZtp6ipFAXpLIzeI2EMiIx44ujxJrGSGUSaZ9YkwXkjcqjwQU7nTtd_iTgLA6R3mm18ow0xNIFhyB_76Wz8EIDQOiPgPbHedTA1lUVE9Uet-QL1hQBYQQuBJnD6o/s1600/nutella-yagi-kanserojen-mi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="nutella yagi kanser yapar mi" border="0" height="275" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgi22AP3RcNPzXpCsXFZtp6ipFAXpLIzeI2EMiIx44ujxJrGSGUSaZ9YkwXkjcqjwQU7nTtd_iTgLA6R3mm18ow0xNIFhyB_76Wz8EIDQOiPgPbHedTA1lUVE9Uet-QL1hQBYQQuBJnD6o/s640/nutella-yagi-kanserojen-mi.jpg" title="nutella yagi kanserojen mi" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Nutella İçeği ve Palmiye Yağı Oranı</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Palm Yağı (Palmiye Yağı) Nedir :</u></i></b> </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Palm yağı ya da diğer adıyla Palmiye yağı, palmiye meyvesinden edilen bir yarı katı bitkisel yağdır. Palmiye yağı ağırlıklı olarak yemeklik yağ olarak kullanılır. Bununla birlikte dizel veya biyodizel üretiminde de kullanılmaktadır.Her şeyde kullanılmasının sebebi diğer y</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">ağlara göre çok daha ucuz olması ve Türkiye'ye diğer bitkisel yağların yarısından daha az gümrük vergisiyle girdiği içindir.</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Nutella çikolatasının yaklaşık %20’sinde palmiye yağı bulunuyor.Sadece nutellada değil çikolata ve çikolatalı ürünlerin hemen hemen hepsinde palmiye yağı(hurma yağı) kullanılıyor.</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Örneğin;Aldığınız bir çikolatalı gofretin içerisindeki ürünlere bakın hepside hurma yağı(palmiye yağı) ibaresinin yazılı olduğunu görecesiniz.<b><i>Sektörde bisküvi, kek, çikolata gibi hazır gıda, dondurma ve margarin yapımında tercih edilmektedir.Ayrıca şampuanlar, cilt losyonları, sabunlar ve mumlar gibi gıda dışı kategoride yer alan pek çok ürünün yapımında da kullanılmaktadır.</i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Palmiye yağı hurma yağı olarak da biliniyor. Hurma yağı ağacından elde edilen bir tür bitkisel yağ. Dünya çapında yılda yaklaşık 28 milyon tonluk üretimi ile en çok üretilen yağlar arasında soya yağından sonra ikinci sırada yer alıyor. Malezya, Endonezya ve Kolombiya dünyanın önde gelen palmiye yağı üreticileri arasındadır.</span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"></span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">
</span>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Palmiye Yağı Sağlığa Zararlı mı ve Kanserojen İçeriyor mu?</u></i></b></span></span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu sorunun cevabı çok basit.Evet palmiye yağı(nutella yağı) sağlığa zararlı kansorejen bir yağdır ve artık bu kanıtlanmıştır.İçeriğinde </span>alfa, beta, gama, delta tokotrienoller ve tokoferoller, karotenoidler, steroller, fosfolipitler, glikolipitler ve koenzim Q10 bulunması malesef bu yağın masum bir yağ yapmıyor!..</span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafından hazırlanan raporda palmiye yağının kansorojen olduğunu duyurdu. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Dr. Muammer Yıldız da palmiye yağının toksik ve kanserojen olduğunu bildirip, bu ürünü ihtiva eden yiyeceklerden kaçınılması gerektiğini tavsiye ediyor ve sözlerine şöyle devam ediyor; Daha bu yağın kullanımı men edilmedi ancak yapılan baskılarla Avrupa Birliği, palmiye yağı bulunan gıdalarda bunun açıkça yazılması için bir yasa çıkardı. Bundan evvel tek 'bitkisel yağ' yazıyorlardı. Şu unutulmamalı bir üründe 'bitkisel yağ' ibaresi varsa çoğunlukla palmiye yağıdır." diyor.<br />Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu’nun (EFSA), Mayıs 2016’da yayınladığı palmiye yağının kanserojen olduğuna dair raporunun ardından Avrupa’da bazı marketler bu yağı içeren ürünleri raflarından kaldırma kararı aldı.<br />Palmiye yağında doğal olarak bulunan palmitrik asit, kilo alımı ve obezite riskini artıran yağ asitleri içerir. "Clinical Nutrition American Journal" 2005 sayısında yayımlanan araştırmaya göre, sağlıklı genç erişkinlerde, palmitik asitçe zengin bir beslenme programının genel etkileri üzerine çalışma yapıldı. Araştırma sonucunda bilim adamları palmik asitçe yüksek bir beslenmenin obezite ve insülin direnci riskini artırabildiğini tespit etmişlerdir. Sindirimi güçtür “Cooking for Healthy Healing,” kitabının yazarı Linda Page palm yağının çeşitli faydalarından bahsettikten sonra, palm yağının rafine işlemlerinden geçtikten sonra çoğu besin değerini kaybettiğini, sindirimi zor olan bir yağa dönüştüğünü bildiriyor ve bu nedenlerden dolayı, palm yağı tüketimini önermiyor. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Kalori ve yağ oranı yüksektir 1 yemek kaşığı palm yağı 120 kalori, ayni miktarda palm çekirdeği yağı ise 117 kalori içerir. Her iki türdeki yağ da da 13.6 gr yağ bulunur. ABD Tarım Bakanlığı, kuru yemiş, tohumlu yiyecekler gibi doğal olarak besinlerde bulunan yağlar da dahil olmak üzere günde 57 tatlı kaşığı yağdan daha fazla yağ alımını önermiyor. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Amerikan Kalp Derneği, günlük kalori ihtiyacının en fazla %2530'unun yağdan gelmesini öneriyor. Günde 2000 kalori ihtiyacı olan bir kişi günde toplam 5070 gr yağ almalıdır. Nutella yağı Kolesterolü artırabilir Palm yağı da palm çekirdeği yağı da kolesterol içermemesine rağmen, bu yağlarda bulunan yüksek miktardaki doymuş yağlar, damarlarda birikerek plak oluşturup kalp hastalığı riskini artırabilir. </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">1 yemek kaşığı palm yağı, 7 gr doymuş yağ içeriği ile 2000 kalorilik bir beslenme programının doymuş yağ ihtiyacının yarısını oluşturur. Hatta süt ürünleri, et ve diğer işlenmiş yiyeceklerden de tüketiyorsanız, doymuş yağ sınırını farkında olmadan aşarsınız, yağ damarları tıkar, kolestrol sorunu yaşarsınız.</span><br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYQotyIc5lFCfxT7Stdck9d-FMEbetMYcLK0ElFekqlIw0bPWfR9KPfHicw-uNPSoEr1SQ7IaqjU8CLGHr2ZYBFQiHHWDDNpSg22_exdZvq4ZR37EYaZydO1voTWwRN5Xho9r5qc7-Rt4/s1600/pamiye-yagi-kanserojen-mi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="palmiye yagi kanser yaparmı" border="0" height="166" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYQotyIc5lFCfxT7Stdck9d-FMEbetMYcLK0ElFekqlIw0bPWfR9KPfHicw-uNPSoEr1SQ7IaqjU8CLGHr2ZYBFQiHHWDDNpSg22_exdZvq4ZR37EYaZydO1voTWwRN5Xho9r5qc7-Rt4/s400/pamiye-yagi-kanserojen-mi.jpg" title="palmiye yagi kanserjen mi" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;">Palmiye Yağı Göreseli</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Palm Yağının(Palmiye Yağının) diğer adıyla Hurma Yağının </u></i></b></span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Besin Değerleri ;</u></i></b><br /><br /><b>Porsiyon Miktarı:</b> 100 g<br /><b>Kalori (kcal):</b> 884<br /><br /><b>Toplam yağ:</b> 100 g <br /><b>Kolesterol:</b> 0 mg <br /><b>Sodyum:</b> 0 mg <br /><b>Karbonhidrat:</b> 0 g <br /><b>Diyet Lifi:</b> 0 g <br /><b>Şeker:</b> 0 g <br /><b>Protein:</b> 0 g <br /><br /><b>A Vitamini:</b> 0 </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">IU </span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>C Vitamini:</b> 0 mg</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>Kalsiyum:</b> 0 mg</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>Demir:</b> 0 mg<br /><b>B6 Vitamini:</b> 0 mg </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>B12 vitamini:</b> 0 µg<br /><b>Magnezyum:</b> 0 mg </span></div>
</div>
</div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><u><b><i>Palmiye yağının özellikleri nelerdir?</i></b> </u></span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><u><br /></u></span>
<br />
<div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- 700-1000 ppm ile en zengin karoten kaynağı olarak kabul edilir; havuçtakinden 30 kat fazladır. Palmiye yağı içindeki toplam karoten miktarının %90'ını oluşturan yüksek oranlarda beta ve alfa karoten sağlar. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Antioksidan özelliği olduğu bilinmektedir. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Bütün yağ türlerinin bileşimini oluşturur: 10% çoklu doymamış, 40% tekli doymamış ve 50% doymuş yağ asitleri. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Doğaldır, hidrojene değildir, sıcaklık ve hekzan gibi çözücülerle işlenmemiştir. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Trans yağ asitleri içermez. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Omega-6 yağ asidini içerir (Linoleik asit). </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Pişirmede kullanıldığında değişime uğramaz. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Hazmı ve sindirimi kolaydır. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Yüksek üretim verimi dolayısıyla ekonomiktir.</span></div>
</div>
</div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Editörün Notu :</u></i></b> Yukarıdaki makalemizde palmiye yağının,halk arasında nutella yağı olarak bilenen yağın son zamanlarda çıkan kansorejen mi sorusuna karşı araştırma yaptık ve bu konuda yayınlanan bilgi ve makaleleri yerli ve yabancı kanaklardan derleyerek aklınızdaki soru işaretlerini gidermeye çalıştık.Bu konuda sağlık kütüphanesi olarak kendi fikrimizi soracak olursanız evet palmiye yağı içeriği bakımından faydalı oluğu kadar aynı zamanda da kansorejen bir yağ.Bu yağın doğal haliyle kullanıldığında kesinlikle bir zararı olduğunu düşünmüyoruz aksine faydalı bir yağ olduğu tartışılmaz fakat bu yağı elde etmek için yetiştirilen palmiyelarda kullanılan zirai ilaçlar ve yağ elde edilirken ve edildikten sonra kullanılmak üzere geçirdikleri aşamalardan ve eklenen katkılarda kaynaklı olarak bu yağın kanserojen bir yağ olduğunu söylemek hiçte zor değil.</span></div>
</div>
</div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Faydasının saymakla bitmediği zeytin yağı bile doğal olarak üretilmediği,zirai ilaçlara maruz kaldığı,katı maddesine eklendiğinde bu şifalı yağın bile kanserojen bir yağa dönüşmesi kaçınılmazdır.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Kısacası doğadaki bir çok şeyi </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">kendi ellerimizle</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">kanserojen hale getiriyor ve sonrada onları tüketiyoruz,burada suçlu aranıyorsa suçlu palmiye yağı değil insanlardır.Sevgili hocam Canan KARATAY'ın dediği gibi doğal olmayan,paketlenmiş ve insan eliyle kimyasallara maruz kalmış hiç bir şeyi tüketmeyiniz!..</span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>NOT:</u>Okuduğunuz bu konu hakkında veya başka bir konuda sizlerin bildiği,deneyimlediği ve paylaşmak istediği bilgi,kaynak,yabancı makaleler vb. şeyler söz konusu ise bize e-mail arıcılığıyla ulaşıp bildiklerinizi paylaşabilirsiniz,bu sayede bizde buradan sitemiz aracılığıyla yazıya ilave olarak yada başka bir başlık adı altında yazınızı,deneyimlerinizi bilgi ve tecrübelerinizi paylaşabiliriz.Sloganımız "Daha çok insana ulaşsın,daha çok insan faydalansın!.."</i></b></span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01086145202427328950noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-52413611037036319202016-12-10T15:19:00.001+03:002016-12-10T19:21:07.859+03:00Kansere Çare Aşı Kübadan Geldi<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Küba en yoksul zamanlarında bile bilim araştırmalarından vazgeçmedi. En büyük atılımlarıda sağlık alanında oldu.Kübadaki tahmini yaşam süresi 80-85 yıl, ABD’den ve daha bir çok ülkeden uzun bir yaşam ömrü bu... Bebek ölümleri bazı yerlerde sıfır! Hastaneler herkese bedava,elektrik,su,ilaç ve eğitim bedava ve ezbere dayalı bir eğitim sistemine sahip değiller. Ama esas çığır açan konu <b><i>kanser aşısı Cimavax </i></b>oldu. Japonya ve Avrupa’dan sonra Amerika ve Kanada da klinik testlere başladı. Kübalı idealist doktorlar 5-8 yıl içinde insanlığa yüzyılın hediyesini sunabilir... Zor şartlarda imkansızlık dahilinde bile bunu başarabiliyorlar,b</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">u insanlara Amerika daki imkanları verin atomu parçalasınlar...</span><br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbtDbH_a_5OpudbwM1LR8Xc_JjuckHZSO8BBvH-JNNVzMZ2lA7cOvC_liOKJsdiI5LqnqjTwYo2jw-Nsani72pBso3-KOZKYdhWQPFjvb2iqSq44jyXYUWdN5XJy9ra82JS4O5xqtMjCQ/s1600/kansere-care-asi-kubadan-geldi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Kansere Çare Aşi Kübadan Geldi" border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbtDbH_a_5OpudbwM1LR8Xc_JjuckHZSO8BBvH-JNNVzMZ2lA7cOvC_liOKJsdiI5LqnqjTwYo2jw-Nsani72pBso3-KOZKYdhWQPFjvb2iqSq44jyXYUWdN5XJy9ra82JS4O5xqtMjCQ/s400/kansere-care-asi-kubadan-geldi.jpg" title="Kansere Çare Aşi" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: small;">Kansere Çare Aşı Kübadan Geldi</span></td></tr>
</tbody></table>
<div>
<b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i>İsterseniz tedavi yöntemini anlatmaya başlamadan önce bu insanlar bunu nasıl başardı'dan başlayalım,bize öcü gibi gösterilen küba gerçeğine bir göz atalım;</i></b></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><br /></i></b></span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Peki Küba onca fakirliğe, zorluğa rağmen sağlık mucizesini nasıl başardı?</i></b><br />Cevabı çok basit tabi ki azimle ve kübada ki sistemin getirdiği </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">ideolojiyle,</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">bilinçle…Che Guevara ideolojisiyle,ama asla parayla değil,burda ki insanların para zaten umrunda değil,paraya en az değer veren son insanlar onlar,belkide son ülke...Bazı şeylerde hatta bir çok şeyde paranın geçmediği son ülke...<br />1959’da devrimcilerin en büyük hedefleri şunlardı: Aşırı yoksulluğun yok edilmesi, halkın tamamının okuryazar olması ve herkese bedava eğitim ve sağlık hizmeti… <br />Küba devrimden önce de tıpta ileri bir ülkeydi. Ama devrim sonrası doktorların yüzde 40’ı ABD’ye kaçtı. Sadece 3 bin doktor ve Havana Üniversitesi’nden 16 profesör kaldı.<br />Havana’da buluştuğumuz doktor Angela Ramirez (55) “Büyük profesörlerimiz… Arkadaşları gitti ama onlar gitmedi. Bazıları hala çalışıyor. 80, 90 yaşındalar. Hocalarımız... Onlara çok şey borçluyuz” diyor duygulu bir ifadeyle. <br />Kendisi de doktor olan Che Guevara bedava sağlık hizmetini ve önleyici tıbbı öncelik olarak belirledi. 1976’da bu Küba anayasasına eklendi. 50. madde şöyle diyordu: Herkesin sağlık hizmetine hakkı vardır. Devlet bu hakkı ücretsiz tıp ve hastane hizmetiyle garanti eder. <br />Küba’da diş bakımından cinsiyet değiştirmeye kadar her şey ücretsiz! <br />170 kişiye bir doktor düşüyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bu oranda dünyada İtalya’dan sonra ikinci sırada.</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Fidel Castro: <b><i>“Enternasyonalist olmak, insanlığa borcumuzu ödemekle mümkündür”</i></b> dedi. 185 bin Kübalı doktoru, 100’ün üzerinde ülkeye gönderdi. Küba az gelişmiş ülkelere G-8 ülkelerinin toplamından çok tıp görevlisi gönderiyor. <br />Venezuela’da başlattıkları <b><i>‘Mucize Operasyonu’</i></b>nda Latin Amerika’da 6 milyon kataraktlı ve görme engellinin yeniden görmesini sağladılar. Yoksul insanlara bedava gözlük ve kontakt lens verdiler. <br />Küba doğal felaketlerle mücadelede de dünyada en iyilerden biri.Katrina Kasırgasında Amerika’ya 1500 kişilik bir insani yardım tugayı göndermeyi önerdiler. Ama Bush yönetimi teklifi reddetti.<br />Küba’nın sosyalist doktorlarına “Fidel’in elçileri” diye bakanlar da oluyor doğal olarak. <br />Bu yüzden ABD, Küba’nın tıp atılımlarına mesafeli yaklaştı. Ambargoyla tıp makinalarının adaya gitmesini engelledi.<br />Fidel ve Raul inat etti, araştırma bütçelerini kesmedi. Hatta buna “Fidel’in kumarı” denildi. <br />Ve sonunda Küba öyle bir adım attı ki buna ABD de kayıtsız kalamadı.<br />Sürekli dünyanın en iyi purolarını içtikleri için adada akciğer kanseri çok yaygın.<br />Kurdukları Moleküler İmünoloji Merkezi 25 yıl boyunca kansere karşı bir aşı üzerinde çalıştı ve başardı.<br /><br /><b><i><u><span style="font-size: large;">Kanser Aşısı Tedavisi ve Detayları :</span></u></i></b></span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /><b><i>2008’deki klinik denemelerin ikinci fazında, aşı olan kanser hastalarının diğerlerine oranla 4 ila 6 ay uzun yaşadığı tespit edildi. Ve Sağlık Bakanlığı Cimavax adlı aşıyı halka ücretsiz vermeye başladı. </i></b><br /><b><i>Küba’daki bin kişiden sonra Avrupa’da da bin kişi teste tabi tutuldu.Aşının, ömrü bir yıla kadar uzatabildiği, 60 yaş altındaki hastalarda iyi sonuç verdiği ortaya kondu. </i></b></span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br />Bu aşı doğrudan tümöre saldırmıyor. Tümörün ürettiği ve kanda dolaşan<b><i> “epidermal büyüme faktörü”</i></b> adlı proteini hedef alıyor.<br />Bu protein hücrelere büyümesini ve bölünmesini söylüyor, kanseri yayıyor. Aşı işte bu proteinin kanser hücrelerine yapışmasını engelliyor. Cimavax önleyici bir aşı değil. Var olan tümörlerin büyümesini ve metastaz atmasını engelliyor.</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Geç aşama kanseri, kronik ama beraber yaşanabilen bir hastalığa dönüştürüyor.</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Unutmadan söyleyelim bu aşı <b style="font-style: italic;">akciğer kanseri</b> tedavisi için üretilmiş bir aşı ama diğer <b><i><u><a href="https://saglikkuthuphanesi.blogspot.com/2016/09/kansere-kesin-cozum-kanser-otu-yapiskan-andiz-otu.html" target="_blank">kanser</a></u></i></b> tedavilerinde de olumlu sonuçlar alınmaya başlamış.</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Obama’nın Küba açılımından sonra ABD’deki Roswell Park Kanser Enstitüsü aşıya ilgi gösterdi ve klinik deneyleri başlatmaya karar verdi. Şu anda Gıda ve İlaç Dairesi FDA’dan izin alma sürecindeler.<br /><b><i>Bu aşının klinik testlerden geçmesi, ABD’de kullanıma girmesi 5-10 yıllık bir süreç. Küba’nın üretim kapasitesi sınırlı. Testleri akciğer dışındaki kanserlere uygulama şansları da olmadı. O yüzden ABD ve diğer ülkelerin katılımı çok önemli.Uzmanlar, testler olumlu sonuç verirse, bir gün Cimavax’ın insanların çocukken yaptıracağı önleyici bir aşı haline gelebileceğini belirtiyor.<u><a href="https://saglikkuthuphanesi.blogspot.com/2016/11/gcmaf-ile-kanserin-caresini-bulan-doktor-olduruldu.html" target="_blank">Kanser çaresini bulan</a></u>.</i></b><br />İşte o zaman Küba esas devrimi, insanlığın en büyük düşmanı olan kansere karşı yapmış olacak.</span></div>
<div>
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>Kanser Tedavisi İçin Kübaya Nasıl Başvuru Yapılır?</u></i></b></span></div>
<br /><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">
Bu süreç size zor gibi gelebilir ama aslında çok basit; tek yapmanız gereken ingilizcesi iyi olan birinden yardım istemek,bu bir yakınınızda olabilir,internet aracılığıyla cüzzi bir miktar karşılığında size ingilizce konusunda yardım edecek biride olabilir...Hatta internet üzerinden sivil toplum örgütleri aracılığı ile bu konuda size yardım edecek tüm bu işerinizde size yol gösterecek bir gönüllüde bulmak mümkün!..</span></div>
<div>
<b><i><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Önce Küba’daki sağlık kurumlarına e posta ile </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">müracaat ediliyor </span></i></b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Onlar size mutlaka dönüş yapıyor ve sizden ingilizce bir sağlık raporu istiyorlar.Kübalı Doktorlardan oluşan bir komisyon bu sağlık raporunu inceliyor. Küba’da size Türkiyede uygulanan tedaviden farklı bir uygulamanın olup olmadığına bakıyorlar. Küba Sağlık Hizmetleri adında bir grup bu; Servicios Medicos de Cuba. Bu başvuruları ve yazışmaları yapmadan önce Küba’ya gitmeniz asla önerilmiyor. Zira adada kalacak yer-barınma ve dil sıkıntısı gibi sorunlar var. </i></b>Sitenin adresi bu :www.smcsalud.cu (sitenin İngilizce versiyonuda var)</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Şimdiden geçmiş olsun,tüm hastalarımıza Allah acil şifalar versin...</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>ÖNEMLİ NOT :</u></i></b> <i>Okuduğunuz bu konu hakkında veya başka bir konuda sizlerin bildiği,deneyimlediği ve paylaşmak istediği bilgi,kaynak,yabancı makaleler vb. şeyler söz konusu ise bize e-mail arıcılığıyla ulaşıp bildiklerinizi paylaşabilirsiniz,bu sayede bizde buradan sitemiz aracılığıyla yazıya ilave olarak yada başka bir başlık adı altında yazınızı,deneyimlerinizi bilgi ve tecrübelerinizi paylaşabiliriz.</i>Sloganımız <b><i>"Daha çok insana ulaşsın,daha çok insan faydalansın!.."</i></b></span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01086145202427328950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-7572033383652687172016-11-24T14:37:00.003+03:002016-11-24T14:37:54.237+03:00GcMAF ile Kanserin Çaresini Bulan Doktor Öldürüldü<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Dogmatik Bilimin ve tekel şirketlerin kölesi olmayan değerli bir bilim insanı ve bir doktor olan Jeff Bradstreet öldürüldü...Geçmiş tarihlerde ciddi hastalıklar üzerinde sürdürülen araştırmalar tam tıbbi bir devrime yaklaşmak üzereyken, çalışmaların beklenmedik bir şekilde durdurulup, araştırmayı yapan bazı bilim insanlarının ve Doktorların lisanslarının iptal edildiğine veya esrarengiz bir şekilde öldürüldüklerine çok kez şahit olyoruz.!</span></div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"></span><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjddiE2ZhViQn2uMLFbRzBmEGs4lUY8i-dBBpaq_ctwNz0xiP02whgveADKR_jXNXNyamxShCFYnjtQPxRoDDeOije-MHg27GLqWGrQZHxuspQSfalUgkQSaaUvjz47t-h51jn-If4B9A4/s1600/kanser-tedavisini-bulan-jeff-bradstreet-%25C3%25B6l%25C3%25BC-bulundu.png" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><img alt="Kanserin Çaresini Bulan Doktor Öldürüldü" border="0" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjddiE2ZhViQn2uMLFbRzBmEGs4lUY8i-dBBpaq_ctwNz0xiP02whgveADKR_jXNXNyamxShCFYnjtQPxRoDDeOije-MHg27GLqWGrQZHxuspQSfalUgkQSaaUvjz47t-h51jn-If4B9A4/s640/kanser-tedavisini-bulan-jeff-bradstreet-%25C3%25B6l%25C3%25BC-bulundu.png" title="Kanserin Çaresi Bulundu" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;">Kanserin Çaresini Bulan Bir Doktor Daha Öldürüldü!..</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">AİDS,Kanser ve Otizm gibi hastalıkların kesin çaresini bulmak üzere araştırmalar yapan Dr. Jeff Bradstreet, göğsünden vurularak öldürüldü. Henüz az bilinen fakat Kanser, HİV Virüsü ve Otizm üzerinde çığır açacak potansyele sahip olan GcMaF adındaki molekül üzerinde ciddi araştırmalar gerçekleştiren Dr. Jeff Bradstreet’in cesedi, bir nehir kenarında bulundu.<br /><br /><br /><b><i>GcMAF vücutta doğal oluşan bir moleküldür ve hastalıkların tedavi süreçlerinde daha az yan etkileri ile birlikte, birden fazla çalışmalarda iyileştirici özellikler göstermiştir.</i></b> Tüm tedavilerde olduğu gibi, avantajları ve dezavantajları vardır. Ancak kemoterapinin ağır basan yan etkilerine nazaran, <b><i>Dr. Bradstreet’in araştırdığı tedavi yönteminde, çok daha az yan etkiler gözlemlenmiştir ve 24 haftalık bir tedavi sürecinin maliyeti 2.000 dolar’ı geçmemektedir.<br />% 85 bir başarı oranıyla, şifasını bulan vakaların yanında, hastalıkta ciddi oranda gerilemeler ve tedavinin sonunda hastalığa karşı ömür boyu sürecek olan bir bağışıklık kazandırarak, <a href="https://saglikkuthuphanesi.blogspot.com/2016/09/kansere-kesin-cozum-kanser-otu-yapiskan-andiz-otu.html" target="_blank">kanser tedavisi</a>nde uygulanan bir çok klasik yöntemden çok daha avantajlı olduğu ispatlanmıştır.</i></b><br /><br />ABD hükümeti tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında, kliniğindeki araştırmalarının bütün verilerine el konulup, hastalarında uygulanan bütün tedaviler durdurulduktan sonra Dr. Bradstreet’in bir cinayet sonucu öldürülmesi ciddi soru işaretlerine sebep oluyor.<br /><br />ABD Gıda ve İlaç İdaresi tarafından Dr. Bradstreet’in tedavi yöntemi <b><i>“yasa dışı”</i></b> ve tedavide uygulanan ilaçları“onaylanmamış” olarak ilan edildi. Ancak GcMAF yasal bir şekilde, Japonya dahil olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde oldukça başarılı sonuçlarla uygulanan yeni bir tedavi yöntemi olarak değer görüyor. Aynı zamanda GcMAF tedavisi başarısı ile doğrudan ilgilenip memnun kalanlar tarafından bir çok ülkede, evrensel anlamda <b><i>“kanser için yeni şifa yöntemi” </i></b>olarak ilan edildi.<br /><br /><b><i>Bir kan ürünü olan (globulin bileşeni Makrofaj Aktive Faktörü), HIV, Otizm ve Parkinson olmak üzere tedavi amaçlı bir dizi rahatsızlıklarda uygulanabiliyor.</i></b> Endokannabinoidler moleküler düzeyde THC kullanılarak taklit edilirken, GcMAF bağışıklık sistemini ve makrofaj aktivasyonunu uyararak kanser hücrelerini ve diğer anormal hücrelerinin öldürülmesi sağlanıyor. Japonya’da bir tedavi kliniğinin verilerine göre, GcMAF bir disfonksiyon sonucu ya da bağışıklık sistemi bozukluğunun sebep olduğu bir çok hastalıkları tedavi edebiliyor. GcMAF ile tedavi edilebilen hastalıkların listesi:<br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><img alt="kanserin çaresini bulan doktor öldürüldü" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/proxy/AVvXsEjcWRkldA9VdgLt1kqocnQjKbB4U-MNQHSYrHwRSpg-Gm_NcMOFNkTrgEQUurSqzgjaUmppgOA52XttMvWkDnldMECrDzz8y_Qdew4k2x0Fj7-_Iqpx2RNAHkqY6uQZcHigAhCUPoQn-zuNNXfVhmwqRxZtKZpT0emxMLJxbBhoK0inFmHR=s0-d" style="margin-left: auto; margin-right: auto;" title="kanserin çaresini bulan doktor" /></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">GcMAF ile Tedavi Edilebilen Hastalıkların Listesi</td></tr>
</tbody></table>
<b>Özellikle kanser hastalarının büyük bir gelir kaynağı olarak görüldüğü ticari odaklı tıp sektörü tarafından, GcMAF gibi başarılı ve kalıcı tedavi yöntemlerinin ciddi bir tehdit olarak algılanması hiç şaşırtıcı değil. İngilterede 1939’da yürürlülüğe giren Cancer Act (Kanser yasası) gibi yasaların, tıbbı sağlayıcı ve kliniklerle alternatif kanser tedavilerin sadece görüşülmesinin bile yasaklanması, bu tekelin sağlıktan çok ticarete önem verdiğinin en büyük ıspatı. GcMAF bazlı araştırmalarının ve THC’nin yasaklanması gibi engellerin yanında, faydalı olan alternatif tedavi yöntemlerini engelleyen yasalardan her yil sadece bir tanesi yürürülükten kaldırılması, yüzbinlerce insanın hayatını kurtarabilir.</b> Hayat kurtarmaktan ziyade, bir çok hastanın maruz kaldığı, faydadan çok zarar sağlayan, eziyet derecesindeki tedavi yöntemlerinin kurbanı olmaktan da kurtulurlar.<br /><br /><b><i>Sadece bir ay içinde, altı doktor genellikle benzer şartlar altında (bir adet kurşun yarası ile), Florida’nın doğu kıyısında ölü olarak bulundu. </i></b>Dosyaları hızlı bir şekilde kapatılan bu ölüm vakaları, araştırmaya ve eleştirmeye yer bırakmıyor. Ölümüne hiç bir şekilde anlam veremeyen Dr. Bradstreet’in ailesi, talepleri ve soruları karşısında sağır kulaklardan başka bir şeye ulaşamıyor.Konu ile ilgili arama motorlarında yok denilecek kadar az haberin bulunmasıda spekülasyona davet edici bir gerçek.</span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01086145202427328950noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-10458791225263979302016-11-04T16:32:00.001+03:002016-11-04T16:32:52.454+03:00Vajina Kararması Nasıl Geçer?Vajina Beyazlatma İşlemi<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHunwPw44sk_-hSxOKFYCtESMSTDRAjltXqplsagN-6hjDX0dOpY_oQ-O7b_20I39LMUpIc03GSmFTonuexL91G7g-RV2ouP2P9nAW9vJEGpX1by_ysr5BjD_ZqWZzHsq0KAFjeNRSJtM/s1600/vajina-kararmasi-nasil-gecer-vajina-beyazlatma-islemi.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Vajina Kararması Nasıl Geçer Vajina Beyazlatma İşlemi" border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHunwPw44sk_-hSxOKFYCtESMSTDRAjltXqplsagN-6hjDX0dOpY_oQ-O7b_20I39LMUpIc03GSmFTonuexL91G7g-RV2ouP2P9nAW9vJEGpX1by_ysr5BjD_ZqWZzHsq0KAFjeNRSJtM/s400/vajina-kararmasi-nasil-gecer-vajina-beyazlatma-islemi.jpeg" title="Vajina Beyazlatma İşlemi" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: small;">Vajina Kararması Nasıl Geçer?(Vajina Beyazlatma İşlemi)</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Son zamanlarda sıkça konuşulan fakat kimsenin bu konuda bilgi sahibi olmadığı bir konuyla karşınızdayız,ınstegramda bir kullanıcının paylaştığı videodan sonra </span><b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i>"vajina beyazlatma" </i></b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">konusu herkesin merak ettiği bir konu haline geldi...Ne gerek var şimdi diye söylenenler olabilir durum hiçte sandığınız gibi değil bu sorun yüzünden psikolojik ve ruhsal çöküntüler yaşayan insanlar var,bu yüzden bu sorunu hafife almak gerekiyor.Hali hazırda hem doğal hem medikal ve opresyonel çareside varken sizlerle bu bilgileri paylaşmaya karar verdik.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br />Genital bölge esmerleşmesi-kararması soruna en büyük etken bu dokudaki estrojen hormonu yoğunluğudur. <b><i>Estrojen hormonu, güneş ışığı etkisiyle genital alanda renk koyulaşmasını sağlayan ‘melanosit’ hücrelerini harekete geçirmekte, melanosit (renk pigmenti) hücreleri de ‘melanin’ salgılayarak genital alada renk koyulaşmasına neden olmaktadır.</i></b> Her ne kadar genital alan üstü tüyler ve giysilerle kaplı olsa da, güneşin ultraviyole ışınlarının bu bölgeye ulaşması son derece kolaydır.<br /><br />Diğer taraftan gebelik ve doğum kontrol hapları da kadınlarda artmış estrojen hormonu sayesinde genital alanda esmerleşme, renk koyulaşmasına neden olabilir.İlerleyen yaş da genital bölgede esmerleşme nedenidir.Genital bölge epilasyonu da genital alanda renk koyulaşması yapabilir. <br /><br />Polikistik over sendromu , böbrek üstü bezlerinin fazla çalışması (cushing hastalığı), kullanılan bazı hormon ilaçları, bu bölgeye sürülen bazı ilaçlar, kremler, bu bölgeye yapılan bazı cerrahi işlemler ve ailesel yatkınlık da genital bölge renk koyulaşmasındaki diğer sebepler arasındadır.</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>VAJİNA BEYAZLATMA NEDİR,NEDEN YAPILIR?</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Çeşitli nedenlerden dolayı kararmalar meydana gelen genital bölgeye çeşitli yöntemler uygulanarak beyazlatılması işlemlerinin bütününe vajina beyazlatma denilebilir.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu kararmalar neden meydana geliyor? </span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Genital bölgede meydana gelen kararmaların nedeni büyük çoğunlukla renk pigmentleridir. Ancak bu duruma neden olabilecek bir çok şey olabilir. Bu kararmalar; cilt sorunlarından kaynaklanabileceği gibi, terlemeden, yanlış iç çamaşırı tercihinden, jilet kullanımından, ağda kullanımından ve hatalı epilasyondan dolayı da meydana gelebilmektedir. Yine hormonal değişimler ve doğum kontrol hapları da bu kararmalara neden olabilmektedir.Ağda işleminden sonra oluşan kararmaları ağdadan sonra 2-3 gun kerasal fort yada fusidin veya madakasol kremler kullanarak genital bölgede kararmanın oluşmasını engelleyebilirsiniz.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>CİLTTEKİ KARARMALARIN SAĞLIK AÇISINDAN ZARARLARI VAR MI?</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Genital bölgede, koltuk altında, bıyık bölgesinde yaşanan bu kararmalar olağan bir durumdur. Kararmalar sağlık açısından bir sorun değildir ancak estetik açıdan can sıkıcı ve kötü bir durumdur. Bu kararmaların seviyesi değişebilir, bazı kişilerde çok fazla bazı kişlerde çok daha az şekilde görülebilmektedir.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Not: Genital bölge, koltuk altı, bıyık bölgesi dışındaki kararmaları lütfen ciddiye alınız ve bir an önce doktorunuza başvurunuz!...</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>VAJİNA BEYAZLATMA İÇİN DOĞAL YÖNTEMLER VAR MI?</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Kararma sorunu can sıkıcıdır ve kadınlar bu sorundan kurtulmak isterler. Vajina beyazlatmak için doğal yöntemlere başvurabilir,kendiniz evde bu yöntemleri kolayca uygulayabilirisiniz. Hatta operasyon öncesinde bu yöntemleri uygulamanız daha mantıklı bir hareket olacaktır.<b><i> Vajina beyazlatmak için doğal yöntemlerin başında "limon suyu masajı", "zeytin yağı masajı" gelmektedir.</i></b> </span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Genital bölgenize,ya da kararma olan koltuk altı,bıyık bölgesi vb. diğer bölgelere limon suyu veya zeytin yağı ile duştan önce 4-5 dakika masaj yapmanız buradaki ölü hücrelerden kurtulmanıza ve yeniden eskisi gibi beyazlamasını sağlayacaktır. </span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Yine genital bölgede yaşanan kararmalar bu bölge temizliğinde kullanılan jilet, ağda ya da epilasyondan kaynaklanabilir.Bu durumlarda uyguladığınız yöntemi değiştirmek de sorunun çözümünde etkili olacaktır.Vajina beyazlatma için önce doğal yöntemler uygulanmalıdır,işe yaramıyorsa bir cildiye uzmanına gidip bu sorun için krem kullanabilirsiniz,buda işe yaramazsa en son çare lazerle operasyon işlemiyle çözüme kavuşabilirsiniz!..</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>LAZERLE VAJİNA BEYAZLATMA NASIL YAPILIYOR?</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Vajina beyazlatma tedavileri; labial whitening ya da vulvar whitening olarak biliniyor. </i></b>Konusunda uzman kişiler tarafından uygulanan <b><i><u><a href="https://saglikkuthuphanesi.blogspot.com.tr/" target="_blank">vajina beyazlatma</a></u></i></b> operasyonu genellikle estetik merkezlerinde konusunda uzman estetisyenler tarafından gerçekleştiriliyor. Genital bölge beyazlatma işlemi sırasında genel anesteziye ihtiyaç duyulmazken, işlem sırasında kararma yaşanan bölgeye lazer uygulanarak ciltte koyulaşmaya yol açan pigment olan <b><i>'melanosit'</i></b> hücreleri tahrip edilir ve böylece beyazlatma sağlanmış olur. </span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Vajina beyazlatma genellikle 15-20 dakika süre tek seansta yapılıyor ve kişi bu işlemin hemen sonrasında günlük hayatına dönüş yapabiliyor.</i></b></span><br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Vajina Beyazlatma Uygulamasının Etkisi Ne zaman Başlar?</u></i></b></span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b>İşlem yapıldıktan sonra etkisi 1 ay kadar sonra olmaktadır.<br /><br /><b><i><u>Vajina Beyazlatma İşlem Ağrılı mıdır?</u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b>Hayır ağrısız bir işlemdir. İşlem öncesi genital alana uygulanan anestezik kremler sayesinde işlem sırasında hissedilen ağrı yok denecek kadar azdır. Ancak ağrıya çok fazla duyarlı olan kişilerde, işlem sırasında sedasyon anestezisi (hafif uyku verici anestezi) ile rahatlatma da sağlanabilir. </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Vajina Beyazlatma Yönteminin Herhangi Bir Riski Var mı?</u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Lazerle genital renk açma işlemlerinin her hangi bir riski yoktur.Risk teşkil edecek bir durum söz konusu değildir.Hamile bayanlara bu uygulama yapılmaz!..<br /><b><i><u><br />Vajinal Beyazlatma Kimlere Uygulanabilir?</u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b>Genital alanda renk koyulaşması sorunu yani kararma sorunu yaşayan, 18 yaşından büyük ve hamile olmayan herkese uygulanabilir. <br /><b><i><u><br />Vajinal Beyazlatma İşlemi Sonrası Nelere Dikkat Etmek Gerekir?</u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b>İşlem sonrası genital alanda kızarma, daha sonrasında da cildin soyulması sırasında geçici kararma olabilir. Alttan çıkan yeni ve canlı cilt dokusundaki renk daha açık olacaktır. Nadiren işlem sonrası hafif düzeyde su toplanması da olabilir. İşlemden sonra doktorunuzun vereceği krem ve ilaçları kullanmanız sizi rahatlatacaktır. İşlemden hemen sonra işinizin başına dönmenizde de bir sakınca yoktur. Solaryuma girmeniz veya güneşlenmeniz ise yasaktır!..<br /><br /><b><i><u>Vajina Beyazlatma İşleminden Sonra Cinsel İlişki Ne zaman Gerçekleşebilir?</u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">İşlem sonrası aşırı duyarlılık veya su toplanması gibi sorunlar yoksa, birkaç gün sonra fazla sert olamamak kaydıyla cinsel ilişki gerçekleşebilir. <br /><br /><b><i><u>Vajina Beyazlatma İşlemin Tekrar Edilmesi Gerekli mi?</u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b>Genelde tek bir uygulama yeterlidir. Kişinin cilt yapısı ve koyulaşmasına da bağlı olarak bazı durumlarda birden çok uygulama da gerekebilir.Bu durum kişiden kişiye değişebilmektedir.<br /><br /><b><i><u>Vajina Beyazlatma İşlemin Fiyatı Nedir?</u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu konuda bizim yaptırdığımız araştırmalar şunu gösteriyor ki maalesef kim ne tutturursa o fiyata yapılıyor standart bir maliyeti maalesef yok bu yüzden bu operasyonu yaptıracaksanız bir yerden değil bir çok yerden fiyat alınız!...</span></div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-91418143533276735482016-10-22T19:12:00.000+03:002016-10-22T19:33:25.366+03:00Pedofili Nedir?Çocukları Pedofili Hastalarından Nasıl Koruyabilirsiniz?<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNTAXvPcnntPcRiBd-LcTU0UQct2McYJM3_1OhZ-eilS5Nw_d7zOoFdT0mSgBCf-bO3kTFoeFYr41c6nQCJEfVBs9jCICaf4PLRbfHY9zWjwmH9Up0P81TMCx97xpXX8wZ6QgO4s56Lfg/s1600/Pedofili-Nedir-%25C3%2587ocuklar%25C4%25B1n%25C4%25B1z%25C4%25B1-Pedofili-Hastalarindan-Nas%25C4%25B1l-Koruyabilirsiniz.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Pedofili Nedir Çocukları Pedofili Hastalarindan Nasıl Koruyabilirsiniz" border="0" height="328" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNTAXvPcnntPcRiBd-LcTU0UQct2McYJM3_1OhZ-eilS5Nw_d7zOoFdT0mSgBCf-bO3kTFoeFYr41c6nQCJEfVBs9jCICaf4PLRbfHY9zWjwmH9Up0P81TMCx97xpXX8wZ6QgO4s56Lfg/s640/Pedofili-Nedir-%25C3%2587ocuklar%25C4%25B1n%25C4%25B1z%25C4%25B1-Pedofili-Hastalarindan-Nas%25C4%25B1l-Koruyabilirsiniz.jpg" title="tüm detaylarıyla pedofili hastalığı" width="640" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Pedofili (Sübyancı) Nedir?Çocukları Pedofili Hastalarindan Nasıl Koruyabilirsiniz?</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Pedofili(Sünyancı) nedir,ne demektir?Çocuklarınızı pedofili hastalarindan nasıl koruyabilirsiniz?,Pedofili diğer adıyla sübyancılık hastalığı dosyasını t</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">üm detaylarıyla</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">sizler için mercek altına aldık...</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /><b><i><u>Pedofili Nedir :</u></i></b> Pedofili halk arasındaki adıyla sübyancılık; yetişkin bir kimsenin ergenlik öncesi çocukları veya ergenliğe yeni girmişleri cinsel açıdan çekici bulması ve cinsel eğiliminin çocuklara yönelik olmasına neden olan psikoseksüel rahatsızlıktır. Bu rahatsızlığa sahip kişilere <b><i>pedofil veya sübyancı</i></b> denir.<br /><br />Sübyancılar (Pedofililer) tipik olarak yetişkinlerle cinsel ilişkiden zevk almakta güçlük çekerler, özgüvenleri eksik olabilir ve çocuklarla ilişkiyi yetişkinlere nazaran daha az tehdit edici bulurlar. Pedofili hastalarının eğilimi kız çocuklara ve erkek çocuklara karşı yani her iki cinse karşı olabilir.Bu yüzden benim çocuğum erkek bişey olmaz tarzında yaklaşımlardan uzak durunuz!.. </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Pedofili hastalarının yani s</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">übyancıların büyük çoğunluğu erkektir ve </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Pedofili</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> kadınlarda çok nadir görülür.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br />Sübyancılar sıklıkla cinsel birleşmeden önce kurbana dokunmak ya da cinsel organlara bakmak yoluyla cinsel doyuma ulaşırlar. Kurbanın olay anındaki tepkileri, korku (özellikle şiddete maruz kalındıysa), şaşkınlık veya pasif haz olabilir. Cinsel ilişki, özellikle şiddete maruz kaldıysa, çocukta çok ciddi travmalara neden olabilir. Bazı durumlarda kurban, cinsel ilişkiden çok, ebeveyninin uyarılarını dinlemediğini düşünerek suçluluk duyar ve sıkıntı çeker.</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Cinsel saldırıya uğrayan çocuklar sıklıkla sorunlu bir yetişkinlik dönemi yaşarlar. Çalışmalar, çocukluğunda cinsel saldırıya uğramış erkeklerin yetişkinliklerinde cinsel suç işleme olasılığının yüksek olduğunu göstermektedir. Çocukluğunda cinsel saldırıya uğramış kadınlar ise daha çok uyuşturucu bağımlılığı veya seks işçiliği gibi kendini yıkıma götüren davranışlara eğilimli olurlar.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /><b><i><u><span style="font-size: large;">Pedofilik bireylerin kişilik özellikleri ve eylemleri nasıldır?</span></u></i></b><br /><br />Pedofilik bireylerin aile içinde ve dışında sosyal ilişkileri kısıtlı daha çok içe kapanık, eşi ya da ailesiyle sıcak ilişki kuramayan psikopatik, psi-koseksüel ve sosyal açıdan olgunlaşmamış kişilik özelliklerine sahip oldukları uzun yıllardır belirtilmektedir. Pedofilik bireylerin eylemlerini yaptıkları ortalama yaşlarının 40-70 yaş arası olduğu gösterilmiştir. Pedofili bireylerin büyük çoğunluğu erkeklerdir. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Çocuğun cinsel istismarı sözel istismar, cinsel organlarını gösterme, çocukları soyma ve seyretme, cinsel ilişkiye veya mastürbasyona tanık etme, cinsel organını sürtme, bedenine cinsel amaçla dokunma, okşama, müstehcen yayınlara konu etme, oral seks, ağza, vajinaya ve/veya anüse penetrasyon gibi çok çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir.<br /><br />Pedofili olgularının eylemlerinde genellikle zor kullanmadığı, aksine önce masum dokunma sonra uygunsuz dokunma, açık resimler gösterme, porno izletme gibi birçok fizik manipülasyon ve desensitizasyon uyguladıkları gösterilmiştir. Bu bireyler için internet ortamı bilgi edinme, mağduru belirleme ve ilişki kurma, fantezi geliştirme, diğer sapkınlığı olan kişilerle bağlantı kurma gibi birçok istek ve ihtiyaçlarını karşılamak için bir araç olmaya başlamıştır. Bu konuda aileler çok dikkatli olmalıdır.</span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-size: large;"><br /><b><i><u>Pedofilik bireyler çocuğa nasıl yaklaşır?</u></i></b></span><br /><br />Çocuklar, %70-%80 oranında akrabalar, öğretmenler, komşular, otorite figürleri gibi çocuğun bildiği ve güvendiği kişiler tarafından cinsel istismara uğramaktadır.Bu yüzden en yakınınızla bile çocuğunuzu uzun süre yalnız bırakmamaya özen gösteriniz,bu gibi durumların olması halinde gözünüz onların üzerinde olsun.</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Pedofilik bireyler ailenin ve çocuğun güvenini kazanmak için planlayarak, çocuklara yakın olabilecekleri bakıcılık, komşu,servis şoförlüğü gibi mesleklere ve konumlara yerleşirler. Çocuklarla başbaşa kalabilmek için çocuğun ve ailenin güvenini kazanacak davranışlarda bulunurlar. Pedofilik bireylerin eylemlerini gerçekleştirmek için tercih ettikleri yerler genelde çocuğun tanıdığı bildiği yerlerdir. </span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Küçük çocuklar ve kız çocuklarının çoğunlukla kendi evlerinde ya da pedofilik bireyin evinde, ergenlerin ve erkek çocukların ise ev dışındaki yol kenarı, ağaçlıklar, okul gibi yerlerde cinsel istismara uğradıkları ortaya çıkmıştır.</span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><span style="font-size: large;"><br />Cinsel istismara maruz kalan çocukların tepkisi nasıldır?</span></u></i></b><br /><br />Çocuklar kolayca güven duydukları, kolayca korkutulabildikleri ve kandırılabildikleri için istismara çok açıktırlar. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">İstismar eden kişi yakınları ya da akrabaları ise, istismarcı tehdit etmişse, korkarak kimsenin onları anlamayacağını veya inanmayacağını düşünür bunu gizli tutarlar. Aynı zamanda anne babalarının ve sevdiklerinin gözünde değerlerini yitireceğini düşünür ve gizli tutarlar. Bazen çocuğun yaşı çok küçükse zaten bunu anlayacak kapasitede olmadığı için gizli kalır. Çocukların çoğu istismardan dolayı kendini sorumlu hisseder veya eylemi yapan kişiye bağlılıklarından dolayı cezalandırılmasını istemezler.<br /><br /><span style="font-size: large;"><br /><b><i><u>Cinsel istismara maruz kalan çocuklar çeşitli ruhsal rahatsızlıklar yaşar!</u></i></b></span><br /><br />Diğer istismar çeşitleriyle karşılaştırıldığında en ağır yaralar cinsel istismara bağlı gelişir. Çocuk bu travmayı ömür boyu unutamaz. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Yapılan araştırmalar özellikle erkek çocukların ilerde istismarcı olma risk taşıdığını belirtmektedir. Çünkü istismarcıların birçoğu ergenlik öncesi dönemde istismar edilmiştir. İstismara uğrayan çocukları bekleyen diğer risk ise alkol ve madde bağımlılığıdır. Bunun yanı sıra yetişkinlikte çeşitli cinsel işlev problemleri yaşama riskleri vardır. </span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Çocuklar travmaya çok çeşitli tepkiler verebilir. Kısa vade de veya uzun vadede travmanın etkileri farklı şekilde ortaya çıkabilir. Depresyon, uyku bozuklukları, kabus görme, ağlama krizleri, iştahın kesilmesi veya artması,içine kapanıklılık, altına kaçırma gibi farklı davranışlar ortaya çıkabilir. Aileler, çocuklarının davranışlarında bir değişiklik hissederse, çocuklarını dikkatli şekilde gözlemeleri, gün içine kimlerle vakit geçirdiklerini öğrenmeleri ve takip etmeleri gerekiyor. Eğer bu belirtiler daha da artarsa mutlaka uzmandan, pedagogdan profesyonel bir destek almaları gerekiyor.<br /><br /><b><i><u><span style="font-size: large;">Pedofili Hastalarına </span></u></i></b></span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><span style="font-size: large;">(Sübyancılara) </span></u></i></b></span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><span style="font-size: large;">Karşı Alınabilecek Önlemler:</span></u></i></b><br /><br />- Çocuklarınızın kimlerle vakit geçirdiğini takip edin. Çevrenize yeni taşınan bir komşu varsa ve çocuğunuzla çok ilgiliyse, o komşu hakkında biraz bilgi toplayın.<br /><br />-Çocuğunuza karşı aşırı ilgi gösteren ve abartılı tepkiler veren,onunla uzun süre vakit geçiren veya geçirmek isteyen kişilere karşı dikkatli olun ve onları gözlemleyin.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">-Çocuğnuzun uzun süre bir başkasıyla gözünüzden uzak bir yerde vakit geçirmesine izin vermeyin.<br /><br />-Çocuğunuzun internete ulaşımını kontrol edin. Ev dışında internete ulaşımı var mı kontrol edin ve bilgi edinin.</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin,çocuklarınıza tehlikleli bölgeleri anlatın ve o bölgelere birileri dokunduğunda çığlık atması gerektiğni öğretin.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br />- Çocuğunuzu tanımadığınız insanların sevmesine,dokunmasına ve çocuğunuza bir şeyler alıp vermesine izin vermeyin.</span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">-Çocuğunuzu komşunuza yada çevrenizdeki kişilere emanet etmeyin,emanet edeceğiniz kişi masum olsada evde bulunan diğer bireyler;emanet edeceğiniz kişinin eşi yada oğlu pedofili olabilir</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">..</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Çocuğunuzu herkesin öpmesine izin vermeyin,çocuğunuza <b><i>"abiye öpcük ver,koş sarıl abiye,koş abi sevsin seni bi kere,bak abi sana mama almış git sende öp abiyi,bak abi sana çukulata-şeker almış öp sende abiyi,göbişin nerde senin göster abiye göbişi,göster ablaya-abiye pipiyi"</i></b> tarzında komutlar vermemek ve bu tarz şeyleri çocuklara öğretmemek gerekir!..</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Bu sizi çok şüpheci yapabilir ama malesef aile içi ensest ilişki ve cinsel istismarda çok sık görülen vakalardan biridir.Pedofili hastaları bu dürtüyü 10 yıl bastrıp,saklı tutabilir ama 10 yıl sonra bile bu dürtü patlak verebilir,bu yüzden en çok güvendiğiniz eşinize bile dikkat etmeniz gerekir,malesef diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiyede de bir çok baba kız ve erkek çocuklarına cinsel istismarda bulunabiliyor.Kıcası kocanızda bir </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><a href="https://saglikkuthuphanesi.blogspot.com/" target="_blank"><b><i>Pedofili</i></b></a> hastası </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">olabilir...</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Çocuğunuzu belli bir yaştan sonra babasına yıkatmayınız!..Çocuğunuzun başka biri tarafından banyo yapılmasına izin vermeyiniz...</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Çocuğunuzun arkadaşlarıyla iletişim içinde olun ve son zamanlarda garip davranışları var mı arkadaşlarından öğrenin.<br /><br />- Çocuğunuzun yakınındaki kişilere ve aradaşlarına karşı dikkatli olun.<br /><br />- Çocuğunuzla iletişim içinde olun.Çocuğunuzla iletişiminiz bozuksa profesyonel destekle iletişiminizi geliştirin.<br /><br />- Çocuklarınızın davranışlarını gözlemleyin. Bir şeyden şüphe ederseniz doğru şekilde konuşmaya çalışın.</span></div>
</div>
</div>
</div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>Pedofilinin veya Sübyancılığın Tedavisi Var mı?</u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Uzun süreli psikoterapi, farmakolojik tedavi sonrasında cinsel arzu ve istekte azalma saptanmasına karşın bu bireylerin çocuğa cinsel yönelimlerinde bir farklılık tespit edilmediği için günümüzde pedofilik bireylerin tedavisinde hedef çocuklara cinsel yönelimi değiştirmek olmayıp, yeniden eylemde bulunma oranlarını azaltmaya yöneliktir.Yani Pedofili hastalığının tedavisi yoktur.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Kimyasal kastrasyon adı verilen erkeklerde libidoya etkisi olan testesteron düzeyini düşürmek, bu yolla cinsel eylem sıklığını azaltmak konusu son yıllarda önem kazanmıştır. Tedavide sıkı adli ve klinik izlem ve raporlama, kimyasal ve cerrahi kastrasyon, psikoterapi ve psikofarmakolojik ilaçların kombine olarak kullanımı en büyük yararı sağlamaktadır.Cinsel istismarı ortadan kaldırmanın en etkin yolu hadım etme (cinsel organı bir dizi amaliyat ile kesip alma) yöntemidir!..</span><br />
<div>
<br /></div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01086145202427328950noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-48393351103789459382016-10-06T14:09:00.001+03:002016-10-06T14:09:13.901+03:00Seks Süresini 1 Saat Uzatan Yöntemler<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Cinsel ilişkide erkeklerin çoğu 2-3 dakika arasında boşalıyor malesef kadınlarda uyarılma ve boşalma süresi daha geç olduğundan erkeklerin çoğu eşlerini veya kız arkadaşlarını tatmin edememekten şikayetçiler.Malesef </span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">hızlı başlayan ve çabuk biten bir seks hayatımız var. Daha erkeğin işini bitirmesine odaklı bir cinsel ilişki yaşıyoruz. Hatta bu durum şarkılarımıza bile konu olmuş; <b><i>‘Sevmek bir ömür sürer, Sevişmek bir dakika’ </i></b>diyor. Fakat bilim adamlarına göre ideal seks süresi ortalama 7 dakika olmalı.</span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Tabi ki durum böyle olmadığından bundan en çok etkienenler malesef bayanlar oluyor,erkekler kısa sürdüğü için,kadınlar tatmin olmadıkları için ilişkide pürüzler çıkıyor,bu durumdan muzdarip olan bazı çiftler ilişkilerine son veriyor,evli çiftlerde ise durum daha kötü çünkü boşanmaya kadar gidebiliyor!..</span><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>Ama artık cinsel ilişkiyi 1 saate kadar uzatmak mümkün,bunun için ise erkeğinde bayanında bu konuda biraz çaba göstermesi gerekiyor. İşte </i></b></span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>erkeğin seks süresini uzatan kadınlara özel tavsiyeler şöyle:</i></b><br /><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0mIhrcwOk6o2Vgp1sDQJ5FR1Ea3V_xkVRvQfGG_9GFZMOI39nc7DITsXNqZjabDhXBY-3uPwD2TDWiRuB6mDk11dfoPibwu9IkT17w1TP6If5Tdoh2-a0mLtCzJUJYV25W1k3jflr8jw/s1600/seks-suresini-1-saat-uzatan-y%25C3%25B6ntemler-sex.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Seks Süresini bir Saat Uzatan Yöntemler" border="0" height="238" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0mIhrcwOk6o2Vgp1sDQJ5FR1Ea3V_xkVRvQfGG_9GFZMOI39nc7DITsXNqZjabDhXBY-3uPwD2TDWiRuB6mDk11dfoPibwu9IkT17w1TP6If5Tdoh2-a0mLtCzJUJYV25W1k3jflr8jw/s400/seks-suresini-1-saat-uzatan-y%25C3%25B6ntemler-sex.jpg" title="Seks Süresini 1 Saat Uzatan Yöntemler" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;">Seks Süresini 1 Saat Uzatan Yöntemler</span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<b><i><span style="font-size: large;"><u>İlişki Öncesi Erkeğin Mastürbasyon Yapması:</u></span></i></b><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">İlişki öncesi parterinizin mastürbasyon yapmasını sağlayın,gerekirse bu işi kendiniz yapın,bu sayede bir taşta iki kuşvurmuş olursunuz hem ilişkinizi biraz renklendirmiş olursunuz,hemde ekeğin erken boşalmasını engellemiş olursunuz.Erkekler uzun süre ilişkiye girmedikleri zaman bir dokunmayla bile kontrolsüz bir şekilde boşalabilir.Cinsel ilişkiden 30 dakika yada 1 saat öncesi erkeğin mastürbasyon yoluyla boşalması cinsel ilişki sırasında çabuk boşalmasına engel olur. Partnerinizle yavaş ve sıcak bir ön sevişme sayesinde, onun tekrar uyarılmasını sağlayabilirsiniz. Böylelikle partneriniz cinsel ilişki sırasında kendisini sizin durumunuza ve cinsel ritminize göre ayarlayacaktır ve erken boşalmayacaktır.</span><div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><b><i><u><br /></u></i></b></span></div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i><u><span style="font-size: large;">Bir Hipnoterapist Bulun:</span></u></i></b><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Erken boşalma sorunu yaşayan erkeklere hipnozla kolay çözüm bulunabiliyor. Klinik hipnozun cinsel sorunların tedavisine çok büyük katkıları var ve ülkemizde de gittikçe yaygınlaşıyor. Hipnoz ile erkeğin erken boşalma sebepleri bulunur ve aşırı heyecan, performans kaygısı,erken boşalacağım korkusu hipnoterapist tarafından yok edilerek, orgazmın kalitesi iki taraf için de artırılabiliyor.<br /><b><i><u><span style="font-size: large;"><br />Erken Boşalan Erkekler İçin Depresyon İlaçları</span></u></i></b><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu yöntem kesinlikle konusunda uzman bir doktor tarafından tavsiye edilirse kullanılmalıdır,aksi taktirde kafanıza göre kullanırsanız bir şeyi düzelteyim derken,diğer bir şeyi bozabilirsiniz.Lustural diye bilinen depresyon hapını bu şekilde kullanıp olumlu sonuçlar aldıklarını yazanlar ve internette paylaşanlara rastlayabilirsiniz ama hepsinin bu ilacı doktor kontrolünde kullandıklarını görürsünüz,üstelik bu ilacı birden içmeye başlayıp birden bırakamazsınız,dozu yavaş yavaş yükseltilip,sorun çözüldükten sonra dozu yavaş yavaş düşürülen ve bunun ayarının sadece doktorlar tarafından yapılan bir ilaç tedavisi yöntemidir.<br /><br /><b><i><u><span style="font-size: large;">Tabularınızı Yıkın Fantezi Dünyanızı Genişletin:</span></u></i></b><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Cinsel birleşmeden önce sex oyuncakları kullanın,bayanlar için hazırlanmış,bayanları çabuk uyaracak ve heycanlandıracak metaryeller kullanın,bunun yanı sıra eşinizin veya kız arkadaşınızın vajinasını dilinizle yalayarak veya sex metaryalleri kullanarak uyarılmasını sağlayın.Bu hem cinsel hayatınıza renk katacak, hemde bayanlarda geç boşalma ve uyarılamama sorununu ortadan kaldıracatır.</span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Uzun süredir aynı kişiyle cinsel birliktelik yaşayınca, artık rutin haline gelen pozisyon tercihleriniz nedeniyle, partnerinizin vücudu ne zaman ne olacağına programlanmış olabilir ve normalden daha erken boşalabilir. Yeni pozisyonlar denemeniz ya da dikkat dağıtıcı şeyler yapmanız partnerinizin boşalma süresini arttıracaktır. Ne kadar farklı ve alışılmamış olursa, o kadar faydalı olacaktır...</span><div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i><u><span style="font-size: large;">Boşalmasını Geciktirmeyi Deneyin!</span></u></i></b><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Bunu yapabilmek için kadının deneyimli olması ve ilişkiyi kontrol edebilmesi gerekiyor. Partneriniz boşalma noktasına geldiğini hissettiğinizde, ondan durup 1 dakika kadar beklemesini ve sonra devam etmesini isteyin. Erkeklerin bir geri dönülemez noktası vardır,o noktaya ulaşmadan durdurmayı başarabilirseniz, partneriniz vücuduna orgazm olma noktasını geciktirmeyi öğretir ve bu arada da siz orgazma ulaşabilirsiniz.<br /><br /><b><i><u><span style="font-size: large;">Cinsel Organını Tutup Sıkın Boşalmayı Engelleyin</span></u></i></b><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Bunu elinizle ya da bu amaçla, cinsel sağlık ürünleri kapsamında üretilmiş halka şeklindeki ürünlerle de yapabilirsiniz. Bu tür hareketler partnerinizin boşalmasını fiziki olarak engelleyecektir. Biraz tutulunca boşalma duygusu geri gidecektir. Bunu yaparken dikkatlice yapın çok sert sıkmayın. Boşalmaya yakın dikkat dağıtıcı buna benzer bir hareket de aynı etkiyi sağlayabilir.</span><div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-size: large;"><b><i><u>Partnerinize Otohipnoz Eğitimi Aldırın</u></i></b></span><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Otohipnoz yöntemi insanın zihnini kontrol etmeyi öğreten bir takım önemli teknikler içerir. Bilinçaltında erkeğin seks süresi nasıl kayıtlı ise boşalma buna göre gerçekleşecektir. Erken boşalan bir erkek </span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">farkında olmadan</span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">, daha ilişkiye niyetlenmişken ya da partnerinden ilişki sinyali almışken kendi kendine “eyvah yine erken boşalacağım” gibi olumsuz bir düşünceye kapılır,bu bilinçaltındaki seks süresinin yetersiz olma sebeplerindendir. Otohipnoz kısa sürede öğrenilen bir tekniktir ve bilinçaltınızdaki seks süresini otohipnozla kendi kendinize uzatabilirsiniz. Hipnozla cinsel terapi yöntemleri erkek zihnindeki seks süresini 1 saate uzatacak tekniklere ve imkanlara sahip bir yöntemdir.Kolay ve kalıcı bir yöntemdir.</span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><b><i><u><span style="font-size: large;">Yoga,</span></u></i></b></span><b><i><u><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;">Taı chı yada Kegel Egzersizlerine Yöneltin</span></u></i></b></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Tai Chi ve yoga gibi disiplinler bedensel ve zihinsel kontrolü sağlamaya yönelik sporlardır. Bununla birlikte Kegel egzersizleri de cinsel terapide sık kullanılan tekniklerdendir. Bu egzersizlerin hepsi pelvik taban kaslarının güçlenmesini sağlayarak, partnerinizin orgazm spazmlarını kontrol etmesine yardımcı olacaktır. Evet, erkekler de tıpkı kadınlar gibi Kegel egzersizleri yapabilirler ve bu sayede erken boşalma sorunundan kurtulabilirler.</span></div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><b><i><u><span style="font-size: large;">Hissizleştirici/Geciktirici Solüsyonlar Kullanılabilir</span></u></i></b><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Bir uzmana danışarak geciktirici kremler, solüsyonlar kullanabilirsiniz. Dikkatli ve bilinçli kullanıldığında çözüm olabilir. Bu tür destekler uyuşturucu etkiye sahiptir ve erkeğin penisine ilişki öncesi uygulanınca peniste hissizleşme, uyuşma meydana getirir bu ise boşalmayı geciktirir. Bu tür destekler mutlaka bir uzmana danışılarak ve aşırıya kaçmadan uygulanmalıdır. Aşırı uygulanması kadın vajinasını da uyuşturabileceğinden her iki tarafın da ilişkiden zevk alma kalitesini düşürebilir.</span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01086145202427328950noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-84827700097573366092016-09-28T19:56:00.000+03:002016-10-01T00:02:26.135+03:00Kansere Kesin Çözüm Kanser Otu(Yapışkan Andız Otu)<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Manisaya bağlı Akhisarda, Seyitahmet Mahallesindeki bir türbede yaşamlarını sürdüren ve topladıkları otlarla kanserli hastalara şifa dağıttıklarını iddia eden Hasan Alemdar ve Lütfü Acet,kanseri yok eden otu keşfettiklerini söylüyorlar.</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Kanser otu adı verdikleri bu otu mayıs ile temmuz ayları arasında dağlardan toplayıp kuruttuklarını ve kanser hastalarına ücretsiz bir şekilde Allah rızası için dağıttıklarını söylüyorlar...</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Buraya kadar her şey normal,ama basında ve sosyal medyada çıkan haber ve bilgiler yukarıda yazdıklarımdan ibaret olduğu için haklı olarak insanların aklında bir çok soru işareti oluşmuş durumda;<b> <i>"bu ot ücretsizse neden bu otun ismi sır gibi saklanıyor,yaşlı başlı adamlar o dağlarda gezip bu otları toplayıp bin bir zahmetle kurutup sırf babalarının hayrına mı bu otu dağıtıyorlar,eğer hayrına dağıtıyorsalar bu ot neden ifşa edilmiyorda sır gibi saklanıyor,kanser otu gerçekten kanseri yok ediyor mu?"</i> </b>tarzında tepki ve sorularla insanlar sosyal medyada ve internette cevap arıyorlar...</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sosyal medyada çığ gibi yayılan fakat bir çok sorunun cevapsız kaldığı bu konuyu sizler için araştırdık </span><b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-style: italic;">"kanser otu nedir?,kanser otunun gerçek adı nedir?,kanser otu nerede bulunur?,kanser otu nasıl temin edilir?,kanser otu tüm kaser hastalarına ve tüm kanser çeşitlerine iyi gelir mi,kanser otu kansere iyi geliyor mu yoksa sahtekarlık ve düzmece mi" </b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">bu soruları</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">tüm detaylarıyla sizler için araştırdık ve cevapladık.</span><br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Öncelikle kanser otu diye bahsedilen-bilinen otun adı; Latince"<span style="color: #3d85c6;">İnula-viscosa</span>",halk arasında "<span style="color: #3d85c6;">yapışkan andız otu</span>" olarak bilinen bir ot.Türkiyenin hemen hemen her bölgesinde mayıs ile ağustos ayları arasında bulabilirsiniz!..</u></i></b></span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><br /></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Kanser Otunu dağıtan kişilerin adları :</u></i> </b></span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><span style="color: #3d85c6;">Hasan Alemdar ve Lütfü Acet</span></i></b></span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Kanser otu için İrtibat ve Telefon Numaraları </u>:<span style="background-color: white;"> <span style="color: #3d85c6;">05363930311-0539 765 30 69-05369717271</span></span></i></b></span><br />
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Kanser Otu-Yapışkan Andız otunun resmi: </u></i></b></span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZjibOQ2Z-KZIAXs6D-KV4q0BkO3-N21EXzBEMy9KWXfKBz21D0u6-r7d38ceT0uxrgIpXvqaZgY4NaljKnuE04c0-ZOqYgCfWF65FKCXfv310DVre8_jqVR_24cqUd1_oUyKMkLnTWZE/s1600/Kanseri-tedavi-eden-yapiskan-andiz-otu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Kanseri Tedavi Eden Kanser Otu Yapışkan Andız Otu" border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZjibOQ2Z-KZIAXs6D-KV4q0BkO3-N21EXzBEMy9KWXfKBz21D0u6-r7d38ceT0uxrgIpXvqaZgY4NaljKnuE04c0-ZOqYgCfWF65FKCXfv310DVre8_jqVR_24cqUd1_oUyKMkLnTWZE/s400/Kanseri-tedavi-eden-yapiskan-andiz-otu.jpg" title="Yapışkan Andız Otu" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: small;">Yapışkan Andız Otu</span></td></tr>
</tbody></table>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Kanser otu gerçekten ücretsiz mi dağıtılıyor,yoksa ticarete dönüştürülüp (parayla) ücret karşılığında mı satılıyor,kanser otunu dağıtan kişilerin amacı ticari mi yoksa Allah rızası için mi yapıyorlar,</u></i></b></span><b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><u>Hasan Alemdar ve Lütfü Acet amcalar</u></i></b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u> dolandırıcı mı yoksa dürüst insanlar mı?</u></i></b></span></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>İşte bu soruların yanıtı</u>: </i></b></span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Araştırmalarımız sonucunda</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> </span><b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i>Hasan Alemdar ve Lütfü Acet</i></b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> amcalarımızın gerçekten bu işi Allah rızası için yaptıklarını gördük,boyalı basında ve sosyal medyada insanlara kısıtlı bilgiler sunulduğu için insanlar haklı olarak bu olayın bir düzmece,bu kişilerinde bu otu satarak ticarete dönüştüren dolandırıcı ve düzenbaz olduklarını sanmışlar,fakat durum hiçte öyle değil,bu amcalarımız gerçekten bu otu dağlardan toplayıp kurutuyor ve ihtiyacı olan kişilere ücretsiz bir şekilde dağıtıyorlar,hoş o kadar emeğe karşılık ücret karşılığında da satabilirlerdi ama kesinlikle ücret talep etmiyorlar;</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Lütfü amcaya sorduk; <u>"peki kanser otu dediğiniz bu otun adını neden insanlardan sakladınız veya otun adını insanlarla paylaşmadınız?"</u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Cevap netti <b><i>"kimse sormadı ki,hoş sorsalarda biz mektep görmüş insanlar değiliz,otun gerçek adını bilmiyorduk ki söyleyelim,yakın zamanda bizimle çekim yapmaya gelen televizyoncuyada yayında "Allah rızası için bu otu tanıyıp bilen varsa adını söylesin,bildirdirsin" diye söyledik,bu otun adını bilmediğimiz için,kanser hastası bir çok kişiye de şifa olunca otun adını kanser otu koyduk"</i></b>diyor.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu amcalarımız otun adını bilmedikleri için gelip soran hastalara ancak toplayıp kuruttukları otlardan veriyorlarmış, topladıkları da bitince, bizzat insanları o</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">tu toplamaları için,</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">otun yetiştiği yerlere götürüp gösteriyorlarmış.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Lütfü amcaya kanser otunun gerçek adını <b><i>inula viscosa - yapışkan andız otu </i></b>olduğunu söyleyince,<b><i>"bunu diğer insanlara da söyleyin artık buralara kadar gelmesinler,ikamet ettikleri bölgelerden toplasınlar veya aktarlardan alsınlar"</i></b> diyor ve ekliyor <b><i>"yoksa bu kadar kalabalığa,bu kadar insana bu civarda ne ot dayanır nede ot kalır,öyle çok toplama yapıldı ki bir daha ki seneye bu ot buralarda bitermi (yetişirmi) diye endişeleniyoruz"</i></b> diyorlar.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Dikkatimizi çeken bir diğer detayda basında çıkan haberlerin onları gerçekten çok yormuş ve bunaltmış olduğuydu,bulundukları türbenin önü Türkiyenin bir çok yerinden gelmiş farklı plakalı araçlarla dolu,kalabalıktan ve sorulardan bunalmış bir halleri var,zaten yaşları bir hayli ilerlemiş olan bu insanların bu kadar hengameye dayanacaklarını sanmıyorum.Birde üstüne bitkisel ürünler satan bazı firmalar bu amcalar hakkında sağlık bakanlığına şikayette bulunmuş Sağlık Müdürlüğü ekipleri de şikayet üzerine inceleme yapmış.İncelemenin ardından ücretsiz dahi olsa otun toplanıp dağıtılması için ruhsat olması gerektiğini belirtmişler. Hasan Alemdar ve Lütfü Acet’e ruhsatsız bu işi yapamayacakları konusunda uyarıda bulunmuşlar.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Biz amcalarımızı gördük bu kişiler asla dolandırıcı değil,topladıkları bitkileri ücret karşılığında satmıyorlar,zaten artık toplamayacaklarını,bunun için izinlerinin olmadığını,ancak kendileri için toplayabileceklerini söylüyorlar,<b><i> "otun adıda bilindiğine göre artık bize ihtiyaç kalmadı,bu otu herkes bulup toplayıp yada aktarlardan alıp kullanabilirler"</i></b> diyorlar.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWBPMii3Yhe91QGA18qRPAANXVHCZTYpbumVEGS33tyO2gx82GHfRXcwN_-_ZQHzbaP8SuhHwEqIo4S3ZwEk5bp3Nurp2RFT_lctidiJvqDMuCOLjKzRQ-a89MVPbuzIdWiJePAUHepk8/s1600/Kanseri-tedavi-eden-kanser-otu-yapiskan-andiz-otu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Kanseri Tedavi Eden Yapışkan Andız Otu" border="0" height="206" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWBPMii3Yhe91QGA18qRPAANXVHCZTYpbumVEGS33tyO2gx82GHfRXcwN_-_ZQHzbaP8SuhHwEqIo4S3ZwEk5bp3Nurp2RFT_lctidiJvqDMuCOLjKzRQ-a89MVPbuzIdWiJePAUHepk8/s400/Kanseri-tedavi-eden-kanser-otu-yapiskan-andiz-otu.jpg" title="Kanser Otu-Yapışkan Andız Otu" width="400" /></a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>Latincesi "İnula-viscosa" halk arasında "yapışkan andız otu", bir diğer adıyla "Kanser Otu" gerçekten kansere iyi geliyor mu yoksa uydurma mı?..</u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Yapışkan Andız Otunun Yıllardır Bilinen Etkilerinden Bazıları :</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><br />- Ekspektoran olarak (balgam söktürücü),<br />- Bazı solunum yolları hastalıklarında rahatlama sağlanması için diyaforetik (terletici) olarak,<br />- Antihelmintik etkisi sayesinde sindirim sistemindeki kurt ve parazitleri öldürerek düşürmek için,<br /><i><span style="color: #3d85c6;">- Mide fonksiyonlarına ve mide kanseri gibi bazı hastalıkların tedavisine yardımcı olmak amacıyla,</span></i><br />- Diüretik amaçlı (idrar söktürücü),<br />- Astım, bronşit, dinmeyen öksürük, tüberküloz nedeniyle meydana gelen öksürük gibi şikayetleri veya hastalıkları iyileştirmeye yardımcı olur.</b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><br /></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Yapışkan andız otu yıllarca özellikle gırtlak kanseri ve göğüs kanserinde en etkili olmak üzere mide kanseri,kan kanseri,bağırsak kanseri,üst ve alt solunum yolları ile ilgi bütün rahatsızlıklarında kullanılmış ve olumlu sonuçlar alınmış bir bitki.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu otun kansere iyi gelip gelmediği konusunda ise uzmanlarca araştırması yapılmış ve kanıtlanmış,tıp literatürlerine geçmiş bir durum söz konusu değil.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sağlık bakanlığımız şikayetler sonucunda saçma sapan uygulamalar yapmak yerine bu işin uzmanlarından oluşan bir ekip hazırlayıp bu ot hakkında bilimsel bir araştırma yapsalardı şayet,bizde bu otun kansere iyi gelip gelmediğini öğrenebilirdik!..Fakat böyle bir araştırma yapılmadığı için elimizde de bilimsel kanıtlar olmadığı için maalesef net bir şey söyleyemiyoruz.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Hem niye araştırma yapılsın ki; sonra ilaç tekelleri ne olacak,kanserden kazanılan milyarlarca dolarlar ilaç firmalarının kasalarına nasıl girecek?..Onun yerine bir ekip yollayıp protokolleri uygulamak en kolay yöntemdi ve öyle de yapıldı zaten.</span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu otu bir çok kaynaktan sizler için araştırdık,yapışkan andız otu hakkında gerçekten çok az araştırma yapılmış bu yüzden çok fazla bilgiye rastlayamadık ama kısaca şunu söyleyebiliriz ki; <b><i>otun tüm kanser türlerine iyi gelmese de özellikle mide,göğüs,ak ciğer ve kara ciğer,solunum yolları ile ilgili kanser tedavilerinde kullanıldığını ve bir çok hastada iyi sonuçlar alındığını öğrendik.</i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Alınan olumlu yada olumsuz sonuçların kişiden kişiye,hastanın durumuna göre ve hastalığın evresine göre değişiklik gösterebileceği de edindiğimiz bilgiler arasında...Kısacası Kanser otu diye bilinen bu otu kullanıp kullanmamak size kalmış,şifa Allahtandır,ot ve otu bulan insanlar sadece birer aracı ve vesiledir...</span></div>
<br /><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i><u><span style="font-size: large;">Kanser Otu - Yapışkan Andız Otu Nasıl Kullanılır?</span></u></i></b><br /><b><i><br />1 litre suyu kaynattıktan sonra 2-3 orta boy otun dalından elinizle bölerek kaynayan suyun içine atıp 10-15 dakika demleyin. Demledikten sonra cam bir sürahiye doldurun. Elde edilen 1 litre su sabah uyandıktan sonra akşam yatana kadar tüketilir. 21 gün bu işleme devam edilip hastalığınızın durumuna bakılacak. Büyük ölçüde değişme olması gerektiği söyleniyor.Değişme olmazsa küre 1 </i></b></span><b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i>hafta ara verilir ve 1 hafta aradan sonra bir 21 gün daha kür kullanılır.</i></b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i> Daha da emin olmak isterseniz tekrar doktor kontrollerinden geçerek durumu teyit edebilirsiniz. </i></b></span><div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>Not : Kemoterapi gören hastalarda kemoterapi tedavisi bittikten sonra kullanılması gerekiyormuş,kemoterapi tedavisi görürken kullanılmaması öneriliyor.</i></b></span><div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><br /></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Bu konu hakkında araştırmamızı istediğiniz aklınıza takılan başka sorular varsa,aşağıda yorum kısmına sorularınızı yazarak iletebilirsiniz!..</i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com160tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-19184171864885987092016-09-27T00:03:00.000+03:002016-09-27T00:03:18.153+03:00Adet Göremeyen Kadınlar İçin En Etkili 4 Bitkisel Formül<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Tıp dilinde Amenore olarak adlandırılan,halk arasında bilinen adıyla adet görememe, adet kanamasının olmaması... 45 günden daha seyrek, 21 günden daha sık görülen adet kanamaları düzensiz kabul edilir ve tedavi edilmesi gerekir. Ancak her ay kanamalar arasında zamansal fark olduğu ve sabit 30 günde bir kanama olmayabileceği unutulmamalıdır.<br /><br />Kadınlar neden adet görememe yani Amenore sorunu yaşar? Bu sorunun bir çok nedeni olabilir ve yaşa göre farklılık gösterebilir. </span><div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>Ergenlik döneminde adet göremeyen kız çocuğu ile 50 yaşında adet görmeyen bir bayan arasında nedensel fark vardır. Ancak üreme yaşı olarak bilinen 20-45 yaş arasında adet görememenin en sık rastlanan nedenlerinden bir hamileliktir</i></b>. Bundan dolayıdır ki adet görmeme nedeniyle doktora başvuran kadınlara önce hamile olma ihtimali hatırlatılır ve sorulur. Sorundan muzdarip olan kişi emin değil ise bu durum mutlaka idrar ve kan testleri ile kontrol edilir. Bazı vakalarda her türlü test ve tahliller yapılmasına rağmen adet görememe nedeni bulunamayabilir. Böyle durumlarda kişinin psikolojik durumu göz önüne alınarak adet görememe sorunun psikolojik olabileceği düşünülerek sorunun altında yatan psikolojik nedenler araştırılır ve tedavi bu yönde yapılır. </span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Adet olamama sorunu mevsim geçişlerinde, uzun ve yarım küreler arasında seyahatlerde, hızlı kilo alıp verme ve aşırı spor-egzersiz durumlarında da mümkündür. Yaşanan büyük korkular,şoklar ve travmalar da adet görememe nedenleri arasındadır. </span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">İleri yaş kadınlarında ise adet görememenin en sık görülen sebeplerinden biri menopozdur.</span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>Adet Göremeyen Kadınlar İçin En Etkili 4 Bitkisel Kür Formülü :</u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><u style="font-style: italic; font-weight: bold;">Civan Perçemi Kürü</u>: <i>Civanperçemi bitkisi adet sorunlarda,adet olamama ve adet düzensizliği çeken bir çok kişide olumlu sonuçlar aldığımız bir bitkidir.</i></span></div>
<div>
<b><i><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">"1 bardak kaynar suya </span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">10gr civanperçemi bitkisi konur,10 dk bekletilir ve içilir.Günde 1 bardak içilir ve 1 ay boyunca her gün içilmesi gerekir."</span></i></b></div>
<div>
<b><i><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></i></b></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0CoHrfBLgoqj7FdNF1cvGfGVKeF2hOuGJexBeCAFNzfrVfQNvFq50pziednx-Ook9of1DLIkZnM6X0Gqv90tq6i4qHE75XXuUCZ4-xxRK9NXLlRL_XtBs1j0mo2ve4lECc3a3M8qEMgA/s1600/civanpercemi-k%25C3%25BCr%25C3%25BC.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Adet Göremeyen Kadınlar İçin En Etkili 4 Bitkisel Formül" border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0CoHrfBLgoqj7FdNF1cvGfGVKeF2hOuGJexBeCAFNzfrVfQNvFq50pziednx-Ook9of1DLIkZnM6X0Gqv90tq6i4qHE75XXuUCZ4-xxRK9NXLlRL_XtBs1j0mo2ve4lECc3a3M8qEMgA/s400/civanpercemi-k%25C3%25BCr%25C3%25BC.jpg" title="Adet Görememe sorunu için 4 Bitkisel Formül" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Adet Göremeyen Kadınlar İçin Civan Perçemi Kürü</span></td></tr>
</tbody></table>
<div>
<b><i><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></i></b></div>
<div>
<b><i><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></i></b></div>
<div>
<b><i><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></i></b></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><u style="font-style: italic; font-weight: bold;">Çörek Otu Kürü :</u><b style="font-style: italic;"> </b><i>Çörek otu mucizevi bir bitkidir,bilinen 28 çeşit faydası bilimsel olarak kanıtlanmıştır,hala üzerinde çalışılan ve araştırma yapılan bir bitki çeşididir.</i></span><i><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Çörekotunun 28 faydasından biride hormon dengelerinin kurulmasında yardımcı olmasıdır.</span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></i></div>
<div>
<b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i>" Çörek otu havanda ezilerek toz haline getirilir,</i></span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i>Günde toplam 15 gr çörekotu kullanılır, bu miktarın yarısı öğleden önce, yarısı akşam üzeri aç karnına yenebilir. Çörekotu yenmeden hemen önce öğütülür veya iyice dövülür, az su ile yenir. Öğütülmüş olarak satılan çörekotu kesinlikle yenmemelidir, çok zararlıdır. "</i></span></b></div>
<div>
<b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><br /></i></span></b></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdIMZqU0R-ZGyshwUyPqN14ajX7C9D7lrLEnalehsnVXKQQVPRTbHUej-utKuEXMmm6c1HaLU9m3UDGWBlJiJJOjXzPpm8VDiROWt-KAaZljPDq1MhyZX75qw_j60uQBB5eG6DseLQOZ4/s1600/corek_otu_tohumu_adet_g%25C3%25B6rememe.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="adet olamama sorunu" border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdIMZqU0R-ZGyshwUyPqN14ajX7C9D7lrLEnalehsnVXKQQVPRTbHUej-utKuEXMmm6c1HaLU9m3UDGWBlJiJJOjXzPpm8VDiROWt-KAaZljPDq1MhyZX75qw_j60uQBB5eG6DseLQOZ4/s400/corek_otu_tohumu_adet_g%25C3%25B6rememe.jpg" title="adet görememe sorunu" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Adet Göremeyen Kadınlar İçin Çörek Otu Kürü</span></td></tr>
</tbody></table>
<div>
<b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><br /></i></span></b></div>
<div>
<b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><br /></i></span></b></div>
<div>
<b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><br /></i></span></b></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><u style="font-weight: bold;">Papatya Kürü :</u><b> </b>Adet söktürücü olarak kullanılır,adet söktürmek için kullanılan bir çok ilaçtan daha faydalıdır ve ilaçlar gibi yan etkisi yoktur.</i></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><b>"Kurutulmuş papatya toz haline getirilir,günde 2 defa sabah ve akçam olmak üzere 1-2gr su yardımıyla içilir"</b></i></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><b><br /></b></i></span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEissQHBfLiontA-EVRuS2Rp4iJ_DBbDIGpxFz17u4JY3oyAQsNpnU0JWqaCm8KmKbcqGaFs-LfrrLOgLxK3MG57LyS_a9UK-jxxF_B7sZVWG1yOcxz54bL7L5wxl-4mvt7_ikM6olqoxtQ/s1600/adet-gorememe-papatya-kuru.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="adet göremeyenler için bitkisel tedavi" border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEissQHBfLiontA-EVRuS2Rp4iJ_DBbDIGpxFz17u4JY3oyAQsNpnU0JWqaCm8KmKbcqGaFs-LfrrLOgLxK3MG57LyS_a9UK-jxxF_B7sZVWG1yOcxz54bL7L5wxl-4mvt7_ikM6olqoxtQ/s400/adet-gorememe-papatya-kuru.jpg" title="adet göremeyenler için bitkisel kürler" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Adet Göremeyen Kadınlar İçin Papatya Kürü</span></td></tr>
</tbody></table>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><b><br /></b></i></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><b><br /></b></i></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><b><u>Aslan Pençesi Kürü :</u> </b></i></span><b style="background-color: white; color: #333333; font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: small;"> </b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i>Yüce Rabbimiz Allah'ın bu bitkiyi kadınlar için yarattığı söylenir...Kadın hastalıklarının tedavasinde sıkça başvurulan bir bitki çeşididir.</i></span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i>Bayanlarda tüylenmeye karşı, östrojen hormonu yükseltici bir bitkidir,bu yüzden adet göremeyen bayanlarda kullanıldığında en etkili sonuç alınan bir bitki çeşididir.</i></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>"1 bardak kaynar suya,1 tatlı kaşığı aslan pençesi konur,10 dk bekeletilir,günde 2 defa 1 ay boyunca içilir, İlki kahvaltıdan 2 saat sonra, ikincisiyse akşam yemeğinden 2 saat sonra içilir. Her defasında taze hazırlanması gerekir. 1 aydan sonra 1 hafta ara verilir. 1 hafta aradan sonra aynı şekilde 1 aylık kür tekrar edilir ve kür sonlandırılır.</i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>Not : Normalde adet gördüğünüz günlerden örnek alınarak 10 gün öncesinden kullanılmaya başlanır..."</i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i><br /></i></b></span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdhz6j36ag_zLWkdlb0NuTs73Ii-xouKBY51uVssVlY64ofCV0oVkl39nPiMuSk6Si-44K6T_ixdaNUEQlds5L4W2D8xfkL7kNzV2o3SAnfI44xlvJn5PJCIup-aTKpUEga7hyphenhyphenTRvl9j4/s1600/adet-sorunlari-i%25C3%25A7in-aslan-pen%25C3%25A7esi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="adet olamama sorunu aslan pençesi" border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdhz6j36ag_zLWkdlb0NuTs73Ii-xouKBY51uVssVlY64ofCV0oVkl39nPiMuSk6Si-44K6T_ixdaNUEQlds5L4W2D8xfkL7kNzV2o3SAnfI44xlvJn5PJCIup-aTKpUEga7hyphenhyphenTRvl9j4/s400/adet-sorunlari-i%25C3%25A7in-aslan-pen%25C3%25A7esi.jpg" title="adet göremeyenler için aslan pençesi" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Adet Göremeyen Kadınlar İçin Aslan Pençesi Kürü</span></td></tr>
</tbody></table>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<b><i><u>Not :</u></i></b> Bu makale uzun araştırmalar sonucunda yoğun emekler harcanarak yazılmıştır,izinsiz olarak paylaşılması ve kullanılması yasaktır,tüm hakları yazar ve site sahibine aittir!..</div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><b><i><u><br /></u></i></b></span></div>
Unknownnoreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-52570240674529657532016-09-09T15:53:00.001+03:002016-09-09T15:53:18.167+03:00Siroz Hastaliği Nedir? Belirtileri ve Tedavisi<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i><u>Sizin Sorduklarınız :</u></i></b> </span><b><i><u><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: #660000;">Siroz hastaları kaç yıl yaşar?,Siroz tedavisi İbrahim SARAÇOĞLU?,Siroz tedavisi mümkün mü?,Siroz tedavisi için şifalı bitkiler,Siroz hastalığının evreleri,Karaciğer nakli,Karaciğer transplantasyonu,Siroz tedavisi ilaçları,Siroz belirtileri,Siroz bulaşıcımı?,Siroz tedavisi,Siroz nedir?,Karaciğer yağlanması,Siroz Hastalığı hakkında...</span></span></u></i></b><div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i><u>SİROZ :</u> </i></b>Karaciğerimiz vücudumuzun kimya fabrikası gibi çalışan bir organımızdır. Kan şekerinin düzenlenmesinden tutunda, yağ, şeker ve proteinlerin birbirine dönüşmesine kadar bir çok görevi üstlenir. Hücreleri düzenli bir sıra şeklinde dizilmiştir. Başta alkol kullanımı olmak üzere hepatit türü hastalıklar sonucunda karaciğerin yapısı düzensizleşir ve hücreler hasara uğrar. Hücrelerin yok olmasıyla karaciğer küçülür ve görevini yapamaz hale gelir.</span></div>
<div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Vücudumuzun kimya fabrikası dediğimiz organın bozulması,yani hasara uğraması hayati tehlikeye yol açar. Bu sebeplerden dolayı iyileşmesi çok zor halk arasında Atatürk hastalığı olarakta bilinen siroz (cirrhosis)</span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> hastalığı ortaya çıkar. Sirozlu bir karaciğer küçülür ve pürtüklü bir yapıya sahiptir. Yok olan karaciğer hücrelerinin yerine yeni hücre üretimi gerçekleşir fakat bu dağınık ve haddinden fazla miktarda üretilir. Bu yüzden bağ dokusu bütün karaciğere düzensiz,dağınık ve bozuk bir şekilde yerleşmiştir.</span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXfFyTFG2djeVo_KEIPoJuWgH1dTMR1ty-eEr5KkC1pW9xmS53Hq8xcJROBViSBmghX_itrcely4Czfqv2V9WjYMtHurTx_fAP2a7RtTPV9nfFHhi3ls_UdkI9Hn0bP9yBs3S4VYoPPbg/s1600/Siroz-Hastal%25C4%25B1%25C4%259F%25C4%25B1-Nedir-Belirtileri-ve-Tedavisi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Siroz Hastalığının Belirtileri ve Tedavisi" border="0" height="278" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXfFyTFG2djeVo_KEIPoJuWgH1dTMR1ty-eEr5KkC1pW9xmS53Hq8xcJROBViSBmghX_itrcely4Czfqv2V9WjYMtHurTx_fAP2a7RtTPV9nfFHhi3ls_UdkI9Hn0bP9yBs3S4VYoPPbg/s400/Siroz-Hastal%25C4%25B1%25C4%259F%25C4%25B1-Nedir-Belirtileri-ve-Tedavisi.jpg" title="Siroz Hastalığı Nedir" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Siroz Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi...</span></td></tr>
</tbody></table>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i><u>SİROZ HASTALIĞININ SEBEPLERİ :</u></i></b><br /><br />Siroz, Türkiye dışında yabancı ülkelerde ölüm nedenleri arasında ilk 10’da yer alır. <b><i>Nedeni büyük ölçüde alkol kullanımıdır.</i></b> Alkol nedeniyle oluşan sirozun tedavisi yoktur diye bilinsede iyi bir doktor,iyi bir beslenme iyi şekilde hazırlanmış bitkisel kürler sayesinde tedavi edilebilir hastalıklar gurubuna girmiştir.Tabi karaciğer naklinide unutmamak gerekir!.. Siroz tanısı konulan hasta hemen mutlaka alkolü bırakması gerekir. </span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>Karaciğer yağlanması tespit edilen bir hasta eğer ki içki içiyorsa derhal içkiyi bırakması gerekir,çünkü karaciğer yağlanması bir çok hasta için sirozun habercisi olabilmektedir.</i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>Günde 60 gr. dan fazla uzun süre alkol alan bir erkek karaciğer sirozuna yakalanma oranı %95 tir. Kadında ise bu miktarın 20 gr olması yeterlidir. </i></b>Bir diğer nedeni hepatit virüslerinin yol açtığı hepatit B, C ve D hastalıklarıdır. Bu mikroorganizmalar karaciğerde iltihaplanmaya yol açar. </span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Özellikle hepatit B kronikleşen bir hastalıktır ve karaciğerde bu iltihaplanma kalıcıdır. Özellikle geri kalmış ülkelerde bu yüzden siroza yakalanma bir hayli fazladır. Karaciğerde demirin aşırı birikmesi, safra kesesi hastalıkları, kronikleşmiş kalp yetmezliği sirozun diğer nedenlerindendir.<br /><br />Vücudumuzun savunma sistemi karaciğerdeki bozukluk olduğunda kendi hücresini yabancı bir hücre olarak algılar ve bu hücreyi yok eder,yani karaciğer kendi kendini yok etmeye başlar. <b><i>Uzun süre ağrı kesici gibi ilaçların kontrolsüz kullanımı, kimyasal ilaçlara temas etme siroz oluşumunda önemli rol oynar.</i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i><u><br />SİROZ HASTALIĞININ BELİRTİLERİ :</u></i></b><br /><u><br />Hastalığı başlangıç ve ileri evre olmak üzere ikiye ayırırsak;</u><br /><br /><b><i>Hastalık ilk ortaya çıktığında yorgunluk, çabuk yorulma, iştahsızlık, sarılık, kaşıntı, bulantı, aşırı gaz birikimi, özellikle bacaklarda ve karında şişlik, kabızlık, erkeklerin gögsünün büyümesi görülür.</i></b> Bunlar sadece sirozda ortaya çıkan beliritler değildir. Başka hastalıklarda da bu belirtiler görülebilir bu yüzden doktor tanı koymadan bu belirtiler bende var,ben siroz oldum galiba deyip,endişeye kapılamamak gerekir.Siroz tehşisinde doktor ve doktorların tanısı şarttır.<br /><br /><b><i><u>Hastalığın daha ileri evresinde beliritler şiddetli ve tanı koydurucudur.</u> Gözle görülür bir kilo kaybı vardır. Hasta yemek yemek istemez. Bacaklar zayıflar. Dokularda su tutulamaz. Yemek borusundaki damarlar patlayarak iç kanama olabilir. Karaciğer zehirli maddeleri süzer fakat siroz sonucu bu görevi yapamaz ve bu zehirli maddeler hücreleri tahrip eder. Beyin hücrelerinin hasarı sonucu kişi aptallaşır, motive olmada güçlük çeker. Cinsel istek azalmıştır hatta ilerledikçe iktidarsızlık gelişir. Aç karnına kusmaya başlar, geceleri idrar yapması fazlalaşır. Hastanın görünümü değişmiştir. Yanakları kızarmıştır. Hormonal dengesizlik sonucu vücut kılları dökülür , damarlar genişler ve boyunda, sırtta görülür bir hal alır.</i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /><b><i><u>SİROZ NASIL TEŞHİS EDİLİR?</u></i></b><br /><br />Yapılan ilk muayenede doktor hastanın geçmişiyle ilgili bilgi alır. Alkol kullanıp kullanmadığı, hepatit hastalığı geçirmiş mi diye öğrenir. Bu hastalığın bulaşmış olabileceği ihtimalini gözönüne alır ve ailede eşinin ya da birlikte olduğu kişide hepatit olup olmadığını öğrenmek ister.Daha sonra elle yapılan muayeneyle karaciğerin nasıl olduğuna bakılır. Siroz hastalarının karaciğeri serttir. Kenarları ise çok belirgindir. Sirozluların çoğunun dalağı büyüktür. Doktor hastanın görünümünü de inceler. Hasta sararmış, yanaklar ve eller kırmızılaşmıştır. Bacakalar zayıf ve karın da su topladığından elle muayene ile karında su birikip birikmediğini anlayabilir.<br /><br /><b><i>Kesin tanı koymak için ise kan tahlilleri ve gerekirse karaciğerden parça alımı yapılır. Kanda albumin düzeyi düşük, bilirubin seviyesi yüksek ise karaciğerde sorun olduğu anlaşılır. Karaciğer hücrelerinin kanda ne durumda olduğu incelenir. Bunun dışında ultrason görüntüleme ile karaciğer görüntülenir. Karaciğerin yüzeyi ve yapısının bozukluğu hakkında bilgi alınır. Siroz teşhisi konmasında güvenilir ve etkin bir yöntemdir.</i></b><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i><u>SİROZ TEDAVİSİ VAR MIDIR? :</u></i></b><br /><br /> Tedavideki asıl amacımız karaciğerde bağ dokusu oluşumunu (fibrozis) yavaşlatmak ve oluşabilecek komplikasyonları (arazları) engellemek veya en aza indirmektir.Karaciğer sirozunu tedavi etmeden önce hastalığı yapan nedeni mutlaka ortaya çıkarmak gereklidir.Çünkü hastalığın esas tedavisi bu nedene yönelik yapılmaktadır.Örneğin siroz hepatit B ‘ye bağlı ise mutlaka hepatit B virüsünü yok etmek gereklidir.Zira karaciğerde hasar yapan etken hepatit b’dir ve bunun yok edilmesi gereklidir. Hepatit B’de antiviral ilaçlar sirozun ilerlemesini durdurur veya yavaşlatabilir. Böylece karaciğer nakli geciktirilebilir veya nakil gerekliliği ortadan kaldırılabilir. Yapılan büyük araştırmalarda hepatit B’ye bağlı siroz hastalarında antiviral tedavi sonrasında sirozun iyi yönde gerilediği gösterilmiştir.Bu tıpta bir çığırdır.Zira siroz tedavi edilemez kavramı terk edilmiştir.<b><i>İnternette hemen hemen bütün sitelerde ve hastanelerde bazı doktorların, siroz hastalarının en fazla 5 yıl yaşayabileceği söylensede iyi bir doktor ve iyi bir tedaviyle siroz tedavi edilebilir ve hasta sirozu yenebilir.</i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i><br /></i></b> Hepatit C’ye bağlı sirozda dekompanse olmadan önce tedavi verilebilir ancak tedavi zor ve dekompanse olma riski taşır.<b><i>Hepatit C’ye bağlı siroz hastaları pegile interferon + ribavirin ile tedavi edilmektedir.Bu tedavi bir yıl sürmektedir.Tedavinin yan etkileri vardır.Başarılı bir tedavi ile hepatit C virüsü yok edilirse hastanın yaşam süresi uzar, yaşam kalitesi yükselir ve kanser gelişme riski azalır.</i></b><br /><b> Eskiden siroz tedavisi mümkün olmayan hastalıklar arasında idi. Bugün bu görüşler değişmiştir.Zira siroz tedavi ile gerileyen bir hastalık konumuna gelmiştir.Hepatit B nedeniyle tedavi ettiğimiz birçok hastada hastalık ciddi oranda gerilemiş ve hastaların yaşam kalitesi ciddi oranda yükselmiştir.</b><br /> Sirozun nedenine yönelik tedavi yanında koruyucu tedbirleri elden bırakmamalıdır.Hasta karaciğeri daha fazla bozacak alışkanlıklardan ve ilaçlardan uzak durulmalıdır.</span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>Alkol alımına kesinlikle izin vermiyoruz.Yüksek dozda A vitamini içeren vitaminler, parasetamol içeren ağrı kesiciler, kontrolsüz romatizma ilaçlarının kullanımı karaciğerin daha da bozulmasına ve ciddi kanamalara yol açabilir.</i></b><br /> Günümüzde sirozlu hastalarda protein kısıtlaması uygulamıyoruz.Y<b><i>ağ, karbonhidrat ve proteini dengeli bir şekilde almalarını öneriyoruz.Çok fazla şekerli, tatlı, hamurlu gıdaları önermiyoruz.Bu husus son derece önemlidir.</i></b><br /><br /> </span></div>
<div>
<ul>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Karaciğer sirozlu hastalar normal insanlara göre artmış enfeksiyon riski taşıdıkları için temizlik koşullarına uyum ve aşılanma son derece önemlidir.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Karında su biriken ve bacaklarda ödem olan hastaların tuz kısıtlaması önemlidir.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Beraberinde idrar söktürücü ilaçlar almaları gerekir.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Karaciğer sirozlu hastalarda ölüme neden olabilen yemek borusu ve midedeki varislerden kanamalar olabilir.Bunların ilaçla ve endoskopik yollarla tedavi edilmesi gereklidir.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Uygun aralarla endoskopi yapılıp varislerin kontrol edilmesi şarttır.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Hastalığın ileri aşamalarında karaciğerin vücuttaki zehirli maddeleri temizleyememesi nedeniyle hastalarda karaciğer koması gelişebilir.Bu tabloda ölüm riski yüksektir.Bu nedenle hastaların acilen hastaneye yatırılması gereklidir.</span></li>
<li><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Karaciğer yetmezliği karaciğerin ileri derecede hasarına bağlı olarak hayatın devamını sağlayamaması halidir.Bu duruma gelen ve gelebilecek hastalarda karaciğer nakli için gerekli hazırlıklara hemen başlanmalıdır.</span></li>
</ul>
</div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Karaciğer sirozuna bağlı komplikasyonlar (arazlar) görülmeye başladığında uzmanınız karaciğer nakli için sizi uyaracak ve yol gösterecektir.Uygun bir nakil merkezine gönderecektir.Bunlar dışında şunların mutlaka yapılması gerekir ki hastalık kısmen de olsa kontrol altına alınabilsin:<br /><ul>
<li>İlk başta kesinlikle alkolü bırakmak gerekir,</li>
<li>Vücuttaki eksikliklerin giderilmesi için vitamin alımı gerekebilir,</li>
<li>Sirozlu hastaların tansiyonu yüksek olur. Bunu kontrol etmek için tansiyon ilaçları önerilir,</li>
<li>İdrar söktürücü ilaçlarla karında biriken su miktarı azaltılmaya çalışılır,</li>
<li>Doktorun önermediği takdirde ilaç alınmamalı,</li>
<li>Aşırı yağlı yemekler yenmemeli.</li>
</ul>
<br /><b><i>Bunların dışında en son yapılacak tedavi organ naklidir.</i></b> Hastalığın iyileşmesi mümkün olabilir fakat bu nakil sonucu karaciğerin vücuda uyumu gerekir. Kullanılan bazı ilaçlar da bu yönde etkili olmaktadır.</span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i><u>SİROZ İÇİN BİTKİSEL TEDAVİ YÖNTEMİ:</u></i></b></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Siroz tedavisinde Avusturalyada yapılan araştırmalar neticesinde <b><i>"</i></b></span><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><i>Silybum marianum" bitkisinin (halk arasında deve dikeni olarak bilinen bitki)</i></b> siroza iyi geldiği,karaciğeri temizlediği kanıtlanmış ve siroz hastalarında ilaç tedavisi ile birlikte uygulanmaya başlamıştır </span></div>
<div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Süt devedikeni bitkisinin , Silybum marianum türetilen silimarin , karaciğer ve safra yolları hastalıkları için doğal bir çare olarak yüzyıllardır kullanılmaktadır. Alternatif tedavi Silimarin ve aktif bileşen, Silybin , Antioksidanlar serbest radikalleri ve lipid peroksidasyonunun engellenmesi olarak bildirilmiştir. Çalışmalar ayrıca , genomik hasara karşı koruma hepatosit protein sentezini artırmak tümör promoterlerinin etkinliğinin azaltılması , mast hücreleri, şelat demir ve yavaş kalsiyum metabolizması stabilize olduğunu göstermektedir.</span></div>
<div>
<br /><b style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><i><u>SİROZA KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER :</u></i></b><br /><ul style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">
<li>Alkolü bırakmak,</li>
<li>Hepatit hastalığına yakalanmamak için aşı yaptırmak,</li>
<li>Bazı karaciğer hastalıkları siroza yol açar. Bu yüzden mutlaka tedavisi yapılmalıdır,</li>
<li>Beslenmeye dikkat edilmeli, yağlı ve hayvansal kaynaklı besinlerden uzak durmak gerekir,</li>
<li>Erken teşhis önemli olduğundan kontrol amaçlı muayene yaptırılabilir.</li>
</ul>
</div>
</div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-83448403082823280502016-09-07T12:09:00.000+03:002016-09-09T21:57:52.837+03:00Şifalı Bitkiler Nasıl Kullanılır?<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>1- </b>Toz haline getirilen bitkiler,tohum,kabuk,yaprak su ile içilebildiği gibi hap haline getirilerek;kaşe halinde veya su ile karıştırılıp içilebilir.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>2-</b> Haşlama halinde,bitkiler ve yumuşak yapraklar ufalanmak suretiyle(toz halinde değil) ağaç kabukları,kök ve benzeri sert meyve tohumları ufak parçalar haline getirilip kullanılır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>3-</b> Kaynatma şeklinde bazı ağaç kabukları,kökleri veya benzeri sert kısımlar kaynatılması belirtilmişse ufak parçalar haline getirilir ve tarif edilen şekilde kaynatılıp kullanılır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Haşlama veya kaynata şeklide kullanılacak droglar(bknz:1) günlük taze olarak hazırlanmalıdır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"></span><br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjN8ThUg_J55_uit75mjR4SZCcR0LfuhQiSO8aaLeWefMijqzhGmXt6E28THMzBuLOWjxSOXJnKBuk0yHceiAKrWguBjcy-DgB6u7r07P3cnWYKDpTPzIHeIsEcMVkKjyFF71jAk1L-C9k/s1600/sifal%25C4%25B1-Bitkiler-Nasil-Kullanilir.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Şifalı Bitkiler Nasil Kullanilir" border="0" height="265" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjN8ThUg_J55_uit75mjR4SZCcR0LfuhQiSO8aaLeWefMijqzhGmXt6E28THMzBuLOWjxSOXJnKBuk0yHceiAKrWguBjcy-DgB6u7r07P3cnWYKDpTPzIHeIsEcMVkKjyFF71jAk1L-C9k/s400/sifal%25C4%25B1-Bitkiler-Nasil-Kullanilir.jpg" title="Şifalı Bitkiler Nasil Kullanilir" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: small;">Şifalı Bitkiler Nasıl Kullanılır?</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>4- </b>Kabuk-kök ve benzeri sert meyve veya tohumları toz haline getirilerek kullanılır</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>5-</b> Bitkileri kullanırken tarif edilen doza mutlaka riayet edilmeli yan etkisi oluşursa tedavi bırakılmalıdır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Dozuna riayet ederek kullanılan çok faydalı bir bitki dozuna riayet etmediğimiz taktirde bizim için çok zararlı neticeler meydana getirebilir. </span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b>6- </b>Makalelerimizde zehirli ve az zehirli bitkilerden bahsedeceğiz.Kullanmak mecburiyetinde kaldığımız bu <b><i><u><a bitkilerin="" href="https://saglikkuthuphanesi.blogspot.com/2016/09/sifali-bitkilerin-kurutulmasi-ve-saklanmasi.html" ifal="" kurutulmas="" saklanmas="" target="_blank" title="" ve="">şifalı bitkilerin</a></u></i></b> tarif edilen dozların üzerinde alındığında tehlikeli zehirlenmelere sebep olacağı ve hatta ölüme bile sebebiyet verebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><b>7-</b> <b><u>Bitkiler :</u></b> Merhem haline getirmek sureti ile haricen kullanılırlar.Lapa halinde,tıbbi yağ şeklinde,hülasa halinde,tentür şeklinde,hap şeklinde kullanılırlar.</i></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><b><u>Hülasa :</u></b> Bikinin su,alkol veya eter gibi çözücüler içerisinde bekletilmesi neticesi elde edilen sıvının belli bir orana kadar kaynatılarak tüketilmesi ile elde edilir.</i></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><b><u>Tentür :</u></b> Bitkinin yağ,su,alkol veya eter gibi çözücüler içerisinde bir müddet bekletilmesi ile elde edilen sıvıdır.Tentür alkol içerisinde 2-3 gün bekletmek su içerisinde ise 2-3 hafta bekletmek sureti ile yapılır.</i></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><u style="font-weight: bold;">Tıbbi Yağ :</u><b> </b>Bitkilerin saf zeytin yağı veya özel tarif edilen yağ içerisinde 15 gün kadar bir süre bekletilmesi sureti ile elde edilir.</i></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><b style="text-decoration: underline;">Lapa :</b><b> </b>Kullanılacak bitki taze veya kurutulmuş halde lapa yapımında kullanılır.Lapa hazırlanırken su,un veya başka bitki kısımları da ilave edilebilir.Birinci uygulamada ağrı geçmezse,1defa daha tatbik etmekte fayda vardır.</i></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><b><u>Hap :</u></b> Bitki ya toz halinde kapsüllere konarak yada un,bal,leblebi tozu gibi şeylerle hap yapılıp yutulur.</i></span><br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b style="color: #cc0000;"><i><u>Drog (bknz 1):</u></i></b> <b><i>Hayvan ve bitkilerden kurutularak veya özel metotlarla toplanarak elde edilen, eczacılık ve kısmen sanayide kullanılan ham veya yarı ham madde.<br />Doğal maddelerden elde edilen ve tedavi amacıyla kullanılan ilaç ham maddesi.</i></b></span>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-43547796141097083132016-09-01T13:07:00.000+03:002016-09-01T13:09:58.173+03:00Şifalı Bitkilerin Kurutulması ve Saklanması<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKYoMAxxkk6YXwcdnx_Ml6VKAGsZilyKhZac45XrNFJ9kVcECg9opPiKAWoYbfxQlUvVKJzT7YtOpY7sIqAvWbiKuIUZMKFv5PNNJ7K13f3MhKpjp37pwAcYuTDgaiPyywG8nzxR9X8mw/s1600/sifali-bitkilerin-kurutulmasi-ve-saklanmasi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Şifali Bitkilerin Kurutulmasi ve Saklanmasi" border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKYoMAxxkk6YXwcdnx_Ml6VKAGsZilyKhZac45XrNFJ9kVcECg9opPiKAWoYbfxQlUvVKJzT7YtOpY7sIqAvWbiKuIUZMKFv5PNNJ7K13f3MhKpjp37pwAcYuTDgaiPyywG8nzxR9X8mw/s400/sifali-bitkilerin-kurutulmasi-ve-saklanmasi.jpg" title="Bitkilerin Kurutulmasi ve Saklanmasi" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: small;">Şifalı Bitkilerin Kurutulması ve Saklanması</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>Bitkilerin Kurutulması :</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Çiçek yapraklar gölgede kurutulur.Kökler ve sulu bitkiler güneşte kurutulur.Tohumların kurutulmaya ihtiyacı yoktur...Tıbbi bitkilerin 1 yıl sonunda etkileri azaldığından her yıl taze olarak toplanıp kurutulmalı ve kullanılmalıdır.Aktarlarda öyle bitkiler satılmaktadır ki neredeyse 3 yıldır rafta beklemiş haldedir,bu şekilde bekletilmiş bitkileri almayınız-kullanmayınız!..</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Peki uzun yıllar raflarda beklemiş bitkiyi nasıl anlarsınız</u>; </i></b>Biliyorsunuz aktarlar artık bitkileri paketlenmiş halde satmak zorunda ve bu paketlerin üstünde toplanma ve paketlenme tarihi yazıyor(yazması gerekiyor) ama sizinde bildiğiniz gibi bu tarihli etiketleri değiştirmek çok basit ve bu etikeleri değiştirmek maalesef aktarlar tarafından sıkça yapılan bir uygulama.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Ama bilinçli bir tüketici paketin üzerindeki tarih ne olursa olsun uzun yıllar rafta beklemiş bir bitkiyi hemen anlayabilir.Şöyle ki;bitki daha el değmeden paketinde ufalanmışsa,rengi kuruduktan sonraki renginden çok daha fazla solmuşsa,çiçekli bitkilerde yeşil kısımları solup sararmaya yüz tutmuşsa,çiçekli bitkilerin yaprakları dökülmüş ve parçalanmışsa,bitkiyi elinize aldığınızda dokunduğunuz anda ufalanıyorsa,rengi alışılmışın dışında bir renk almışsa o bitki 1 yıllık bir bitki değildir,buda o bitkinin taze olmadığını gösterir.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>Bitkiler Kurutulduktan Sonra Nasıl Saklanmalıdır?</u></i></b></span><br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bitkiler kurutulduktan sonra serin ve güneş görmeyen(almayan) bir yerde ve havadar bir ortamda bez keselerde,bez çantalarda,bez çuvallarda,cam kaplar veya ağzı kapanabilir karton kutularda ağzı kapalı bir şekilde saklanmalıdır. Plastik kaplar ve teneke kutular bitkiler için uygun değildir. Kurutulmuş bitkiler ışıktan korunmalıdır. Renkli cam kaplar örneğin yeşil renkliler en uygun olanlarıdır.</span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01086145202427328950noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-83254643586720255052016-08-31T13:35:00.003+03:002016-08-31T13:36:34.971+03:00Şifalı Bitkiler Ne Zaman Toplanır?<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhy7rMkbW7B5fKWHXTaB8q9w_1V5nxbbiVpYERS_z1omYQfasopU0Ju0ck-qNN9KFOdJXM1YtjFRtjY5FQaI2G6QYxoIjoUuyjact4U8XvrE0gN6d0E9F8YMRx9QMM0HHsC3gUdANJqJXI/s1600/sifali-bitkiler-ne-zaman-toplanmali.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Şifali Bitkiler Ne Zaman Toplanmali" border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhy7rMkbW7B5fKWHXTaB8q9w_1V5nxbbiVpYERS_z1omYQfasopU0Ju0ck-qNN9KFOdJXM1YtjFRtjY5FQaI2G6QYxoIjoUuyjact4U8XvrE0gN6d0E9F8YMRx9QMM0HHsC3gUdANJqJXI/s400/sifali-bitkiler-ne-zaman-toplanmali.jpg" title="Şifali Bitkiler Ne Zaman Toplanir" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: small;">Şifalı Bitkiler Ne Zaman Toplanır?</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><span style="color: #660000;">1- </span>Bitkiler yer üstü kısımları bitki çiçek açmadan evvel veya çiçekte iken toplanmalıdır.</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><span style="color: #660000;">2-</span> Çiçekler tamamen açmadan önce veya tomurcuk halinde iken,</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><span style="color: #660000;">3-</span> Yaprakları toplanacak bitkiler,bitki çiçek açmağa başladığı zaman,</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><span style="color: #660000;">4-</span> Kökler (toprak altı kısmı) bitkinin toprak üstü dalları kuruduktan sonra,</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><span style="color: #660000;">5-</span> Tohumlar olgunlaştıktan sonra,bir kısmı ise henüz olgunlaşmadan toplanmalıdır.</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><span style="color: #660000;">6-</span> Ağaç ve dal kabukları bitki yapraklarını döktükten sonra veya ilk baharda bitkiye su yürümeye başladığında toplanır.</i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i>Kısacası şifalı bitkilerin toplanma zamanı o bitkinin fayda sağladığı organlarına göre değişikik göstermektedir,<b>Örneğin;sarıkantaron otunun şifasından yararlanmak istiyosak,sarı kantaronu ilk baharda sarı çiçekleri açmaya başladığıda toplamamz gerekiyor,mesala gelicik çiçeğini ele alalım,genelde gelincik çiçeğinin hangi organından faydalanırız:tabi ki çiçeğinden,öyleyse gelincikten şifa sağlamak (fayda sağlamak) istiyorsak gelincik çiçeğinin çiçek açmasını beklemek ve çiçek açtıktan sonrada toplamamız gerekecektir.</b></i></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><br /></i></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><b><u>Bir sonraki yazımız :</u> "<u>Şifalı Bitkiler Nasıl Kurutulmalı ve Saklanmalı</u>"</b> adlı makalemizi okumayı unutmayanız!.. </i></span>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-24222407589758915752016-08-25T12:53:00.000+03:002016-08-25T13:19:41.442+03:00Çam Yağının ve Çam Terebentinin Faydaları<div class="ikaz27">
<h2>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><u>Çam Yağı ve Çam Terebentin Arasındaki Fark,Çam Yağı Saç Çıkarır mı?,Çam Terebentin Saç Çıkarır mı?,Çam Yağının Faydaları,Çam Terebentinin Faydaları,Saç Dökümesine Çam Yağı,Saç Dökülmesine Karşı Çam Yağının Faydaları,Saç Dökülmesine Karşı ÇamTerebentinin Faydaları...</u></i></span></h2>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Google girip çam yağı veya çam terebentin diye arattığınızda ilk sıralarda çıkan sağlık sitelerinin bu denli yalan yanlış bilgiler paylaştığını görünce gerçekten çok şaşırdım ve bu konuda google'ı hayıfladım,google gibi büyük bir arama motorunun sağlık konusunda daha fazla özen gösterip insanlara daha doğru bilgiler sunan siteleri öne çıkarıp yalan yanlış bilgiler sunan siteleri ise bırakın 2.3. sayfaları google'de görünmez yapması gerektiği kanaatindeyim.</span><br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Google çam yağı yazdım ve önüme çıkan ilk sayfadaki ilk sırada yer alan bir site çam yağının saç dökülmesi sorunlarına karşı bilgi verirken yazısına aynen şöyle başlamış: <b>"Çam yağı ya da diğer adıyla (çam terebentin yağı) belirli çam
ağaçlarının reçinesinden elde edilen bir yağdır.
Terebentin, bazı ağaçların reçinesine verilen
isimdir".</b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bakın bu cahil çam yağı ve çam terebentinin aynı şey olduğunu sanıyor ve yazısında çam terebentinin saç dökülmesini durdurduğunu ve hatta saç çıkardığını yazıyor...Bre cahil,bre düzenbaz,bre yalancı,hadi diğer kategorideki siteler yalan yanlış şeyler paylaşıyorda sağlık kategorisinde ki bir site nasıl oluyorda insanların sağlığını hiçe sayarak sırf para kazanmak uğruna bu kadar densiz bu kadar vicdansız olup hiç araştırmadan bilimsel dayanağı olmayan yalan yanlış şeyler paylaşıyor anlamadım.</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Hadi bu düzenbazlar paylaşıyor onu anladıkta,google gibi bir arama motoru böyle yalancılara nasıl oluyorda ilk sayfada,ilk sırada yer veriyor onu anlamıyorum!..</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Yazılanları okuduktan sonra şunu anladık ki insanları bu konuda yani <b>"çam yağı ve çam terebentin"</b> konusunda doğru bilgilerle aydınlatmak ve bu yalancılara kanmamaları, maddi ve manevi yönden hüsrana uğramamaları için bu makaleyi yazmaya karar verdik</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">İnternette paylaşılan yalan-yanlış bilgi kirliliğinden bahsettikten sonra gelelim sizlere doğrusunu anlatmaya.Bu makalemizde;<b style="font-style: italic;">Çam yağı nedir,çam terebentin nedir,çam yağı ve çam terebentin arasındaki fark nedir,çam yağı nerelerde kullanılır?,çam terebentin nerelerde kullanılır?,çam terebentin saç dökülmesini önler mi,saç terebentin saç çıkarır mı,çam yağı saç dökülmesini önler mi,çam yağı saç çıkarır mı,çam yağı ne işe yarar nasıl kullanılır,çam terebentin ne işe yarar nasıl kullanılır...</b>bu konular hakkında sizlere detaylı ve bilimsel bilgileri,kısaca sizlerin anlayabileceği dilden yazarak paylaşım yapacağız,bu makalemizi okuduktan sonra kimse çam yağı diye satılan çam terebentini alıp bilinçsizce kafasına sürmeyecek,bu yazımızı okuduktan sonra çam terebentin kullananlar boşuna para harcadıklarını anlayacak ve doğrusunun ne olduğunu anlayıp aydınlanacaklar,en önemlisi de çam yağı ve çam terebentin arasındaki farkı öğrenmiş olup ona göre hareket edecekler...</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><br /></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Çoğu kişi çam yağı ve çam terebentinin aynı şeyler olduğunu sanır,bu çok yanlış bir bilgi olmasına rağmen google'ye çam yağı ve çam terebentin yazdığınızda bu kadar yanıltıcı bu kadar yalan yanlış şeyler çıkıyor ki insanların bu iki ürünün aynı şeyler olduğunu sanması çok doğal.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Öyle saçma sapan bilgiler ön sırada yer alıyor ki inanın çam terebentin nedir çam yağı nedir bu bilgilere dahi ulaşamıyorsunuz bu yüzden ö</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">ncelikle çam terebentin nedir,ne işe yarar,nerelerde kullanılır sizlere bu konu hakkında bilgilendirelim;</span><br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWDwpvXchdSyr3PdfQVqkJoWqqxSu7iCdd7JC9etusrhNLK6dkAGUWAGzvlBloyfzJHKnP4Pzct7KgGmkXVUODurVWsAVvP2OKGIdGDTEG1iZ-tbrAhVXcdUAhllnJio3NujKP1QY_JG4/s1600/cam-terebentin-cam-yagi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Saç dökülmesine Çam Terebentin" border="0" height="209" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWDwpvXchdSyr3PdfQVqkJoWqqxSu7iCdd7JC9etusrhNLK6dkAGUWAGzvlBloyfzJHKnP4Pzct7KgGmkXVUODurVWsAVvP2OKGIdGDTEG1iZ-tbrAhVXcdUAhllnJio3NujKP1QY_JG4/s320/cam-terebentin-cam-yagi.jpg" title="Çam Terebentinin Faydalari" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;">Çam Terebenti Yapımında Kullanılan</span></td></tr>
</tbody></table>
<b><i><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">"<u>Çam Terebentin :</u> Çam terebentin,çam ağacanın kozalaklılardan doğal olarak akan ya da ağacın çizilmesi yoluyla akıtılan, yağlı vernik yapımında, yağlı boya üretiminde ve inceltilmesinde kullanılan, ince, renksiz, kokulu reçinedir."</span></i></b><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8GWKdelf3epa7TuORhFBCM9DbSogfWq-dwHkWHM8LLZZXwy6EKClTm5Cz-gDOxn08WYfdYeWv0NZY8lKWKp9oEyCHVKL2bHa3rQh1vxmLDTKcXBeG5x0ytbT4GqSuliamEfdhyDvnFpc/s1600/cam-yagi-cam-terebentin.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="saç dökülmesine Çam Yağı" border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8GWKdelf3epa7TuORhFBCM9DbSogfWq-dwHkWHM8LLZZXwy6EKClTm5Cz-gDOxn08WYfdYeWv0NZY8lKWKp9oEyCHVKL2bHa3rQh1vxmLDTKcXBeG5x0ytbT4GqSuliamEfdhyDvnFpc/s320/cam-yagi-cam-terebentin.jpg" title="Çam Yağının Faydaları" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;">Çam Yağı Yapımında Kullanılan</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">"<b><i><u>Çam Yağı(Pine Oil) :</u></i></b> </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i>Çam türlerinin özellikle "Pinus sylvestris" çeşitli iğne yapraklılarından, dal ve koni buharla damıtılması yolu ile elde edilen uçucu bir yağdır.Çam fıstığı yağı ve çam terebentin ile karıştırılmamalıdır. </i></b>Çam yağı, terebentin ve çam yapraklarının damıtılmasından düşük kaynama noktalı fraksiyonu ve rozen çam diğer ürünlerden ayırt edilir, terebentinden sonra kalan kalın katranı damıtılır. <br />Aroma terapide,kozmetikte kullanılan bir yağdır,masaj yağı olarakta kullanılır, antibakteriyel ve antiseptik özelliğiyle saç bakım yağı olarak tercih edilen ve saç dökülmesine iyi gelen bir yağ çeşididir.Çam yağı kas ağrıları, romatizmal ağrılar için, sinek ve diğer haşeratı kovmak için, solunum yollarını etkileyen grip, nezle, bronşit ve astım gibi rahatsızlıkların belirtilerini hafifletmek ve sinüsleri açmak içinde kullanılır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br />Kimyasal olarak, çam yağı çoğunlukla siklik terpen alkoller oluşur.Terpen hidrokarbonlar, eterler ve esterler ihtiva edebilir. Tam bileşimi üretildiği çam çeşitliliği ve kullanılan ağaç parçaları gibi çeşitli faktörlere bağlıdır.Bu işlerden anlayanlar için biz size kimyasal formülünü ve özelliklerini de aktaralım...</span></div>
<div class="ikaz27">
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="ikaz27">
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Çam Yağının Özellikleri:</u></i></b> Yoğunluk 0.95 g/cm3,25°C'de(yaklaşık)<br /><b><i><u>Çam Yağınının Kimyasal formülü:</u></i></b> Karışım Görünüm Renksiz,sarı sıvı soluk,Erime noktası 5 ° C (41 ° F; 278 K) NFPA 704,Kaynama noktası 195 ° C (383 ° F; 468 K) sudaki çözünürlük:çözünmez,P 1.7 log Buhar basıncı 4 mmHg Tehlikeler,Aksi belirtilmediği sürece, verileri (25 ° C [77 ° F] 100 kPa) standart halde malzemeler için verilmiştir. NFPA 704 dört renkli elmas 220 Parlama noktası 65 ° C (149 ° F; 338 K) </span><br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u>Şimdi gelelim Çam Yağının ve Çam terebentinin sağlık açısından faydalarına;</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><u style="font-style: italic; font-weight: bold;">Çam Yağının Faydaları:</u> Çam yağı çok değerli bir yağdır yaptığımız araştırmalar soncu hakiki çam yağı maalesef Türkiyede yok,aktarlardan ve intertten çam yağı diye aldığımız tüm ürünler çam terebentin karıştırılmış bitkisel yağ çıktı.Zaten hakiki çam yağını piyasada satılan sahte ürünler gibi 15tl den almanız imkansız.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu önemli detayı anlattıktan sonra gelelim faydalarına; çam yağı saç dökümesine iyi gelir ve hatta dökülmeyi durdurur,</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">antibakteriyel ve antiseptik özelliğiyle saçtaki </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">seboreik dematit sorunu iyi gelir,kas ağıları ve </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">romatizmal ağrılar için kullanılması gereken bitkisel yağların en başında gelmesi gerekir.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i style="font-weight: bold;"><u>Çam Terebentinin Faydaları </u>: </i>Çam terebentin </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">yağlı vernik yapımında, yağlı boya üretiminde ve inceltilmesinde kullanılan reçinedir sağlık açısında herhangi bir fayda sağlamaz,sağladığı ispat edilememiştir.Saç dökülmesine iyi gelmez,saçı uzatmaz bu kadar net...Bunların aksini söyleyen,size çam terebentin satmaya çalışan biridir sadece,bakın arkadaşlar bir daha söylüyorum çam terebentin saç ve saç sorunları ile ilgili hiç bir sağlık sorununda işe yaramaz,şimdi bazıları diyecek ki ama ben kullandım saçım pırı pırıl oldu;olacak tabi içinde inceltici madde var o anlık saçlarınız parlayacak ama o inceltci madde zaman içerisinde saç derinizi ve saç köklerinizi berbat edecek saçın Ph değerini yerle bir edecek fayda yapayım derken zarar yapacaksınız...</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Kısacası üzülerek söylemeliyim ki çam terebentin saç sağlığı veya genel sağlık açısından kullanımlarda faydasız bir üründür.</span></div>
Unknownnoreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-4281985614231991948.post-64662042244093005302016-08-06T15:55:00.003+03:002016-08-06T15:59:22.263+03:00Sağlık Kütüphanesi Nedir?<span style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;">Merhaba değerli okurlar,sizlerle paylaşacağımız ilk yazımız, sizler için hazırlayıp sunmuş olduğumuz bu site sizin ne işinize yarar ve sizlere nasıl bir fayda sağlar,bu sitede hangi konular yerler alır,sağlık kütüphanesi sitesinden neler öğreneceksiniz bu konular hakkında sizleri bilgilendirmek amacıyla yazılmış bir makale olacak.</span><br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_tpEVwYk6ZZdAAkzSPLbgBnYYM5FBHh93DG1k2HeezzLlbs9G8RpNT15q31vF_fcLlubEuzoYdlYrUuHlkXoeI6g3xBajlElDDhp7nDO_B6Udlk11QElRGHAeLXQb4Ttcl03-MvYsFKA/s1600/saglik-kutuphanesi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Sağlık Kütüphanesi Nedir" border="0" height="265" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_tpEVwYk6ZZdAAkzSPLbgBnYYM5FBHh93DG1k2HeezzLlbs9G8RpNT15q31vF_fcLlubEuzoYdlYrUuHlkXoeI6g3xBajlElDDhp7nDO_B6Udlk11QElRGHAeLXQb4Ttcl03-MvYsFKA/s400/saglik-kutuphanesi.jpg" title="Sağlık Kütüphanesi" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Sağlık Kütüphanesi</span></td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>Sağlık Kütüphanesinin Amacı </u></i></b>: </span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sağlık kütüphanesi hiçbir kar amacı gütmeyen sadece okuyucularına sağlık,sağlık sorunları ve tedavi yöntemleri konusunda merak edip öğrenmek istedikleri bir çok bilgiyi,okuyucuları için araştırıp derleyen ve makaleler halinde okuyucularına sunacak olan bir bilgi platformu olmayı amaç edinmiştir.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Malumunuzdur ki sağlık konusunda internette okadar çok yalan yanlış bilgiler dolaşıyor ki,biz bu yalan yanlış bilgiler paylaşan,hiç bir araştırma yapadan insanlara yanıltıcı bilgiler sunan sitler arasından sıyrılıp,sadece sağlıklı kanallardan elde edilmiş ve doğruluğu kanıtlanmış bilgileri sizlere sunarak o sitelerle aramızda bir fark oluşturup sizlere sağlık,sağlık sorunları ve tadavi yöntemleri konularında fayda sağlamak ve bu doğrultuda sizlerin taktirini kazanmak istiyoruz.</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Ayrıca doğru bildiğiniz bir çok şeyin aslında ne kadar yanlış olduğunu gün yüzüne çıkaracağız,bir nevi sağlık konusunda bir çok şeyi deşifre edeceğiz.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>Sağlık Kütüphanesinden Hangi Konular Hakkında Yer Alacak?</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu sitede genel sağlık bilgilerinden tutunda,bitkisel tedavi ve sağlık yöntemlerine,Alternatif tıp ve sağlık yöntemlerinden tutunda,bioenerji ile tedavi ve sağlık yöntemlerine kadar bir çok sağlık sorunlarına karşı uygulanan tedavi yöntemleri hakkında sizlere güvenilir ve doğru kaynaklardan bilgiler ve makaleler aktaracak!..Ayrıca doğru bildiğiniz bir çok şeyin aslında ne kadar yanlış olduğunu bilimsel makalelerle sizlere kanıtlayacağız.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu bilgiler asla televizyonda çıkıp herhangi bir bilgi ve eğitime sahip olmayan "şu hastalık için onunla bunu karıştırın iyi gelir" diyen şarlatan ve düzenbaz insanların sunmuş olduğu uyduruk bilgiler olmayacak.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sunacağımız bilgilerin hepsi konusunda uzman eğitimli kişilerin paylaştığı doğruluğu kanıtlanmış Türkiye ve yabancı(yurt içi ve yurt dışı) kaynaklardan elde edilerek hazırlanan bilgilerden ibaret olacaktır.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><b><i><u>Sağlık Kütüphanesi Size Nasıl Fayda Sağlayacak?</u></i></b></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><i><u><br /></u></i></b></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Örneğin hastasınız ve hastalığınız hakkında bilgi edinmek istiyorsunuz,geçirdiğiniz sağlık sorunu için hangi doktara ve hangi bölüme gideceğinizi,yaşadığınız sağlık sorunu sürecinde nelere dikkat etmeniz gerektiğini,bu hastalıkla nasıl baş edeceğinizi,neler yaparsanız hastalığınızı daha kısa sürede yeneceğinizi,hastaneye gitme imkanınız olmadığında basit sağlık sorunlarınlarında doktora gitmeden soruna nasıl müdahale edeceğinizi,acil durumlarda neler yapmanız gerektiğini,basit yaralanma ve kazalarda kendinize veya bir başkasına neler yapmanız gerektiğini,sağlık konusunda nelerin yapılması,nelerin yapılmaması gerektiği,yapılaması gerekenler ve tedavi konusunda nelerin yanlış ve nelerin doğru olduğu hakkında detaylı bilgilere sahip olacaksınız.Ve sağlık konusunda daha sayamadığımız bir çok bilgiye uzman görüşe bu site aracılığıyla sahip olacaksınız.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bu site asla size ilaç adı vermez,önermez ve tedavi uygulamaz,bu site</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">sağlık konusunda geç kalmamanız için ön tehşis konusunda size yardımcı olacak ve alarm vazifesi yapacak,</span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">bu site size yoldaş olacak,yön gösterecek ve ne yapmanız konusunda sizi yönlendirecek kısacası siz bu süreçte yürürken elinizin altında bir değnek,yolunuzun üstünde bir pusula olacak.</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Sağlıklı bir yaşam sağlıklı bir nesil dileğimle...</span>Unknownnoreply@blogger.com0